Uzmanı YKS’de hayal kırıklığı yaşayanlara seslendi

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Rehberlik ve Ruhsal Danışmanlık Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Aypay, açıkta kalan ya da istediği üniversiteye yerleşemeyen adayların gösterebilecekleri tepkileri kıymetlendirerek tavsiyelerde bulundu.

Prof. Dr. Aypay, pek çok genç için YKS’nin iyi bir hayat kurma yolunda ‘hayallere açılan bir pencere’ manası taşıdığını belirtti. Çeşitli etkenlerden dolayı sonuçlar karşısında yaşanan hayal kırıklığının gerilim ve travma tesiri oluşturabileceğini kaydeden Prof. Dr. Ayşe Aypay, “Stres ve travma karşısında beşerler genel olarak üç cins tepki verme eğilimindedirler. Bu tepkiler sorun odaklı ya da his odaklı olabilmektedir. Sorun odaklı tepkiler ya sorundan kaçma ya da sorunu kabul edip bu sorunu çözmek için neler yapabileceğine odaklanma biçiminde olabilmektedir. His odaklı tepki vermede ise, kişi sorunun kendisinde oluşturduğu olumsuz hislere saplanıp kalabilmekte ya da bu hisleri yok sayabilmektedir. Örneğin YKS’de hayal kırıklığı yaşayacağı sonuçlar alan gençlerin bir kısmı bir daha bu türlü bir olumsuz durum yaşamamak için artık YKS sınavına girmeme kararı alıp bir yükseköğrenim kurumuna yerleşme uğraşlarını sonlandırabilirler. Bu bir kaçma tepkisidir. Yani genç kendisine gerilim ve travma yaşatan durumla çaba etmek yerine kaçmaktadır. Hayallerinden vazgeçmektedir. YKS’de hayal kırıklığı yaşayacağı sonuçlar alan gençlerin bir kısmı da yaşadıkları bu gerilim ve travmanın kendilerine yaşattığı olumsuz hislere saplanıp kalırlar. Verdikleri tepkilerde ya bu olumsuz hislerin etkilerini azaltmaya çalışırlar ya da o hisleri yok sayarlar. Lakin bu tepkileri onları hayallerine ulaştırmaktan uzak tepkilerdir. Örneğin yaşadıkları hüzün ve hayal kırıklığının tesirini azaltmak için çok yemek yeme, sigara ve alkol kullanımını artırma, çok alışveriş yapma üzere yollara başvurabilirler. Duygusal olarak içe kapanıp, sınav hakkında düşünme ve konuşmaktan büsbütün kaçabilirler. Sınav karşısında yaşadıkları hayal kırıklığı ve üzüntüyü tümüyle görmezden gelip, güya bu sınav onlar için hiç önemli değilmiş üzere tepkiler verebilirler. Ya da çok öfke patlamaları ve kızgınlık yaşayabilir, bu öfke ve kızgınlığı etraflarındaki ilişkilerine yansıtabilirler. Fakat bu tıp tepkilerin hiçbiri onların meselelerini gerçekte çözmediği üzere yeni sıkıntılar yaşamalarına neden olmaktadır.” diye belirtti

Sorunu çözmeye çalışmak

Prof. Dr. Aypay, hayal kırıklığı yaşayan kimi gençlerin ise sorun odaklı olumlu başa çıkma tepkisi verdiğini dile getirerek şöyle konuştu:

“Elbette bu gençler de hayal kırıklığı, keder hatta tahminen de öfke yaşamaktadırlar. Lakin bu sonuçların dünyanın sonu olmadığını da düşünürler. YKS sonuçlarında bekledikleri sonucu alamadıkları gerçeğini kabul ederler. Neden bu türlü bir sonuç aldıklarının değerlendirmesini yaparak, hayallerine giden yolda daha sağlam adımlarla yürüyebilmek için bundan sonra nasıl bir strateji izlemeleri gerektiği konusunda yeni fikirler üretirler. Böylelikle hayallerinden vazgeçmek ya da hayallerinden uzaklaştıran ve sorun çözmeyen tepkiler vermek yerine; azim ve kararlılıkla umudu içlerinde yaşatarak, gayeye ulaştıran stratejiler kullanarak, başarılı bir geleceğe giden yolda sağlam adımlarla yürürler. Hayallerimizin bizim istediğimiz zamanda istediğimiz şekilde gerçekleşmemesi onların hiçbir zaman gerçekleşmeyeceği manasına gelmez. Hayatta her zaman farklı amaçlarımızı gerçekleştirmeye çalışırken bazen bizimle ilgili nedenlerden dolayı bazen de bizim dışımızdaki nedenlerden dolayı kimi engellerle karşılaşabiliriz. Temel olan bu engellere yenik düşmemektir. Hayat uzun bir seyahattir. Büyük amaçlarımız için bir yıl beklemek ya da bir yıl daha emek harcamak asla bir kayıp değildir.”

Yine sınava hazırlanacaklara tavsiyeler

Olumsuz his durumlarından kaçınılması, bir sonraki sınava gerçek strateji ile hazırlanılması gerektiğini belirten ESOGÜ Rehberlik ve Ruhsal Danışmanlık Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Aypay, şu tavsiyelerde bulundu:

“Öncelikle geçen yılın yorgunluğunu atmalı, zihni ve vücudu dinlendirmek için yapmaktan keyif alacakları kimi hobilere yer vermeli. Toplumsal ilişkilere zaman ayırmalı. Hangi mevzularda kendilerini geliştirmeleri gerektiğini belirlemeli. Sınava hazırlanırken kullanacakları kitap ve test üzere kaynakları yanlışsız seçmeli. Zaman yönetimi becerilerini geliştirerek zamanı yanlışsız ve verimli kullanmaya çalışmalı. Günlerini plan ve program yaparak yaşamalı. Dinlenme ve eğlenme gereksinimlerine da kâfi zaman ayırmalı. Zihinlerini ve vücutlarını dinç tutmak için kendilerine uygun sporlara yönelmeli. Ders çalışma alışkanlıklarının ve öğrenme stratejilerinin uygunluğunu gözden geçirmeli. Verimli ders çalışma tekniklerini öğrenmeli. Gerçek çalışma stratejileri ile gereğince çaba gösterirlerse başarabileceklerine inanmalıdırlar. Çalışmalarının olumlu sonuçlanacağı konusunda umutlarını yüksek tutmalıdırlar. Ailevi ve ekonomik münasebetlerle ya da yaşla ilgili münasebetlerle örgün bir yükseköğretim kurumuna yerleşmek için tekrar sınava giremeyeceğini düşünen gençlerin de açık öğretim yahut uzaktan öğretim imkanlarını değerlendirebileceklerini hatırlamaları gereklidir. Tüm bunların yanında, geleceğe yönelik hayallerini gerçekleştirmenin tek yolunun bir yükseköğrenim kurumundan mezun olmak olmadığını da akıllarında tutmalıdırlar. Bu gençler de öncelikle bedensel ve zihinsel olarak kendilerini dinlendirmelidirler. Halihazırda sahip oldukları ferdî ve çevresel kaynakların neler olduğunu, çevresel imkanlardan nasıl yararlanabileceklerini değerlendirmelidirler. Amaçlarını, gerçekleştirilebilecek adımlar formunda planlamalıdırlar. Başaracaklarına olan inançla ve sabırla amaçları doğrultusunda harekete geçmelidirler.”