DOLAR

32,5253$% 0.26

EURO

34,8625% 0.21

GRAM ALTIN

2.442,61%0,19

ÇEYREK ALTIN

4.048,00%0,02

TAM ALTIN

16.168,00%0,01

BİST100

9.915,62%2,05

BİTCOİN

฿%

LİTECOİN

Ł%

ETHEREUM

Ξ%

RİPPLE

%

a
  • Haberyum
  • Bursa
  • Önder Tanır: Projelerimizle Kestel kabuğunu kırıyor

Önder Tanır: Projelerimizle Kestel kabuğunu kırıyor

https://haberyum.com/wp-content/uploads/2023/08/masal-bahçe.png https://haberyum.com/wp-content/uploads/2023/10/134X550.jpg

Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır, vatandaşların hayatını kolaylaştıracak projeleri hayata geçirdiklerini belirterek, “Kestel kabuğunu kırarak doğu ilçesi algısını geride bırakıyor” dedi.

Kestel, Bursa’yla neredeyse birleşmiş, göç ile sürekli büyüyen bir ilçe. Bir zamanlar sebze ve meyve üretiminin deyim yerindeyse başkenti olan Kestel, şimdi bünyesindeki organize sanayi bölgeleriyle ‘tarım mı, sanayi mi?’ çelişkisi yaşıyor. Kestel’in genç Belediye Başkanı Mimar Önder Tanır da göreve geldikten sonra en çok buna kafa yoruyor. Doğup büyüdüğü ilçede şimdi belediye başkanlığı yapan Tanır, çevre kirliliği ve kaçak yapılaşmaya karşı duruşu ve 1 liraya ekmek satmak gibi sosyal belediyecilik örnekleriyle öne çıkıyor.  Sofra Sohbetleri’ne konuk olan Tanır, samimiyetle yanıtladığı sorularımızla nasıl bir Kestel hayal ettiğini anlattı…

SİYASET GENLERİMİZDE VAR

– Siyasete girme fikriniz nasıl oluştu?
Genlerimizde var herhalde. Babam aslında siyasetin yakınından uzağından hiç geçmemiş bir insan. Ama amcam tam tersi. ANAP döneminde meclis üyeliği yapmış. Mizaç olarak herhalde amcama benziyorum. Doğduğumuz yere hizmet etmek nasip oldu. Benim 3. aday adaylığım. 3 dönem önce de niyetine girmiştim ama olmadı. Bir önceki dönem tekrar aday adayı olmuştum, ‘Yener başkanımızla devam’ dediler. Akabinde ‘meclis üyeliği yapar mısın?’ dediler ben de kabul ettim. Meclis üyeliği bana çok tecrübe kazandırdı. Ulaşım komisyonluğu başkanlığı yaptım. Ardından 2018-2019 yılları arasında imar komisyonu başkanlığı yaptım. İmar komisyonu tecrübe açısından çok fazla şey katan bir çalışma alanı.
– Bursa’nın merkez ilçe belediye başkanları içerisinde en genç başkan sizsiniz sanırım…
Yok ben ortalardayım. Oktay Yılmaz, Alper Taban, Ali Aykurt benden genç. ‘Çalışmaktan yaşlanmaya vakit bulamadım’ diye bir söz var.

VATANDAŞI KAYIRILMAYI İSTİYOR

– Görev süreniz içerisinde en çok kaçak yapılarla ilgili başınız ağrıdı. Bununla ilgili yorumunuz nedir?
Biraz dik başlılığımızdan sanırım. Kaçak yapılar da sadece bunların bir parçası. İnsanların tanıdığı Önder ne ise siyasette de öyleyim. Standart siyasi klişelerin içine sığmayacak bir yapıda olmam biraz zorladı. Tabi bunun en fazla ses getiren kısmı da kaçak yapılar oldu. İnsanlar adalet ve hukukun içinde kalmak değil, kayırılmak istiyor. Biz buna karşı çıktık. İsmi, sıfatı, konumu, ilişkileri, maddi durumu ne olursa olsun bizi ilgilendirmez. Diğer alanlarda da zorlanıyoruz. En çok eleştiriyi kendi çevremizden alıyoruz. Kestel’de doğup büyüdüm. Aynı sokaklarda büyüdüğünüz komşularınız, amcalarınız, arkadaşlarınızın talepleri de oluyor. ‘Bizim oğlan’ sıfatıyla ekstra bir şey bekliyorlar. Biz buna hiç bakmadık. Belediyeciliğin yarıdan fazlası imar. Yaptığınız hizmetlerin önemli bir kısmı yapılaşma ile ilgili. Hem mesleki tecrübemiz hem de imar komisyonundan gelen tecrübe ile çok zorlanmadığımı söyleyebilirim.

