EBRD’den açıklama: Türkiye’ye güveniyoruz

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Dış Ekonomik Münasebetler Şurası (DEİK), EU Talks kapsamında, DEİK Lideri Nail Olpak, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Lideri Suma Chakrabarti ve DEİK Idare Konseyi Üyesi, Limak Yatırım Idare Heyeti Yöneticisi Ebru Özdemir’in iştirakiyle “Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ve Türkiye: İleriye Doğru” bahisli webinar düzenledi.

Içtimada konuşan Chakrabarti, Türkiye’nin kendi kesiminde ve ötesinde bir ekonomik güç merkezi olabileceğine dair mutlak inancının devam ettiğini belirterek, yaşanılan külfetli vakitlere karşın, Türkiye’ye ve geleceğine güvendiğini tabir etti.

Chakrabarti, Türkiye’ye itimadının, EBRD olarak, Türkiye’de yaptıkları on yıllık yatırımdan öğrendikleri her şeyden kaynaklandığını lisana getirerek, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinin tesirinin EBRD nahiyelerinde önemli dertlere yol açtığını aktardı.

Birçok ekonomik faaliyetin askıya alındığı ve işletmeler potansiyel iflasla savaş ettiği için kıymet yıkımının hala büyük bir tehdit olduğuna işaret eden Chakrabarti, “Kriz başkaca devletlerimizin teminat altına aldığı güçlükle kazanılan muvaffakiyetlerin birçoklarının rayından çıkma riskini de beraberinde getiriyor.” dedi.

Chakrabarti, Kovid-19 salgının iş yerküresi, kapitalizm, globalleşme, tedarik zincirleri, ticaret, milletlerarası seyahat ve çağdaş kenti değiştiriyormuş üzere hissettiğini vurgulayarak, “EBRD, Kovid-19 pandemisi, büyük ayaklanmalara ne kadar süratli reaksiyon verebileceğimizi bir sefer daha kanıtladı. Mart ortasına kadar acil bir bunalım karşılığı başlatan birinci çok taraflı kalkınma bankası olduk. Kovid-19 Dayanışma Paketimiz mevcut müşterilere acil likidite sağlamaya odaklandı. Birkaç hafta sonra hissedarlarımız, birinci pakete dayanmak üzere kapsamlı bir seri ek müdahale ve geri kazanım önlemini onayladılar.” değerlendirmesinde bulundu.

“Türkiye’nin EBRD yerlerinde örnek olma ve ilham verme gücü abartılmıyor”

Salgının tesirine karşı koyarak ekonomik güzelleşmeyi desteklemenin yanında olacaklarına dikkati çeken Chakrabarti, bunun finansal açıdan 21 milyar avro fiyatında olacağına değindi.

Chakrabarti, Türk kurumsal kolunun ve bankacılık sisteminin gereksinimlerine anında ve güçlü bir formda karşılık verdiklerini anımsatarak, “Bunu yüklü olarak bankalar aracılığıyla yapıyoruz, birebir devranda altyapı, sanayi, ticaret, tarım işletmeleri ve güç kesimlerindeki müşteriler için bir likidite ve işletme anaparası tesisi aracılığıyla yapıyoruz. Salgının başlangıcından bu yana, kişisel kesime verilen kredileri artırmak için kilit Türk bankalarına yarım milyar dolar aktardık.” sözlerini kullandı.

Türkiye’nin EBRD nahiyelerinde örnek olma ve ilham verme gücünün abartılmadığını lisana getiren Chakrabarti, şunları kaydetti:

“Türkiye, yalnızca konumu nedeniyle değil, kendi haberi ve başarılı geçiş deneyimi nedeniyle Şark ile Batı’yı birbirine bağlamak için çok değerlidir. Türkiye’nin bölgesel ticaret ağlarına daha ziyade entegre olması ve finansal ve ticari bilirkişiliğini daha geniş bir formda paylaşmasına yardımcı olmak için yaptıklarımızdan gurur duyuyoruz. Türkiye, EBRD’nin iş modelinin ve şahsi kola odaklanmasının birçok farklı devlette değişiklik sağlayabileceğini kanıtlamıştır. Türkiye, Orta Asya yahut Sahra altı Afrika’da yeni yatırım ve malumat birikimine muhtaçlık duyan daha güçlükle pazarlara açılmaktan korkmuyor.”

