18 Mayıs 2023 Perşembe
News
Öncelik olarak bir soruyla başlayalım mı?
Hatta bugün biz soralım sizler cevaplayın.
Eren Bülbül, Aybüke öğretmen ve nice masumların kanına giren örgüt ve onları destekleyenler kimlerdi?
Sizce HDP kayyum gelen belediyelerini kurtarmak için, Selahattin Demirtaş’ı serbest bıraktırmak için, özerklik istekleri için, sınır dışı edilen karanlık dostlarını sınırlarımız içine yeniden almak için, eskiden olduğu gibi gençleri zehirleyerek dağa çıkarma amaçlarını yeniden hayata geçirmek için adaylar arasından kimi ilaç olarak görüyor?
Neden yıllardır cezalandırılmış kişilerin, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğünü bozmaya çalışan ve Türk vatandaşlarının hayatını kaybetmesine sebep olan İmralı’ya mesaj gönderen birtakım kişilerin cezasına son verilmesi isteniyor.
Neden Hazar sorununun çözümünü bulan hükümetin üzerine patates soğan sorunuyla amaçsız şekilde geliniyor.
Neden depremzedelerin büyük çoğunluğu millet ittifakı ve adayına oy vermedi? Akabinde neden başta sosyal medya olmak üzere hemen hemen her ortamda ve perde arkalarında sırf Bay Kemal’e oy vermediler diye yaptıkları yardımlardan pişmanlık duyanlar var?
Yurttaş, soydaş ve dindaşlarımıza soruyorum; HDP’li Ahmet Türk düzenlediği mitingde nasıl “Millet İttifakı adayını destekliyoruz, isteklerimizi alamazsak hesabını soracağız” diyebiliyor? Yoksa bu masa gerçekten noter ve kumar masası mıydı? Ülkeyi yönetmek için değil de tüketmek için mi iktidara gelmek istiyorlar?
En çok merak edilenler arasında Ali Babacan ve Davutoğlu var. Bu kargaşada masadan kaptıkları vekillerle istediklerini aldıkları için artık ‘ne önemi var’ kafasına mı girdiler? O zaman bunlar ve partileri masadan nemalanmak için mi bir senedir masaya oturup kalkıyorlar?
Sinan Oğan’a gelince, açıkça Muharrem İnce’nin adaylıktan çekilmesinden kaynaklı bir miktar oy ve seçimin ikinci tura kalmasından kaynaklı da istediğin prestiji kazandın, şimdi gelin bana teklifler sunun diye rahat takılıp şartlar ortaya koyuyorsun öyle mi?
Şu anda ikinci tur seçimlerinde yoksun, gerçekten milliyetçi bir seçmen kitlen söz konusuysa acaba sana oy verenler şimdi kimi desteklerler? Aslında soruyu belki de şöyle sormalıyız; ilk turda sana oy veren milliyetçi seçmenleri hangi adaya yönlendireceğin konusunda neden bu kadar bekliyorsun?
News
Ülkemizde her seçimde olduğu gibi her alanda konuşulmadan geçilemeyen, her oturumda bahsedilmeden kalkılamayan bir seçim süreci yaklaşmakta. Yalnız bu seçim asla sadece bir süreç, sadece siyasi parti yarışı veya sadece bir oyumuz var işte vereceğiz seçimi değildir.
Göz önünde gerçekten inanmakta zorlanılacak bir durum gerçekleşiyor bunu nasıl görmezden gelebiliriz?
Memleket partisi genel başkanı Muharrem İnce’nin adaylıktan çekilmesi. Hem de aylardır ona destek veren insanlara rağmen! Evet anlaşılmayacak bir durum değil rahatsızlık yaşanabilir veya özel bir durum da olabilir.
İnsanların mantık çerçevesine taş atarcasına adaylığı bırakıp defalarca “iyi ki yokum orada, iyi ki ayrılmışım onlardan.” diyerek ve daha çok yakıştırmalar yaparak masum muhafazakar rolü mü oynadın?
Belli başlı hokkabaz oyunlarla sosyal medya üzerinden bir yere kadar gidebilirsin bu devlet yönetmek tabi garanti milletvekilliğine benzemiyor haliyle.
Ciddi manada hadi sana güvenmiş seçmenini hiçe saydın kendi laflarını nasıl bir saatte yuttun veya yutturuldun çok manasız ama çok anlam taşıyan bir durumla Türkiye yine karşı karşıya.
Millet ittifakı adıyla bilinen o koalisyonun Ankara mitingine katılma kararıyla bugüne kadar neyin peşinde olduğunu bu millet elbet anlıyor ama yapmayın rahatsızlığın da olsa demek ki mitinge katılabiliyorsun, takı sosyal medya üzerinden adaylık süreci idare edilebilir bir gün daha.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet her masada her alanda ağırlığıyla beraber bir yeri olması adına bu yapılanlar ancak ülkemizin zarar görmesini sağlar ve bizi söz sahipliğinden sessizliğe iter. Buradan da maddi zarardan kat kat fazla manevi zararla karşılaşılır.
