İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, İstanbul’daki sarsıntı riskine işaret ederek beklenen İstanbul zelzelesinin Türkiye’ye maliyetinin 200-300 milyar dolar ortasında olacağını söyledi.
Hükümetin ilk gündeminin mümkün bu zelzelesinin sonuçlarını hafifletici önlemlerin oluşturması olması gerektiğini aktaran Özdağ, “Önlemlerin ihmal edilmesi, ertelenmesi, sonuçları Türk milletine karşı işlenmiş bir cinayet boyutunu kazanır” diye konuştu.
“HİÇBİR ÖNLEM ALINMIYOR”
Bilim insanlarının zelzeleyle ilgili açıklamalarına karşın hiçbir önlem alınmadığını belirten Özdağ, “Bu sürece bir dur demek lakin toplumsal, siyasal tepkiyle mümkündür. Başta hükümet olmak üzere herkes, bu mevzuda gereken adımları atmak için çalışmalara başlamalıdır.” sözlerini kullandı.
“SÜREKLİ GERİ ADIM ATILIYOR”
Özdağ, Türkiye’nin Doğu Akdeniz siyasetine ilişkin bir soru üzerine, hükümetin, yüksek tonda konuşmasına karşın fiiliyatta değişik cephelerde geri adımlar atmaya başladığını söyledi. Fransa ve Yunanistan’ın, Türkiye’nin NAVTEX ilan ettiği bölgede geçen ay silahlı tatbikat yaptığını dile getiren Özdağ, “Erdoğan, ‘Korsanlık yaptırmayız.’ dedi lakin korsanlık yapıldı. Daima geri adım atılıyor” diye konuştu.
Oruç Reis gemisinin, limana bakım ve ikmal için çekilmesine yönelik Özdağ, “Oruç Reis’in, Yunanlılar bunu ön koşul olarak koyduktan çabucak sonra geri dönmesi, Brüksel’de de Türk-Yunan görüşmelerinin Oruç Reis’in dönmesiyle başlaması, Dışişleri Bakanı’nın yaptığı açıklamanın yanlışsız olmadığını gösteriyor. Türk milletiyle alay etmesinler” sözlerini kullandı.
“YUNAN ZORBALARIYLA KONUŞMAK DURUMDA DEĞİLİZ”
‘Diplomasiyi güçlendirin’ çağrısında bulunduklarını hatırlatan Özdağ, “Ama buna, ‘Taviz vererek başlayın’ demedik. Yunanlılarla görüşülecek şeyler vardır, görüşülmeyecek şeyler vardır. Mavi Vatan’ın rastgele bir noktasını Yunanlılar ile görüşmek söz konusu değildir. Nasıl Muğla’yı, Aydın’ı, Denizli’yi, İstanbul’u tartışmıyorsak bu vatan kesimlerini, Mavi Vatan’ın da rastgele bir modülünü Yunan zorbalarıyla konuşmak durumunda değiliz. Bu türlü bir görüşmeye taviz vererek başlamak büyük bir talihsizliktir.” diye konuştu.
“ÇOK AĞIR BİR ÜSLUP”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Anayasa Duruşmasının Toplantı ve Şov Yürüyüşleri Kanunu’nda yer alan “Şehirler ortası kara yollarında şov yürüyüşleri düzenlenemez” kararını anayasaya ters bulmasına ilişkin tepkisinin sorulması üzerine Özdağ “İçişleri Bakanı’nın üslubu, bir yüksek yargı organına karşı çok ağır bir üslup. Ben de Anayasa Duruşmasının, Anayasa Duruşması üzere davranmadığını düşünüyorum. Hatta evlerinde otursalar daha iyi olur. Biz de ‘Anayasa Duruşmamız var’ demeyiz. Böylelikle gerçek hukuksal durum ortaya çıkar. İçişleri Bakanı’nın yapmış olduğu açıklamanın üslubu da kabul edilebilir değil.” karşılığını verdi.
SOYLU’NUN REAKSIYON ÇEKEN KONUŞMASI:
NE OLMUŞTU?
Anayasa Mahkemesi’nin şehirler ortası yollarda şov yürüyüşünü yasaklayan kanunu iptal etmesine tepki gösteren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AYM Başkanı Zühtü Arslan’a da ‘ilginç’ bir davette bulunmuştu:
“Polis muhafazası almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım. Haydi git gel, özgürüz ya. Büsbütün her şey güvenlik altında, haydi git. Niçin polis müdafaası alıyorsun, niçin eskortlarla geziyorsunuz. Ben varım sen var mısın, Sayın Anayasa Duruşması Başkanı? Ben varım. Tek başıma otomobilimle gitmeye ben varım, sen var mısın?
Her yere. Biz buralardan gideriz. Fakat ne olursunuz bu ülke büyük bir uğraş içerisinden geçiyor, ayağımızı topal, bizi naçar bırakmayın, bizi zorluk içerisinde bırakmayın ne olursunuz.”
