DOLAR

32,5253$% 0.26

EURO

34,8625% 0.21

GRAM ALTIN

2.442,61%0,19

ÇEYREK ALTIN

4.048,00%0,02

TAM ALTIN

16.168,00%0,01

BİST100

9.915,62%2,05

BİTCOİN

฿%

LİTECOİN

Ł%

ETHEREUM

Ξ%

RİPPLE

%

a
Mehmet Yüce

Mehmet Yüce

17 Nisan 2024 Çarşamba

Azerbaycan 7 Şubat Cumhurbaşkanlığı Seçimi

Azerbaycan 7 Şubat Cumhurbaşkanlığı Seçimi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kardeş ülke Can Azerbaycan, 7 Şubat tarihinde yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlanıyor. Normalde seçimlere bir yıldan daha fazla süre vardı. Buna rağmen cumhurbaşkanlığı seçimler erkene alındı. Bu seçimden sonra parlamento seçimleri de erken alınma ihtimali söz konusudur. Peki neden? Çünkü Can Azerbaycan yeni bir döneme hazırlanıyor ve bu dönemde daha güçlü argümanlarla girmek istiyor. Tarihsel süreç açısından Azerbaycan’ın siyasi tarihini birkaç evreye ayırarak incelemek mümkün. Bunlar Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin kurulması, Bağımsızlığı berpası yani Azerbaycan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının yeniden ilanı şeklinde iki döneme ayırmak mümkündür. Azerbaycan Cumhuriyetini de Karabağ Zaferi öncesi dönem ve Karabağ Zaferi sonrası dönem şeklinde ikiye ayırmak mümkündür.

SSCB’nin dağılmasından sonra Azerbaycan bağımsızlığını ilan ederken bağımsızlık tarihini 1991 yılı olarak kabul etmedi. Kendini 1918 yılında kurulan Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin mirasçısı olarak gördüğünden 1991 yılındaki olayı yeniden bağımsızlık (Azerbaycan Türkçesinde “Bağımsızlığın Berpası”) olarak adlandırıldı. O nedende ülkede Azerbaycan Halk Cumhuriyet’inin kurulduğu 28 Mayıs günü bağımsızlık günü olarak kutlanmaktadır. Ne yazık ki 1991 yılında bağımsızlığını berpa eden Azerbaycan toprak bütünlüğünü sağlayamadı. Çünkü Rusya destekli Ermeni güçleri tarihi Azerbaycan toprakları olan Karabağ’ı işgal etmişlerdi. Katliam ve hatta soykırıma maruz kalan bu bölgeden Azerbaycan’a bir milyondan fazla insan göç etmişti. Bağımsızlığını yeniden berpa eden Azerbaycan büyük sorunlarla karşı karşıya kaldı. O nedenle bağımsızlığının tadını çıkaramadı. BM Güvenlik konseyi Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğuna dair birkaç kararına rağmen Ermenistan işgalini sonlandırmadı. Bu sorunu çözmek için oluşturulan AGİT-Minsk grubu ise 30 yıl boyunca Azerbaycan’ı hep oyaladı, çözüm yolunda bir adım atmadı. Nihayet 2020 yılında yine Ermenistan’ın işgali altındaki Karabağ dışında kalan Azerbaycan’ın Tovuz Bölgesine saldırmasıyla başlayan ve 44 gün süren İkinci Karabağ Savaşının Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlanmasıyla AGİT-Minsk grubunun 30 yılda çözümlemediği sorunu Azerbaycan kendi imkanlarıyla 44 günde adilane bir şekilde çözümleyerek topraklarını azat etti. Böylece Azerbaycan için yeni bir dönem başlamış oldu. O nedenle 1991 yılında bağımsızlığını berpa eden Azerbaycan’ı iki döneme ayırmak gerekir: Vatan Muharebesi ve Zaferi öncesi Azerbaycan, Zafer sorası Azerbaycan.