Bu millet bu devletini seviyor.
News
Önümüzdeki 14 Mayıs seçimlerinin son düzlüğünde YSK ya sunulan 28. dönem milletvekili asil listelerinin açıklanmasından mütevellit, Ak Parti MKYK üyesi Sayın Ayhan SALMAN 2. bölgeden gayet ferasetli ve tecrübeli aday olarak belirlenip, Cumhurbaşkanımız ve Ak Parti tarafından bölgemiz ve İnegöl için yerinde bir duruş gösterilmiştir.
Bölgemiz ve İnegöl’ün tecrübeli adaylara ve tecrübeli devlet yöneticilerine her zaman ihtiyacı vardır. Bu anlayışla İnegöl gibi daima hizmete açık, daima büyüyen ve gelişen sanayi altyapısı ve dahi üst yapı noktasında hızla büyüyen bir şehir inşası noktasında Sayın Ayhan SALMAN bölge adına elbette doğru karardır.
Kendileri İnegöllü ve dolayısıyla bölge esnafı bölge gençleri bölge yöneticilerini yani bölge halkını gayet iyi tanımaktadır. Bu durum siyasi tecrübesinden de yola çıkarak doğru karar olmasını yeniden yinelemektedir.
Ayhan Salman, 1969 Yılında Bursa’ da doğdu. İnegöl İmam Hatip Lisesini bitirdi. Daha sonra Anadolu Üniversitesi A.Ö.F İktisat Bölümü’nde okudu Birçok farklı sektörde (Boya-Kimya, Mobilya üretimi ve gıda perakendeciliği) faaliyet gösteren Hadim Şirketler Grubu’nun kurucusu ve halen Yönetim Kurulu Başkanı’dır.
İnegöl Ticaret Sanayi Odası Meclis Üyeliği, MÜSİAD Şube Başkan Yardımcılığı, Bosna Hersek Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Üyeliği, Perder gibi sivil toplum kuruluşlarında uzun yıllardır çeşitli görevlerde bulunmaktadır. 2005 yılındaki olağan kongre ile seçilen yönetim kurulunda AK Parti İnegöl İlçe Başkanvekilliği görevine getirildi. 2012 yılındaki olağan kongreye kadar iki dönem bu göreve devam etti.
2.Bölge Adayları
1. Mustafa VARANK
2.Ayhan SALMAN
3.Osman MESTEN
4.Emel GÖZÜKARA DURMAZ
5.Muhammet MÜFİT AYDIN
6.Mustafa YILDIRIM
7.Fuat ALPASLAN
8.Süleyman ÇELİK
9.Asuman AKÇAY SAKALLI
10.Mustafa KAYA
Başaralı kadrolar yıllardır kendilerini kanıtlayarak yinelenmekte, en küçük eksiklikler bile giderilmektedir. Yeni “Türkiye Yüzyılı” vizyonumuz için ve devletimizin bekası meselesi için Bursa ve bölgemiz adına çok daha fazla yol katedilmesini temenni ediyoruz ve bu kadroların bizleri gayet iyi temsil edebileceğine inanıyoruz.
News
Biliyorsunuz ki Doğu Anadolu Bölgemizde deprem sancıları devam ederken bu ülkede adaylık adı altında sevinç naraları atılıyor, devrik siyaset güdülüyor, resmen bir tiyatro sergileniyor. Evet öyle bir masa var ki daha önceki yazılarımda belirttiğim üzere aday açıklamakta adeta sevimsiz duruma düşüyorlar. 99 depreminin artık siyasetçilerinden Ne bekliyorduk?
Bunlar değil mi kentsel dönüşüm engelleme kampanyaları yapanlar? Bunlar değil mi binaların önünde kontrollü yıkımı engellemek için yatanlar? İBB deprem bütçesinin iki katı kadar parayı kentsel dönüşüm reklamı için kullanıp hiçbir binayı yenilemeden konuyu saptıranlar bunlar değil mi? Kentsel dönüşüm yapılmaması için mecliste çığırtkanlık yapanlar da bunlar değil mi?
Şimdi kalkmış devletin eksikleri var burası böyle şurası şöyle diye bölgeye gidip şov yapan omurga yoksunları… Bir iki tane ne yaptığı belirsiz Ahbab, Babala vs gibilerini tutup meşhur hale getirmeye devletten üstün hale tutmaya çalışanlar, vaktiyle toplanan deprem yardımı ile memur maaşı ödeyecek kadar düşenler… Evet 99 depremi için toplanan yardımlarla memurların maaşı ödenmiştir.
