a

3 Ekim Türk Dünyası İşbirliği Günü

Türk Dünyası kadim Türk milletin yaşadığı coğrafyanın adıdır. Kültürel ve coğrafi bir kavram olan Türk Dünyası kavramı, Orta Asya, Anadolu, Kafkasya, Rusya-Sibirya, Orta Doğu, İran ve Balkanlar...

https://haberyum.com/wp-content/uploads/2023/08/masal-bahçe.png https://haberyum.com/wp-content/uploads/2023/10/134X550.jpg

Türk Dünyası kadim Türk milletin yaşadığı coğrafyanın adıdır. Kültürel ve coğrafi bir kavram olan Türk Dünyası kavramı, Orta Asya, Anadolu, Kafkasya, Rusya-Sibirya, Orta Doğu, İran ve Balkanlar coğrafyasında genel bir yayılım gösteren Türk halklarını ve Türk devletlerini ifade etmektedir. Asya ile Avrupa kıtasında yer alan bu coğrafya aynı zamanda Doğu-Batı arasındaki ticaretin geçiş güzergâhında yer alarak dünyanın jeopolitik kalbinde yer alan mümtaz bir bölgedir. 300 milyonluk nüfusu, 1,3 trilyon dolarlık milli geliri, 560 milyar dolarlık dış ticaret hacmi, 250 milyar dolarlık yurtiçi yatırım stokunu sahip Türk Dünyası büyük bir sosyo-ekonomik gücü sahiptir. 

Her yıl 3 Ekim’de tüm Türk Devlet ve topluluklarda Türk Dünyası İşbirliği günü kutlanmaktadır. Bugünün kutlanma sebebi ise Türk Konseyinin kuruluş yıldönümüdür. Türk Konseyi, Türk Dünyasında asırlık tarihi bağlardan kaynaklanan yapıcı işbirliği ve ilişkilerin, siyasetten, ekonomiye, ulaştırmadan, gençlik ve spora, eğitimden turizme kadar farklı pek çok alanda yapılan çalışmalar ve geliştirilen somut projelerin sonucu Türk Devletlerinin irade beyanı kurumsallaşmasıdır. Türk Konseyi’nin kurulması elbette uzun bir süreç ve yoğun bir çalışmanın sonucunda gerçekleşti.

1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağımsızlığını ilan eden Türk Devletleri arasında işbirliğinin temin edilmesi amacıyla Türkiye’nin çabasıyla 1992 yılında Ankara’da “Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi” düzenlendi. Bu zirve 2009 yılında kurulacak Türk Konseyi ve 2021 yılında kurulacak Türk Devletleri Teşkilatı’nın ilk adımıydı. Bu zirveler belirli aralıklar ve farklı temalarla devam etmiştir. Türk Devletleri arasındaki ilişkileri en üst seviyede geliştirmeyi amaçlayan bu zirveler, 1992’den 2010’a kadar sürmüş ve 10 zirve gerçekleştirilmiştir.

Azerbaycan’da yapılan 9. Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesinde Konseyinin kuruluşunu sağlayan “Nahçıvan Anlaşması”, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan tarafından imzalandı. 15-16 Eylül 2010 tarihinde İstanbul’da gerçekleşen Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 10. Zirvesi’nin ardından, “Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi”, “Türk Keneşi” veya kısaca “Türk Konseyi” kuruluşunu resmen ilan edilmiştir.

mehmet yüce türk dünyasi işbirliği günü
mehmet yüce türk dünyasi işbirliği günü

Türk Konseyinin kurulması Türk Devletleri ilişkilerinde yeni bir döneme girdiği anlamına gelmekteydi. Her ne kadar Türk Konseyi daha çok kültürel konularda faaliyet göstereceği imajı çizilmiş olsa da bu kurumun teşekkülü ile Türk Devletleri arasındaki var olan ilişkilerin kurumsallaştığı, diğer bir ifadeyle Türk Devletleri, muhtelif alanlarda işbirliğine gidecekleri yönünde siyasi irade beyanı anlamına gelmekteydi. Türk Konseyinin kurulmasıyla bu kurumun bünyesinde de 8 zirve gerçekleşmiştir. Türk Konseyinin 2018’de düzenlenen 6. zirvesinde Macaristan gözlemci üye kabul olarak kabul edilirken, Bakü’de 2019’da düzenlenen 7. zirvede de ise Özbekistan, Konsey’e tam üye oldu. Böylece Özbekistan ve Macaristan’ın katılımıyla genişleyerek, Budapeşte Temsilcilik Ofisinin açılmasıyla çeşitli işbirliği alanlarında faaliyetler yoğunlaşmış, Türk Dünyasının entegrasyonu güçlenmiş ve üye ülkeler arasındaki çok taraflı ilişkiler niteliksel olarak yeni bir düzeye ulaşmıştır.

İstanbul’da Dönem başkanlığının Azerbaycan’dan Türkiye’ye devredildiği İstanbul’da gerçekleşen Türk Konseyinin 8. Zirvesinde tarihi bir karar alınarak Türk Konsey’in adı “Türk Devletleri Teşkilatı” olarak değiştirildi. Türk Devletlerinin ortak güçlü iradeleriyle gerçekleşen bu adım ile ilk kez resmî belgelerde “Türk Devletleri” ile “Türk Dünyası” kavramları kullanıldı. Ayrıca bu zirvenin en önemli sonuçlarından biri de bu Türkmenistan gözlemci üye olması oldu. Böylece tüm Türk Devletleri, Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında toplandı. Ayrıca bu zirvede Türk Devletleri Teşkilatın gelecek perspektifini çizen ve çok yönlü işbirliği planı niteliğinde olan “Türk Dünyası 2040 Vizyonu Belgesi” de kabul edildi. Böylece ortak kültür ve medeniyetten beslenen binlerce kadim tecrübeleri, köklü kimlikleri, yönetim yetenekleri ve askeri kapasiteleriyle büyük bir potansiyele sahip olan Türk devletleri siyasi olarak birlikte hareket etme iradelerini ortaya koymuşlardır. 

Türk Devletleri Teşkilatı sadece bir kültürel ya da siyasi bir kurum değildir. Aynı zamanda büyük bir ekonomik potansiyeli kurumsallaştığı dünyanın jeopolitik kalbinde yükselen bir güçtür. Zira bu teşkilatın üyesi olan ülkeler coğrafi konumları açısında ticaret hacmini 10 trilyon dolara ulaştığı Asya-Avrupa arasındaki arasında yer almakta, güçlü enerji kaynakları, hammadde olanakları, insan gücü ve üretim kapasitesi sahip bulunmaktadırlar. Bu potansiyel yapı ile birbirine tamamlayan yani Asya kıtasının ekonomik potansiyeli ve Avrupa kıtasının imalat ve üretim deneyimine sahip Türk Devletleri entegrasyona gitmeleri halinde dünya ekonomik merkezinin Asya’ya kaydığı bir dönemde yükselen en önemli güç olacaklardır. Ancak bu durumun verdiği fırsatlarla birlikte birçok tehditlere maruz kalacakları da göz önünde bulundurularak bu konuda gerekli önlemler alınmalıdır. 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Seçime doğru iktidar ve altılı masa!