‘Projelerimizle Kestel kabuğunu kırıyor’

NEFES ALACAĞIMIZ GÖKYÜZÜ DARALDI

– ‘Yeşil Bursa’mızın son yeşil kalesini çocuklarımız için korumaya devam edeceğim’ demişsiniz. Bununla ilgili neler yapıyorsunuz?
Kestel’in 40 yıl önceki halini biliyorum. Şimdi, sanayinin getirdiği kirlilik, yapılaşmanın kalabalığın getirmiş olduğu betonlaşma can sıkıcı. Mesela okuduğum okul aynı yerinde ama oyun oynadığımız alanların önemli bir kısmı yok olmuş. Nefes alacağımız gökyüzü daraldı. Herkesin bir mazereti var. 3 kök domates, 5 kök biber yetiştirecek diye çok ciddi su sarfiyatı var. Böğürtlen ve ahududu üretiminde iddialıyız. Ancak bunların yetiştirildiği Orhaniye, Gözede köylerimizde 3 yıldır ciddi su sıkıntısı yaşanıyor. Sürdürülebilirlik noktasında korkunç bir tahribat var. Biz de dedik ki ‘buna müsaade etmeyeceğiz.’ 100’ün üzerinde kaçak yapıyı yıktık, şu an 500’ün üzerinde yıkım bekleyen yapı var. Kestel’i, Uludağ’ı korumaya çalışıyoruz.

DOĞU İLÇESİ ALGISINI KIRACAĞIZ

– Kestel’de vatandaşların gidebileceği büyük bir AVM yok. Bir projeniz var mı bu konuyla alakalı?
Birkaç deneme oldu ama fazla sürmedi. Bence yanlış zamanda, yanlış yaklaşımlardı onlar. Geldiğimizden beri Bursalı sanayicimiz Hüseyin Özdilek’le görüşüyoruz. Bizim eski bir sosyal tesisimiz var. Bir süredir ‘ne şekilde Kestel’in hizmetine sunarız?’ diye düşünüyoruz. Özdilek fizibilitesini yaptı. ‘Kesinlikle doğru lokasyon, doğru proje’ dediler. Araya pandemi girdi kesintiye uğradı. Hüseyin Bey ‘binayı yaparsanız 200 personelimiz ve tüm alt yapımızla geliriz’ dedi. Şu an için ona bir bütçe ayırma şansımız olmadı. Hâlâ ısrarımız devam ediyor. O binanın bir kısmını gençlik merkezine çevireceğiz ama geri kalan kısım ile alakalı platonik Özdilek aşkımız devam ediyor. Doğu ilçesi algısını ortadan kaldıracak projelerin önünü açmaya çalışıyoruz. Türkiye’deki yedi buz pateni sahasından bir tanesi bizde. Milli takım antrenmanlara geliyor zaman zaman. 1-2 aya kadar Migros geliyor, yanında Koçtaş olacak. Bu tarz markaları artırmak suretiyle doğu algısını kıracağız.

‘Projelerimizle Kestel kabuğunu kırıyor’

CEO MANTIĞIYLA YÖNETİYORUZ

– Nasıl bir Kestel devraldınız şu an nasıl bir Kestel meydana geldi? Sizinle birlikte neler değişti ve gelişti?
Önceki belediye başkanımızdan borçsuz devraldım, maddi olarak sıkıntı çekmedik. Kendi gelir kaynaklarını oluşturmuş, çok büyük sorunları olmayan, kendi kabuğunda kavrulup giden bir Kestel vardı. Geldiğimizde ‘kabuğumuzu kırmamız lazım’ dedik. Trafikle başladık. Temel aşamasında olan bir kapalı otopark projesi vardı. Bizim Seçim beyannamemizde de olan yerin altında iki katlı otoparkı bu projenin içerisine yerleştirip imalata başladık, şu an bitmek üzere. Trafik daha sorun olmadan şartlarımızı zorladık ve yaptık. Üstü meydan, altı da 330 araçlık otopark. Altyapımız, bütçemiz var. Benim hayat felsefem bir şeyi yaparken en iyisine ulaşmaya çalışmak. Belediyeler, para biriktirecek, kâra geçecek, borçsuzluğuyla övünecek bir yapı asla değil. 4. senedir denk bütçe yapıyoruz, ciddi borcumuz yok. Bu maddeleri alt alta saydığımızda hedeflerimizden şaşmamışız. Bir CEO mantığıyla yönetiyoruz belediyeyi. Bakanlıklarımızın, Büyükşehir’in tabii ki destekleri var ama genel manada kendi işimizi kendimiz gördüğümüz bir yapıyla devam ediyoruz.