“Türkiye Şark ile Garp arasında her vakit kıymetli bir geçit oldu” 

DEİK Lideri Nail Olpak ise Türkiye’nin kültürel ve endüstriyel bir merkez olarak Şark ile Garp arasında her hengam kıymetli bir geçit olduğunu bunun değerinin artık daha yeterli anlaşıldığına değindi.

Olpak, devam eden salgının yol açtığı ayaklanmanın, global iktisadın kırılganlığını ve bağlı olduğu tedarik zincirlerini zayıflattığını ve bunun piyasa üzerinde yarattığı muazzam tesirden kurtulmanın uzun devir alacağını aktardı.

EBRD’nin, Türkiye’de bugüne kadar 310’dan ziyade girişim yürüterek 12 milyar avrodan çokça yatırım yaptığını anımsatan Olpak, “Bu yatırımların, münhasıran Türkiye ile AB arasındaki ekonomik bağlantılarda olumlu bir çarpan tesiri olduğundan, EBRD yatırımlarındaki iştirakin arttığını ve Türkiye’nin EBRD yatırımlarındaki haklarının arttığını görmekten memnuniyet duyacağız.” dedi.

Olpak, kritik kollar ve KOBİ’lerin istikrarlı ve büyümelerine yardımcı olmak için yatırım ve kredilerin esas alınacağına dikkati çekerek, “Kovid-19 kıymetli yatırımları gözden kaçırmamızı sağlayamaz, yenilenebilir güç, Ar-Ge, sıhhat, ulaşım altyapısı ekonomik büyümemizin değerli özellikleri olmaya devam ediyor.” tabirlerini kullandı.

Türkiye’nin, coğrafi konumunun yerküre ticaretinin kesişme noktasında olması nedeniyle iki büyük avantaj sunduğunu vurgulayan Olpak, şunları kaydetti:

“Birinci olarak, üretim faktörü donanımındaki çeşitliliğimiz ve uzun yıllara dayanan endüstriyel tecrübemiz sayesinde Türk üretiminin kalitesi. Gelişmiş ve güçlü üretim yelpazemiz, kıymetli bir yatırım merkezi haline gelebilmemiz için rakiplerimizin bir adım önünde olmamızı sağlayacaktır. İkincisi ise Türk siyaset yapıcıları Türkiye’deki yatırım ortamını düzgünleştirmek istiyor. Türkiye’nin fiil planları uzun vadeli sürdürülebilir ekonomik büyümeye dayanmaktadır ve bu nedenle tüm ekonomik ıslahat programları artan üretim, Ar-Ge ve ihracata dayanmaktadır.”

“Türk şirketleri, Kovid-19 sonrası global tedarik zincirlerindeki boşlukları doldurdu” 

Limak Yatırım Idare Şurası Yöneticisi Ebru Özdemir de EBRD’nin Türkiye kişisel kesimindeki şirketlerin yalnızca başka memleketler ve global finansal kuruluşlar ile arasındaki bağını derinleştirmediğini birebir devranda Türk şirketlere yurt dışındaki kapıların açılmasını sağladığını belirtti.

Özdemir, yerküre neredeyse tanınmayacak kadar değiştiğini lisana getirerek, global iktisadın büyük bir savaşa girdiğini, bu pandeminin “benzeri olmayan bir krize” sebep olduğunu aktardı.

Kovid-19 sürecinde yeni çalışma yolları, yeni muhabere yolları, yeni öğrenme yolları elde ettiklerini lisana getierek, “Yeni normale”  tanık olunduğunu ve artık ise toparlanmaya şahit olunacağını belirtti.

Ticari rutinlerin derinden etkilendiğini ve değiştiğini aktaran Özdemir, şu tabirleri kullandı:

“Kovid sonrası manzaradaki değişikliklerin farkında olmadan “ileriye doğruyu” tartışmanın imkansız olduğuna inanıyorum. Gelecekte güç devranlar olduğunu bilsem de Türkiye’nin bu global salgından nasıl çıkacağı konusunda da optimistim. Türkiye ve Türk şirketlerinin Kovid-19 buhranının bir sonucu olarak global tedarik zincirlerindeki birtakım boşlukları doldurduğunu gördük.”