DOLAR

32,5253$% 0.26

EURO

34,8625% 0.21

GRAM ALTIN

2.442,61%0,19

ÇEYREK ALTIN

4.048,00%0,02

TAM ALTIN

16.168,00%0,01

BİST100

9.915,62%2,05

BİTCOİN

฿%

LİTECOİN

Ł%

ETHEREUM

Ξ%

RİPPLE

%

a
Mehmet Yüce

Mehmet Yüce

17 Nisan 2024 Çarşamba

Cumhuriyetin 100. Yılı

Cumhuriyetin 100. Yılı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tarihsel süreç içinde her dönem varlığını hissettiren Türk Milleti için 19. Yüzyıl gerçekten parlak bir asır olmamıştır. Bir taraftan Osmanlı Devleti 19. yüzyılda hızla dağılma ve parçalanma sürecine girerken, diğer taraftan da Türkistan Türklerinin kadim toprakları Çin ve Rusya’nın işgaline uğrar. 19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde gerilemeyi engellemek için sosyal, siyasi, askeri, ekonomik, kültürel vb. birçok alanda ıslahatlar yapılır. Özellikle basın-yayın, edebiyat, tiyatro, sosyal hayat, eğitim-öğretim, kent, insan, aile, eğitim, nüfus, askeri yapı, yabancı ve kültürel müesseseler, sosyal ve mali yapı, üretim, ulaşım ve ticari alanlarda önemli değişimler görülür. Ayrıca bu dönemde Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı ve I. Meşrutiyet’in ilanı ile ilk anayasa (Kanun-i Esasi) yürürlüğe girer. Ancak tüm bu çabalar Osmanlı Devleti’nin dağılma sürecine girmesini engelleyemez. Ve nihayet Osmanlı egemenliğindeki birçok millet bağımsızlığını ilan eder ve Anadolu M. Akif Ersoy’un deyimiyle tek dişi kalmış canavarların işgaline uğrar.

Bu dönem Anadolu için bir hüzün dönemidir. Türklüğün milli gururunun incindiği dönemdir. Ancak tüm baskı ve tehditler Türkün öz benliğinin en temel unsuru olan “hürriyet ve istiklal” hissini esir alamaz. Bir avuç Osmanlı aydını ve vatanperverleri istiklal meşalesi yakar. Uzun yıllardır süregelen savaşlarda yorgun-bitkin düşen Anadolu halkı canını, cananını ve tüm varlığını ortaya koyarak vatan için bu aydınların peşine takılır. Ve bu inanmışların, vatanı için serden-yardan geçmişlerin azmi karşısında tek dişi kalmış emperyalist güçleri hezimet yaşar. Mehmet Emin Rasulzade’nin “Bir Kere Yükselen Bayrak Bir Daha İnmez” sözü somutlaşarak genç Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağı bir daha göndere yükseldi.

Bu süreç elbette kolay olmadı. Anadolu’nun düşman istilasından kurtarılması için başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Atatürk ile yola çıkan vatanperver aydınlar ve Anadolu halkı eşsiz bir mücadele örneği sergiledi. Kurtuluş savaşı başlatmak üzere Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. Samsun’dan Amasya’ya geçti ve 22 Haziran’da Amasya Genelgesini yayınladı. 23 Temmuz’da Erzurum, 4 Eylül Sivas Kongrelerini topladı. Anadolu’yu örgütledikten sonra 27 Aralık 1919’da Ankara’ya geçti. Ankara’da T.B.M.M.’yi topladı ve 23 Nisan 1920’de milletimizi temsile yetkili yeni meclisimiz kuruldu. Milli Meclis koordinatörlüğünde bir çok cephede başlatılan Kurtuluş savaşında iman – inanç teknolojiye meydan okudu, şerleri güçler geldikleri gibi gitmek zorunda bırakıldı. Böylece Osmanlı külleri üzerinde genç bir Türk Devleti yükseldi. Kurtuluş Savaşının ardından 29 Ekim 1923’te bu genç devlette en yakışan rejim olan Cumhuriyet idaresine geçildi. Anadolu halkı her ne pahasına olursa olsun asla esareti kabul edemeyeceğini tüm dünyaya ilan etti.

Çok zor şartlar altında kurulan Türkiye Cumhuriyeti yeni dünya düzeninde yerini almak üzere ekonomik, sosyal ve siyasal alanda ciddi çabalar içine girildi. Tüm çabalara rağmen genç cumhuriyetin yükselişi kolay olmadı. Birçok kriz, darbe ve sosyal-ekonomik sorunlarla karşı karşıya kaldı. Ama her zamanda düştüğü yerden ayağa kalkmayı bildi. Maruz kaldığı nice badireler atlatarak, nice büyük engelleri tek tek aşarak daha güçlü bir şekilde 100’üncü yıllına girdi. Bugün Türkiye eskiye göre çok daha güçlü bir ülkedir. Küresel ekonomiye entegre olmayı başaran Türkiye’de sanayi sektörü de büyük ilerlemeler gösterdi ve savunma sanayinde dünyanın ilk beş ülkesi arasında yer almıştır. Bölgesel ve Küresel düzeyde bir aktör olmayı başarmıştır. Bunula birlikte daha çok alınacak bir yol önünde durmaktadır. Bu nedenle milletimiz “Türkiye Yüzyılı vizyonu” ile Türkiye’yi her alanda daha üst düzeye taşımak, köklü medeniyet ve kadim tarihin bir emaneti bu aziz vatanı ilelebet payidar kılmak için var gücü ile çalışmayı kendisine misyon etmiştir.