Bir numarada Saadet Partisi lideri rahmetli Necmettin Erbakan’a dava açarak ev hapsini bile kaldıramayıp tekrar dava açarak ceza evine çeviren mahkemenin sağlık durumundan dolayı ev hapsine karar vermesini bile hazmedemeyerek üzerine giden Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıklayan parti ne yazık ki sözde rahmetli Erbakan’ın partisi. Şirazesi kaymış bunu nasıl sindirirsin.
Bir diğeri de İyi Parti genel başkanı. Bu masadan olmaz dememiş miydik? Henüz aday belli olmadan dağılmaya başlamışlardı bile. Zaten akıl hocaları onlara ne yapması gerektiğini söylüyordu, önce İmamoğlu ile birlikte Kılıçdaroğlu’nun saf dışı kalmasını istediler ve İBB kanalından sosyal medyaya onunla alakalı manipülasyonlar yaydılar, anlaşılan İP ve İmamoğlu Bay Kemal’in arkasından iş çeviriyordu.
Kural belli; önce mağdur edebiyatı, sonra karalama, bunlar tutmayınca genel başkanım… O sırada genel başkanları yurt dışında tefecilerden para arıyordu. Gördüğünüz gibi tamamen tiyatro zaten masanın diğer noter memurlarından bahsetmeye gerek yok lütfen devlet yönetmekten bahsetmeyin bile.
İzmir’i İstanbul’u bazı bölgeleri sadece yağmur suyu bastığında ‘Bir ayda yağacak yağmur bir günde yağdı, böyle bir afet görülmemiştir’ diye üstünü kapatmaya çalışan zihniyet… Hepiniz ‘O sırada tatil yapıyorduk’ diyemeyip bugün ‘Asrın felaketi diye üstünü örtmeye çalışıyorlar’ açıklamasını yapacak kadar seviyesizsiniz .
Devlet ve millet omuz omuza. Hatta futbol takımlarıyla, tüm özel ve kamu kurum ve kuruluşlar ile omuz omuza yaraları sarmaya çalışırken siz aklınızca şov yaptınız ve hala insanların acısını unutup gündemi kendinize yontmak peşindesiniz. Akşener’in dediği gibi “Kumar ve noter” masanızdan çıkan dalaşlarınız sadece gereksiz şekilde gündemi meşgul ediyor.
News
İnegöl’de yapılan Ak Parti MKYK üyesi sn Metin Külünk’ün de katıldığı MYM Türkmen dernekleri federasyon başkanı sn İsmail Kösen ve Abdülhamit Han Derneği başkanı sn Turgay Yazıcı bir programda İnegöl tarihi ve İnegöl’de manav, yörük, muhacir ve aynı zamanda tüm milletin ve gençliğin tutumu ele alınmıştır.
İnegöl’ün geçmişten günümüze geniş ve kuruluşa destek olmuş bir tarihi var. Bu konuyu konuşmak gerekirse çok uzun ve tartışmalı sürecek bir tarih olduğu için tamamını anlatmak epey sürecektir lakin araştırmaya açık bir konu olduğundan dolayı şiddetle araştırılmasını tavsiye ediyoruz.
Devletlerimiz arasında 16. devlet olan Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşu 1299 yılında gerçekleşmiştir.
Bilecik, Yarhisar ve İnegöl fethedilmiştir. Osmanlı’nın kuruluşunun Bilecik, Söğüt ve Domaniç topraklarında olduğu da tarih kitaplarında mevcuttur.
Bu durumda aslında olması gereken, tarih kitaplarında bu devletin kuruluş toprakları olarak Bilecik, Söğüt, Domaniç ve İnegöl şeklinde yazmalıdır.
Bununla alakalı birçok kaynak ve yazı görülmüştür ve hala günümüzde görülmektedir. Yani aslında İnegöl her haliyle 116 mahallesi ve içerisinde bulunan birçok kurum ve kuruluş ile aslında kuruluşun şehri olduğu görülüyor.
Manav Yörük Muhacir Türkmen boyları federasyonu ve ona bağlı tüm dernekler, Abdülhamit Han derneği, diğer STK ve derneklerin tamamı Türk ve İslam kültürünü yaşayıp yaşatmaya çalışan kuruluşlardır.
En önemlisi ise gençlerin bu kültürü yaşayan ve yaşatan kuruluşlarda yer alması ve bir amacı temsil etmesidir. Bu amaç da bizlerin bu topraklara verdiğimiz değeri aslında kendimizi geliştirip birliği sağlayarak, hep birlikte bu topraklar için daha güzel işlere imza atacak kuruluşlarda yer almaktır.
Ayak bastığımız, ekmeğimizi çıkardığımız, kanımızla suladığımız bu toprakların kültürel değerlerini yansıtacak kurumlara ve kuruluşlara ülke olarak ihtiyacımız olduğu gerçektir.
