
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi açılışında Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın hutbeyi kılıçla okumasıyla gündeme gelen ’kılıçlı hutbe’ konusu Samsun’un Ladik ilçesinde bulunan Cuma Camisi’nde yaklaşık 9,5 asırdır uygulanıyor.
Halk ortasında ’kılıçlı cami’ olarak da anılan Samsun’un Ladik ilçesinde bulunan Cuma Camisi’nde 1075 yılından bugüne hutbe ’kılıç’la birlikte veriliyor. Cuma Camisi’nde misyonlu imamlar, asırlardır cuma hutbesini elinde kılıçla okuyor.
Geçmiş tarihte Hristiyanların yaşadığı ilçe, 1075 yılında Selçuklu Sultanı Melik Ahmet Danişment Gazi’nin kumandanları tarafından fethedildi. İlçeyi fetheden kumandan bugünkü caminin yerinde bulunan kilisede cuma namazı kılmaya karar verdi. Kumandan ve askerleri düşman tehdidine karşı cuma namazını yanlarındaki kılıçlarıyla birlikte kıldı. O günden sonra kilise, mescide dönüştürüldü. Vazifeli imamlar da cuma namazı hutbesini ellerinde kılıçla okudu.
“Yıllardır devam eden bu geleneğin devam etmesi tek arzumuzdur”
Cami cemaatinden araştırmacı-eğitimci Haydi Ergül, “Cuma Mescidi yıllar önce atalarımızın Anadolu’yu Türkleştirmesi sırasında gerçekleştirdikleri bir fetih ile kiliseyi mescide çevirdikleri bir yerdir. Dinimizin geleneklerinde bir tanesi de fethedilen, kazanılan yerlerin mescide dönüştürülmesidir. Danişmentliler zamanında fethedilen Ladik’te günler cuma günüydü. Kilise olarak ibadet yapılan bir yerde kumandan cuma namazını kendisi kıldırır. Bu esnada minbere kılıçla çıkarken çıkar. Bu kılıcın özelliği sağ elle tutulur. Çıkarken dirayetli olmanın temelini gösterir. Hoca hutbesi verdikten sonra kılıcı sol eline alır ve sol eline aldığı kılıç ile dosta da düşmana da sevgiyi, hürmeti gösterir. Bu gelenek herkesin dikkatini çekmiştir. Yıllardır süren bu geleneğin devam etmesi tek arzumuzdur” dedi.
Hutbenin kılıçla verilmesinin akabinde pandemi dolayısıyla alınan önlem ile namaz fizikî aralıklı kılınıyor.