1 LİRAYA EKMEK SATILIYOR

– Türkiye’ye örnek bir icraatınız var. 1 liraya ekmek satıyorsunuz. Nasıl?
Göreve geldiğimizde ilçe meydanında eski dönemlerde yapılmış bir fırınımız vardı. Meydana yakışmayan bir görüntüdeydi. Süratle Yenimahalle’deki tesislerimizin içinde fırınımızı yeniledik. Daha büyük bir tesis kurduk. 400 gram ekmek 1,25 lira idi, biz 1 liraya düşürdük. Tüm değişen şartlara rağmen biz fiyatımızı değiştirmedik, değiştirmeyeceğiz. Farklı gelir kaynakları oluşturup harman yapmak suretiyle bunu sübvanse ediyoruz. Fırıncılarımızın olumsuz etkilenmemesi için de üretimi artırmama sözü verdim. Geldiğimizde 3000-3500 ekmek üretiliyor idi, bugün 5500-6000 ekmeği biz aşmadık. Vatandaşımız bizden 3 ekmek alabiliyor. 21-22 noktada satış yerimiz var. Bu sosyal bir proje, gelir elde etmeyi düşünmedik. Biraz kuyruklar oluşabiliyor ama gönlümüz rahat.

3 MİLYON TL KAR ELDE EDİLECEK

– Şimdi de buğday ekiyorsunuz un ve ekmek yapmak için…
Biz örnek olmaya çalışıyoruz, derdimiz para kazanmak değil. Bu arada çok sayıda ekilmeyen arazi olduğunu gördük. Hem örnek olmak hem de ekmek üretimimize destek olması amacıyla buralara buğday ekme kararı aldık. Kendi arazilerimiz vardı, kısmen kiralama yöntemiyle bunlara ilave ettik. Bazı çiftçilerimiz de bir bedel istemeden ekmemiz için bize verdi. Bugün itibariyle 1000 dönümü ektik. Buğdaylarımız filiz verdi. Nasip olursa un maliyetimizi 3’te 1’e düşüreceğiz. Bugünün rakamlarıyla 6 milyon olan un maliyetimiz, 2 milyona düşecek. Bunu çiftçimize örnek olma noktasında sosyal projemize eklemiş olduk.

‘Projelerimizle Kestel kabuğunu kırıyor’

KAPASİTEMİZİN ÇOK ÜSTÜNDE SANAYİ BÖLGEMİZ VAR

– Kestel için tarım çok önemli. Çiftçilerle yaptığınız ortak çalışmalar var mı? Bir de son yıllarda tarım ve sanayi iç içe. Bununla ilgili görüşleriniz nelerdir?
Bundan 30-40 sene önce çevre kirliliğinden bahsedilmeyen sebze ve özellikle meyve üretiminde Türkiye’de ön sıralarda olan bir ilçeydik. Akabinde pek çok alanımız sanayiye dönüştü. Tabi istihdam, ihracat güzel bir şey ama bu durum beraberinde çevre kirliliği getirdi. Su sıkıntısı ve çevre kirliliğiyle alakalı sorunlar had safhada. Çiftçimiz üretimine devam ediyor. Fidancılığı canlandırmaya çalışıyoruz. Türkiye’de iddialıyız. Tarım bizim için çok önemli. Çiftçilerimize teknolojiyi kullanmaları konusunda destek oluyoruz. Geleneksel yöntemle ayakta kalmamız artık çok mümkün gözükmüyor.

FABRİKA SAYISI 500’Ü AŞTI

İlçemizde 4 tane sanayi bölgesi, 500’ün üzerinde irili ufaklı fabrika var. Kestel olarak kapasitemizin çok üzerinde sanayi tesisi ve bölgesine sahibiz. Yapılması gereken mevcutların çevreye vermiş olduğu zarar rehabilite edilip daha çevreci hale getirilmeleri. Bu sadece Kestel’in sorunu değil. Kestel’deki bir hava kirliliği Bursa’yı da Adapazarı’nı da Bilecik’i de zehirliyor. Aynı şekilde İzmit’teki kirlilik bizi de etkiliyor. Dolayısıyla top yekün mücadele edilmesi gereken bir konu. Sanayi tabii ki lazım ama bizim nefes alamadığımız bir ortamda bunların ikinci, üçüncü planda gelmesi lazım diye düşünüyorum.