Zafer öncesi Azerbaycan’ın dış politika önceliği hep işgal altındaki topraklarının azatlığı için uluslararası arenada gündem yaratmak ve bu konudaki haklılığı anlatmak olmuştur. O nedenle Azerbaycan tüm uluslararası platformlarda dile getirdiği en önemli konu Karabağ olmuştur.  Bu politikanın izdüşümü iç politikaya da yansımıştır. Karabağ sorunu Azerbaycan kamuoyunda önemli bir yer almıştır. Karabağ zaferinden sonra ise Azerbaycan’ın dış politika öncellikleri değişmiştir. Karabağ zaferinden sonra Azerbaycan’ın dış politikasında yeni öncelikler belirlenmiştir.  Bunlar: Ermenistan ile sınır sorunlarının hal edilmesi, Güney Kafkasya’da barış ve güvenliğin sağlanması, başta Türkiye olmak üzere Türk Dünyası ile ilişkilerin derinleştirilmesi,  Bölgesel ve küresel düzeyde daha aktif rol üstlenmesi…iç politikaya gelince Karabağ’ın yeniden imar ve inşası, Karabağ’a dönüşün gerçekleştirilmesi, ekonomik kalkınma ve refahın sağlanması, ekonomik ve sosyal alanda gerekli reformların sağlanması gibi hususlar ön plana çıkmıştır. İşte bu değişime uygun izlenecek yeni programı oluşturmak için toprak bütünlüğü sağlanmış olan Azerbaycan’da kamuoyu desteğinin alınması ve yeniden güven oyunun tazelenmesi gerekmekteydi. Bu nedenle de ülkede hem yeni bir heyecan oluşturmak hem de kamuoyu hazırlayarak yeni döneme hep birlikte girmek üzere Cumhurbaşkanı erken seçime kararı almıştır.

Bu seçim Azerbaycan için hem simgesel hem sosyal ve siyasal açıdan önem arz etmektedir. Her şeyden önce bu seçim toprak bütünlüğünü sağlamış olan Azerbaycan’da yapılacak ilk seçim olacaktır.  Aynı zamanda Azerbaycan’ın bağımsızlığını berpa ettiği tarihten bu yana Karabağ bölgesinde yani azat edilmiş topraklarda ilk seçim yapılacaktır. Böylece Azerbaycan toprak bütünlüğü üzerinde ilk kez Anayasasını icra edecektir.  Diğer taraftan bu seçime Nadirşahtan bu yana ilk kez toprak kazanmış, toprak bütünlüğü ve egemenliğini tam tesis etmiş galip bir cumhurbaşkanı seçime girecektir. O nedenle bu seçim Azerbaycan’ın siyasi tarihinde ayrı ve önemli bir yer alacaktır.

Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve 6 aday daha seçime katılacaktır. Ancak gerçek anlamda Cumhurbaşkanı Aliyev aslında rakipsiz durumdadır. Bu adaylardan hiçbiri Aliyev’i zorlayacak güçte değildir. Zira bu adayların tümü Karabağ Zaferinin ne anlama geldi ve bu zaferin mimarı İlham Aliyev’in milletin gönlünde nasıl yer almış olduğu farkındadırlar. Cumhurbaşkanı Aliyev kuşkusuz Azerbaycan tarihinde muzaffer başkomutan olarak yer alacaktır. Azerbaycan bir söz vardır : Halkın Gözü Terazidir. Diğer adaylar halkın terazisinde Cumhurbaşkanı Aliyev’in ağırlığının farkındadırlar.

Peki bu seçimde Aliyev iç ve dış politikaya ilişkin neleri vaat ediyor? İç politikaya yönelik vaatleri temel olarak Karabağ’a dönüş, post-neft ekonomik kalkınma ve refah, sosyal reformlar, yeşil enerji ve sürdürülebilir kalkınma konusunda yoğunlaşmaktadır. Dış politikaya gelince, yukarıda belirttiğimiz üzere Zafer sonrası oluşan dış politika öncelliklerini hayata geçirmek… Yani Ermenistan ile barış anlaşmasının imzalanması, Zengezur koridorunun açılması, Güney Kafkasya’da barış ve istikrar, dış politikada dengeleri gözetlemek, çok yönlü aktif dış politika, başta yeşil enerji olmak üzere farklı sektörlere dış yatırım çekmek, hibrit tehditlerle mücadele, Türkiye ve Türk Dünyası ile çok yönlü ve stratejik işbirliği…Burada özelikle bir konuya dikkat çekmek gerekir ki, 44 günlük vatan muharebesi sürecinin zaferle sonuçlanmasına neden olan Azerbaycan -Türkiye işbirliğinin Şuşa Beyannamesiyle müttefiklik ilişkiye dönüşmesi, başta Azerbaycan olmak üzere Güney Kafkasya ve Türk Devletlerinde yeni bir jeopolitik durum yaratmıştır. O nedenle bundan böyle bölgedeki tüm oluşumlar bu jeopolitik durumu dikkate almak zorundadırlar.

Son söz 7 Şubat Cumhurbaşkanlığı seçimi kardeş ülke Can Azerbaycan için hayırlara vesile olmasını diliyoruz.