ABD’de finansal gerilim tepede: Kredi kartları borçları durdurulamıyor

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

ABD Merkez Bankası (Fed) New York Şubesi’nin Hane halkı Borcu ve Kredi Raporu’na nazaran, ABD’de hane halkı borcu geçen yılın son çeyreğinde bir evvelki çeyreğe kıyasla yüzde 1,2 artarak 17,5 trilyon dolara ulaştı.

Ülkede hane halkı borcunda en yüksek hissesi konut kredileri almaya devam ederken, Amerikalıların en çok borçlandığı öteki kalemlerden biri olan kredi kartı borçlarındaki artış dikkati çekti.

Amerikalıların kredi kartı borcu, geçen yılın dördüncü çeyreğinde bir evvelki çeyreğe kıyasla 50 milyar dolar (yaklaşık yüzde 5) artarken, yıllık bazda ise 143 milyar dolarlık (yaklaşık yüzde 15) artış kaydetti.

Ülkede hane halkının kredi kartı borcu, geçen yılın son çeyreğinde 1 trilyon 129 milyar dolarla rekor düzeye ulaştı.

Kelam konusu devirde kredi kartı temerrüt oranlarında da artış görüldü.

New York Fed Ekonomik Araştırma Danışmanı Wilbert van der Klaauw, datalara ait değerlendirmesinde, kredi kartı ve taşıt kredilerinde temerrüt oranının hala Covid-19 salgını öncesi düzeylerin üzerinde arttığını, bunun bilhassa genç ve düşük gelirli haneler ortasında artan finansal gerilime işaret ettiğini belirtti.

3 YILDA YÜZDE 46 ARTTI

Bankrate Kıdemli Sanayi Analisti Ted Rossman, büyük ölçüde güçlü iş gücü piyasası ve salgından kaynaklanan bastırılmış talep sayesinde tüketici harcamalarının güçlü olduğunu söyledi.

Rossman, kredi kartı borcunun 2021’in başından bu yana yüzde 46’nın üzerinde arttığını belirterek, “Son birkaç yılda kredi kartı bakiyelerini üst çeken en büyük faktörlerin yüksek enflasyon ve yüksek faiz oranları olduğuna inanıyorum.” dedi.

Kredi kartı sahiplerinin her ay tam ödeme yapıp yapmamalarının değerli olduğuna işaret eden Rossman, borçlarını tam ödeyen kart sahiplerinin yaklaşık yarısı için faiz oranlarının pek kıymetli olmadığını lakin öbür yarısının çarçabuk değerli bir borç döngüsü tuzağına düşebileceğini aktardı.

Rossman, kredi kartı borcu olan her 10 şahıstan yaklaşık 6’sının en az bir yıldır borçlu olduğunu belirterek, uzun vadede yüzde 20’nin üzerinde faiz ödemenin kıymetli bir kümülatif tesiri olduğuna dikkati çekti.

“KREDİ KARTI BAKİYELERİ ARTMAYA DEVAM EDECEK”

Son iki yılda kredi kartı borçlarında harika yüksek bir artış görüldüğünü ve bunun sürdürülebilir olmadığını aktaran Rossman, nakit kullanımı azalmaya devam ederken ekonomik büyüme, nüfus artışı ve daha fazla kart kullanımı nedeniyle kredi kartı borçlarının da vakitle artmasını beklediklerini söz etti.

Rossman, şunları kaydetti: “Kredi kartı bakiyelerinin artmaya devam edeceğini düşünüyorum, lakin daha yavaş bir süratte. Son iki yılda kaydedilen yüzde 15’lik yıllık büyüme sayıları sürdürülebilir görünmüyor. Lakin artan kredi kartı bakiyeleri, artan tüketici harcamalarını, ekonomik faaliyetleri, nüfus artışını, e-ticaret ve nakit paranın azalması nedeniyle daha fazla kart kullanımını yansıtabilir. Yani her şey o kadar da makus değil. Günün sonunda iş hane seviyesine iniyor. Onları nasıl kullandığınıza bağlı olarak faydalı ya da tehlikeli.”

“KREDİ KARTINA BEL BAĞLANDI”

LendingTree Kredi Başanalisti Matt Schulz da ABD’de kredi kartı sahipleri için çok güç bir yıl olduğunu söyledi.

Schulz, “İnatçı ve artan enflasyon ile öteki ekonomik aksiliklerin birleşimi, Amerikalıların esasen düşük olan finansal yanılgı marjını sıfıra indirdi ve şahısları geçimlerini sağlamak için kredi kartlarına bel bağlamaya zorladı.” dedi.

Kredi kartı borcunun her vakit bir zorluk belirtisi olmadığına dikkati çeken Schulz, “Bu birebir vakitte insanların kısa vadeli borç almaktan çekinmediği, zira borcunu süratli bir halde ödeyebileceklerini bildikleri bir inanç işareti de olabilir.” diye konuştu. Schulz, lakin son vakitlerde kredi kartı borçlarındaki artışın ana itici gücünün daha çok zorluklarla ilgili olduğunu düşündüğünü belirtti.

“EKONOMİ ÜZERİNDE ÖNEMLİ TESİRİ OLABİLİR”

Kredi kartı borcunun iktisat üzerinde önemli bir tesiri olabileceğini kaydeden Schulz, şöyle devam etti:

“İnsanlar kart borcuyla boğuşurken, bu durum onların acil durum fonu oluşturmak, emeklilik için birikim yapmak, üniversite yahut mortgage (konut kredisi) peşinatı ödemek, küçük bir işletme kurmak ve hatta hayal üzere bir tatile çıkmak üzere gayelere ayıracak fazladan paraya sahip olmadıkları manasına gelir. Bütün bunların insanların şahsî mali görünümleri üzerinde tesiri olduğu üzere, tıpkı vakitte bir bütün olarak iktisadın beklentileri üzerinde de tesiri var.”

Schulz, kredi kartı sahipleri için 2024 yılının son birkaç yıldan daha güzel olacağına dair optimist olmak için nedenler bulunduğunu belirterek, enflasyonun tepe yaptığını ve faiz oranlarının gelecek 6 ay içinde düşmeye başlamasının olası olduğunu aktardı.

Schulz, gelecek birkaç ayın, temerrütlerin artması, enflasyonun inatçı kalması ve faiz oranlarının şimdi düşmemesi nedeniyle kuvvetli olabileceğini lisana getirdi.

KAYNAK: HABER7