Migren atalarından kurtulmaya cerrahi yöntem

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Beyin ve Hudut Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Hakan Seçkin, insanların hayatını kâbusa çeviren migrenin cerrahi hareketlerle tekrarlanmasını önlediğini söyledi.

Migren tedavisinde yeni bir yöntem olan migren cerrahisinin önemini anlatan Özel Medicana Bursa Hastanesi Beyin ve Hudut Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Hakan Seçkin, “Migren baş ağrıları, aralıklı olarak ortaya çıkan, tedavisiz ya da tedavinin aktif olamaması sebebiyle saatlerce, hatta bazen bir iki gün sürebilen, genellikle tek taraflı yerleşim gösteren, zonklayıcı özellikte, kişinin günlük hayat aktivitelerini engelleyecek derecede şiddetli ve başın hareketleri ile artan baş ağrılarıdır. Bu ağrılar sırasında kişinin bulantı ve kimi zaman kusması olabilmekte, ışık ve ses üzere uyaranlardan rahatsız olduğundan birden fazla zaman loş ve sessiz bir odada uzanmayı tercih etmektedir. Migren baş ağrısının insanların yüzde 15’inde görüldüğü iddia edilmektedir. Kadınlarda erkeklerden çok daha sıktır. Migren tipleri bir beşerden başkasına değişir. Farklı belirtiler ve sayısız tetikleyiciler vardır. Migrenler atakları sonlandıran yahut başlamalarını engelleyen ilaçlarla denetim altına alınabilir. Lakin kimi hastalarda hiçbir ilaç ile kâfi denetim yahut önleme sağlayamaz. İlaçlarla ağrıları denetim altına alınan kimi hastalar ise ilaçların yan etkilerinden rahatsızdır” diye konuştu.

Birtakım hastalarda migrenlerin sebebi baş ve uzunluğunda birtakım hudut uçlarının uyarılması olduğunu belirten Seçkin, “Bu uyarılmaya hudutların geçtiği kasların hudutları sıkıştırması sebep olur. Kaslar hududu sıkıştırarak enflamasyona sebep olur ve nihayetinde migren atağı gelişir. Bu hudut uçları baş ve boynun iyi bilinen bölgelerinde yerleşmiştir ve alın bölgesi, şakak bölgesi, baş arkası ve burun bölgesi olarak bilinen dört bölgede bulunurlar. Bunlar çevresel migren tetikleyicileri olarak bilinir” dedi.

Dr. Hakan Seçkin, “Migren cerrahisi kasların sonlarda oluşturduğu kompresyon yahut sıkıştırmayı azaltma prensibi ile tesir gösterir. Sonlar üzerindeki basıncın azaltılması migren ataklarının başlamasını engelleyebilir yahut en azından tetikleyici etkeni zayıflatarak migrenlerin daha az sıklıkla ortaya çıkmasına ve daha hafif olmasına yardımcı olabilir. Bu tetik noktaları ilk olarak tetik noktası bölgelerine ağrı kesici yahut botoks enjeksiyonları yapılarak belirlense de birçok zaman hasta şikâyetlerinden sorumlu bölgeler belirlenebilir. Hastada botoks tedavisine olumlu karşılık alındığında bu tetik noktaları şakak bölgesi ve baş arkasına saç çizgileri tarafından saklanan küçük kesiler aracılığı ile cerrahi olarak tedavi edilir. Tetik noktasını rahatlatmak için kasların sıkan kısmı kısmen yahut büsbütün çıkarılır. Birtakım durumlarda şayet hudut gereğince küçükse ve kaybı rastgele bir fonksiyon kaybına sebep olmayacaksa o hudut çıkarılabilir. Her koşulda bu cerrahi hareketler migrenin tekrarlanmasını önler” formunda konuştu.

Migren cerrahisi şahsa ve yakınmalarına bağlı bir cerrahi süreç olduğunu belirten Seçkin, “Kişinin yakınmalarının yerleşimine bağlı olarak bir yahut birkaç noktada tetik noktalar serbestleştirilebilir. Migren cerrahisi kimi olgularda önemli iyilik hali sağlasa da bu tüm olgular için geçerli olmayabilir. Son zamanlarda yapılan çalışmalar, hastaların üçte birinde tam iyileşme sağladığını göstermektedir. Lakin olayların yüzde 90’ında hastalarda migren ataklarının sayı, ciddiyet ve müddetinde bariz azalma olur” dedi.