BİR DÖNEM DAHA HİZMET ETMEK İSTİYORUM

– Gelecek dönemde tekrar aday olmayı planlıyor musunuz?
Ben daha hizmet etmek isterim. Büyüklerimiz onay verirse, halkımız da seçerse buradayız, hiçbir tereddüt yok. Öğrenme süreci devam ediyor ama alışmak için bir dönem söz konusu değil. Belediye Başkanlığı olarak yapılması gereken dönem sayısının 2 olduğunu düşünüyorum. Bunu tasarladığınız, hedeflediğiniz projelerinin Türkiye şartlarında planlanması, bütçelenmesi, gerekli izinlerin alınması açısından diyorum.
– Hatalarınız var mı?
Sıfır hata mümkün değil. Haftada100 karar alıyorsunuz, 5 yılda aldığınız binlerce kararın yüzde yüz doğru olduğu iddia etmek zaten yanlış. ‘Ben zirveye ulaştım, bundan daha fazlasına gerek yok’ dediğiniz anda o işi bırakmanız, daha iyisini yapacak birine yer açmanız lazım. Muhakkak iyinin iyisi vardır.
– Turizmle ilgili projeleriniz var mı? Neler yapmayı planlıyorsunuz bu alanda?
Çok güzel bir coğrafyada yaşıyoruz ama turizm ile ilgili yeterli potansiyeli yakalayamadık. Saitabat dışarıdan turist çeken bölgelerimizin başında geliyor. Bursa‘da günlük konaklama sayısı 2 bine ulaşamadı, Kestel de bunun bir parçası. Tesisleşmeyle alakalı çok ciddi eksiklerimiz var. Konaklama neredeyse sıfır. Çalışmalarımız var. Bir defa özel sektörün önünü açmamız lazım. Değer katacak, turizme ivme kazandıracak tesislere yardımcı olmaya çalışıyoruz.

KONAKLAMAYA MÜSAADE EDİLMEDİ

Dağyenice örneğinin bir benzeri projemiz vardı. Ormandan yer talep ettik. 3 sene emek verdim ben oraya. Proje ürettik. Tahsisi, ihaleye çıkartılması noktasında hep bizim gayretlerimizle milletvekillerimizin destekleriyle o noktaya geldi. Kazancı Göleti’ni hilal şeklinde karşılayan, içinde gölün bir tarafından diğer tarafına zipline, karavan parkı, kır lokantası olan bir proje. Konaklamayı son anda orman müsaade etmediği için yapamadık. En azından projeleri tahsisini, kiralamasını yaptırmış olduk. Hemen onun yanında 9 dönüm belediyemize ait bir parselimiz var. Konaklamayı oraya yapmayı düşünüyoruz.

AİLEDE MİMARLIK AŞKI VAR

– Çocuklarınızı yönlendirdiniz mi ‘aynı mesleği seçin’ diye?
Asla yönlendirmedim. 4 çocuğum var. Kızım ve oğlum mimarlığı tercih etti. Demek ki sevdirmişiz. Tercihlerinde başka alternatif olmadı. Ailede bir mimarlık aşkı var. Şimdi korkum 3 ve 4 numara. 3 numara ‘yazılımcı olacağım’ diyor. Bakalım ne olacak.

ESKİ KESTEL’E DÖNEMEYİZ AMA MEVCUDU İYİLEŞTİRMELİYİZ

– Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
5 yılı bitirdiğim zaman arkamıza dönüp baktığımızda ‘keşke şunu yapsaydık’ ya da ‘yapmasaydık’ diyeceğimiz bir şey bırakmak istemiyorum. Meydan projesini özel sektör yatırımı olsa yüz kere yapmıştım. İçine girdikten sonra bazı şeyleri algılamanız, yorum yapmanız çok daha farklı oluyor. O çekiştiriyor, bu çekiştiriyor. 72 bin nüfusu ve 300 milyonluk bir bütçeyi yönetmekte karşılaştığımız zorlukları bir üst ölçeğe taşıdığımızda bunu hissediyorum. ‘Keşke yapmasaydım’ dediğim çok büyük bir şey yok.

‘İYİ Kİ’LERİ ARTIRMALIYIZ

‘İyi ki’leri artırmamız lazım, herkesi memnun etme şansımız yok. Akşam kafamı yastığa koyduğum zaman o kadar rahat uyuyorum ki. Hedefim böyle bitirmek. Sinir sisteminizin çelikten olması ve sabır eşiğinizin çok yüksek olması gerekiyor. Sonuç olarak eski Kestel’e dönmemizin mümkün olmadığını biliyorum. Ama en azından mevcudu kötüleştirmeden biraz daha iyileştirmek benim için önemli olan. Zarar vermeden diğer zararları da en azından durdurup iyi seviyeye çekebilirsek ‘ne mutlu bize’ diyeceğiz.

PROBLEMİMİZ YOK

Düşüncemiz, 5 yıl bittiğinde ‘gönül rızasıyla bitirdik’ diyerek, bir daha bize görev tebliğ edilip edilmeyeceğinin kaygısını asla çekmeden, görev tekrar verilirse devam etmek. Sahadaki anketlerde hiçbir problemimiz yok ama neticede karar verici mekanizmalarımız, büyüklerimiz var. Onlarda nasıl bir etki yarattığımız önemli olan.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Zorlu Holding, “Nereye Kadar?” Podcast Serisinin 2. Sezonunda da Sürdürülebilirlik Alanında Dünyamızın Sorunlarına Çözüm Önerilerini Konuşmaya Devam Ediyor