Birinci derece sarsıntı bölgesi olan Marmara Bölgesi’nde Doğal Afet Sigortaları Kurumu’na (DASK) mecburî zelzele sigortası yaptırılması gereken 9 milyonluk konuttan 6 milyon konutun sigorta yaptırdığını belirten DASK Sakarya Vilayet temsilcisi Ali Esen, “17 Ağustos yaklaştığı zaman haberler ya da Türkiye’nin rastgele bir yerinde sarsıntı olduğunda sarsıntı önlemleri aklımıza geliyor. Maalesef unuttuğumuzu düşünüyorum” dedi.
Marmara Denizi’nin Silivri açıklarında 26 Eylül 2019’da meydana gelen sarsıntının akabinde Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) süratle hasar ihbarlarını almaya ve hasar tespit çalışmaları için çalışmalarına başladı. Birinci derece zelzele bölgesi olan Marmara Bölgesi’nde yaklaşık 3 milyon konut sarsıntı sigortası hala yaptırmadı. DASK Sakarya Vilayet temsilcisi Ali Esen, konutlarını sigortalatmayan vatandaşları en kısa zamanda sigorta yaptırmaya davet etti. Önemli zamanlar ve günlerin dışında sarsıntının hatırlanmadığını belirten Esen, zelzelenin hiçbir zaman unutulmaması ve önlemlerin her zaman alınması gerektiğini vurguladı. Bu kapsamda ise vatandaşların, belediyelerin ve valiliğin gereğince önlem almadıklarını dile getiren Esen, önlemlerin arttırılması konusunda davette bulundu. Sakarya’da 194 bin konut sigorta yapılabilir durumda iken 164 bin konut sigortalandığını dile getiren Esen, 30 bin vatandaşın sigorta yaptırmadığını belirtti.
“Bu mevzuda önemli olarak şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz lazım”
Marmara sarsıntısının yıl dönümünde Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Sakarya Vilayet Temsilcisi Ali Esen, “Maalesef zelzelesi unuttuk. Bu benim kendi niyetim. Bölgemde yıllardır bu hususta çalışma yapan birisi olarak yalnızca 17 Ağustos yaklaştığı zaman haberler ya da Türkiye’nin rastgele bir yerinde sarsıntı olduğunda zelzele önlemleri aklımıza geliyor. Maalesef unuttuğumuzu düşünüyorum. Malum 17 Ağustos Marmara sarsıntısının 21. yılı. O üzücü günde yaklaşıyor. Bölgemizde gelinen nokta alınan önlemler, valiliğimizin, belediyemizin ve öbür çalışma ünitelerimizin önlemlerinin çok yetersiz olduğunu düşünüyorum. 20 yıldır Sakarya kendi imkanlarıyla, devletin göndermiş olduğu imkanlarıyla kendini yenilemeye çalışıyor. Çok eksiklerimiz var ancak umuyorum en son Elazığ sarsıntısının akabinde dersler çıkartıp, şapkamızı önümüze koymamız gerekiyor. 7 Yaşındaki çocuğumuzdan üniversiteyi bitiren öğrencimize kadar sarsıntının tabiat olayı olduğunu, sarsıntıda yaşamanın ne demek olduğunu, bu güne kadar yaşadığımız sarsıntılarda öğrendiğimiz binaların insanları öldürdüğünü, zelzelenin insanları öldürmediğini daima öğrendik. Kalitesiz, taban etüdü olmayan tabanlara binalar yaptığımızda sevdiklerimizi yitirdiğimiz de öğrendik. Bu mevzuda önemli olarak şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz lazım. Sakarya’da 1967 ve 1999’da ki sarsıntılardan ders çıkartmamız gerekiyor” dedi.
“1999 sarsıntısının Türkiye ekonomisine verdiği ziyan ortadadır”
Zelzelede oluşacak ziyanları en aza indirgemek için yetkililere seslenen Esen, “Sakarya 7.2’lik şiddetiyle dünyanın en büyük zelzelesini yaşadı. Bugün Sakarya’nın da İstanbul üzere 7 tane doruğu var. O büyük zelzelede Maltepe’de, Hızırtepe’de Yeşiltepe’de Esentepe’de yani tabanı sağlam yüksek zirvelerde ki bu doruklarda yerleşim yerleri var. Bir tane can kaybı meydana gelmedi, 1 tane ekonomik kayıp olmadı. Bu zirvelerde yaşayan insanlarımız hayatlarına kaldıkları yerden devam ettiler. Sakarya’da en büyük can kaybı çukur dediğimiz ana merkez binaların inşa edildiği, 1967 ve 1999 yılında kalitesiz yeri olan yerlerde biz can kayıpları yaşadık. Bu neyi gösteriyor. Yeri sağlam yerlerde ekonomik kayıp ve can kaybı sıfır. Biz bu gerçeği gördüğümüz halde bizler neden hala Sakarya’nın o güzelim tarım arazilerinin üzerine binalar yapıyoruz. Bunların önüne geçmemiz lazım. Kalitesiz binalardan kastım 1999 yılı öncesinde yapılan binalardı. Sarsıntının akabinde hem beton kalitesi hem de binalar hayli kaliteli. Bunu da belirteyim. Yetkililere buradan seslenmek istiyorum. Adapazarı çukurunda 2 ve 3 kattan fazla yapılara lütfen müsaade verilmesin. Ayrıyeten meydana gelen sarsıntılar ülkemizin ekonomisini epey sarsmıştır. 1999 sarsıntısının Türkiye ekonomisine verdiği ziyan ortadadır” diye konuştu.
Türkiye’de 17 milyon konuttan 9 milyonuna DASK yapıldı
DASK sigortasının öneminden bahseden ve Türkiye genelinde yapılan sigorta hakkında bilgiler veren Esen, “Bunun üzerine sigorta şirketleri bir ortaya gelerek hükümetimiz ile birlikte kısa ismi DASK olan Doğal Afet Kurumu ismi altında bir kurum kuruldu. Zarurî sarsıntı sigortası olarak hayatımıza girdi. Vatandaşın konutuna sarsıntıya karşı teminat veren bir kurum. Bu kurum 20 yıldır can-hıraş çalışıyor. DASK açısından bakacak olursak Türkiye genelinde 17 milyon konutumuz var. 9 Milyon Konut DASK çerçevesinde poliçelenmiş durumda. Türkiye genelinde her 100 meskenin 55 tanesi sigorta yaptırmış. 1. derece zelzele bölgesi olan Marmara Bölgesi’ne baktığımızda İstanbul, Bursa, Yalova, Düzce, Sakarya, Kocaeli illerini içinde barındıran bölgede 9 milyon sigorta yapılabilir konut varken 6 milyon konuta sigorta üretimli durumda. Sakarya’da ise 194 bin konut sigorta yapılabilir durumda iken 164 bin konut sigortalanmış durumda. Burada 30 bin konutta oturan vatandaşlarımız sigortasız. Elazığ zelzelesinde DASK’ı olan vatandaşlarımızın primleri TOKİ’ye aktarıldı. Hiçbir fiyat ödemeden bu vatandaşlarımız hiçbir fiyat ödemeden yapılacak olan konutlarda oturacaklar. Lakin DASK’ı olmayan vatandaşlarımız ise devlet bankalarına 175 bin lira borçlanarak mesken sahibi olabilecekler. DASK bu bakımdan çok önemli” biçiminde konuştu.
