Tarımsal Öğretimin 170. Yılı ve Ziraat Mühendisleri Günü Etkinliği

Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin Rıfat Okuyan Salonu’nda, Tarımsal Öğretimin 170. yılı ve Ziraat Mühendisleri Günü dolayısıyla özel bir etkinlik düzenlendi. Bu anlamlı günde, tarım eğitiminin tarihi ve geleceği üzerine önemli görüşler paylaşıldı.
Bursa Uludağ Üniversitesi (BAÜ) Rektörü Prof. Dr. Feridun Yılmaz, programda yaptığı konuşmada, tarım eğitiminin 180 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu vurgulayarak, insanlığın gerilimli bir gelecekle karşı karşıya olduğunu ifade etti. Yılmaz, dünya genelinde yaşanan iklim değişiklikleri ve diğer gelişmelerin, ziraat fakülteleri ile tarım politikalarını doğrudan etkilediğini belirtti. Ayrıca, iklim değişikliğinin tarımda yeni alanlar ve farklı uygulamalar gerektirdiğini dile getirdi.
“Tarımsız bir yaşam mümkün değil” diyen Yılmaz, özellikle son yıllarda yaşanan olayların, bu gerçeği tüm dünya için daha da açık hale getirdiğini belirtti. Sanayi devrimi sonrası tarımın azalacağına dair yanlış bir algının hâkim olduğunu ancak bu durumun gerçeklerle örtüşmediğini ifade etti. Yılmaz, tarımsal üretimin her zaman öncelikli olmayı sürdüreceğini vurgulayarak, ziraat fakültelerinin eğitim kalitesini artırma çabasının önemine dikkat çekti.
Tarımsal Eğitimin Yeniden Düzenlenmesi Gerekiyor
BAÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Turgut, konuşmasında tarımın dünya genelinde stratejik bir sektör olduğuna değinerek, tarımsal eğitimin günün şartlarına uygun şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. Turgut, hızlı bir değişim yaşandığını ve öğrencilerin bu değişime ayak uydurması için yoğun çaba harcadıklarını belirtti.
Bitki Koruma Yetkileri Üzerindeki Değişiklikler
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak, ziraat mühendislerinin bitki koruma ürünleri bayi açma ve işletme yetkisinin kimyagerler, eczacılar ve son olarak da orman mühendisleri ve orman endüstri mühendislerine devredildiğini dile getirerek, bu durumun ziraat mühendislerinin 4 yıllık eğitimlerini yok saydığını belirtti.
Çakmak, gıda güvenliğinin sağlanması açısından endişe verici bir ortamda, gıda üreten işletmelerin denetim yetkisinin de ziraat mühendislerinden alındığını ifade etti. “Meslektaşlarımızın iş alanları daraltılırken, halkın sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişiminde endişe duyacağı bir durum ortaya çıkıyor,” diyen Çakmak, biyosistem mühendisliği mezunlarının da ziraat mühendisliği yetki alanlarından yararlanamadığını vurguladı. Ayrıca, tarım topraklarının ranta kurban gitmesinin ayrı bir sorun olduğunu ekledi.
Çakmak, ziraat mühendisliği mesleğinin 1980 yılına kadar altın çağını yaşadığını, ancak sonrasında yüksek eğitimdeki deformasyon ve dejenerasyonun ziraat fakültelerini olumsuz etkilediğini belirtti. “Fakülte sayıları ve öğrenci kapasiteleri aniden artırıldı ve bu durum ziraat mühendislerinin ciddi bir istihdam sorunu ile karşılaşmasına yol açtı,” dedi.
Yeni Zorluklarla Karşılaşan Tarım Sektörü
Çakmak, küreselleşmenin, iklim değişikliğinin, artan nüfusun ve azalan tarım topraklarının tarım sektörünü yeni zorluklarla karşı karşıya bıraktığını belirterek, bu zorlukların üstesinden gelmek için disiplinler arası yaklaşımların benimsenmesi, teknolojik gelişmelerin eğitime entegre edilmesi ve uygulamalı eğitime daha fazla önem verilmesi gerektiğini ifade etti.
Gıda Güvenliği Stratejisinin Önemi
Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Serkan Durmuş, gıda güvenliği ve güvencesinin her geçen gün daha fazla önem kazandığını belirtti. İklim değişikliği, artan nüfus ve küresel ekonomik dalgalanmaların gıda güvenliğini olumsuz etkilediğini ifade eden Durmuş, Türkiye’nin yerli üretime dayalı bir gıda güvenliği stratejisi oluşturmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Durmuş, gıda israfını önleme politikalarının ve üretici-tüketici zincirinin optimize edilmesinin gıda güvenliği sorunlarına çözüm oluşturacağını belirtti. Ayrıca, sürdürülebilir tarım politikalarının toprak ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı teşvik edilmesi gerektiğini ifade etti. “Organik tarım, agroekolojik yaklaşımlar ve karbon ayak izini azaltan tarım uygulamalarına ağırlık verilmelidir,” dedi.
Durmuş, çiftçilere eğitim ve nitelikli destek sağlanmasının sürdürülebilir yöntemlerin yaygınlaştırılması adına büyük önem taşıdığını belirterek, dijital tarım araçlarının tanıtımının ve erişiminin kolaylaştırılmasının tarım sanayisindeki verimliliğe katkı sağlayacağını vurguladı.
“Tarımda eğitim ve gençleşmenin benimsenmesi acil bir öncelik olmalıdır,” diyen Durmuş, tarımsal öğretim kurumlarının nitelikli tarım uzmanları ve girişimciler yetiştirmek için daha büyük bir istek ve gayretle çalışması gerektiğini belirtti. Gençlerin tarıma yönlendirilmesi için cazip teşvikler sağlanmalı ve tarımsal eğitimin modernleştirilmesi gerekliliği üzerinde durulmalıdır.
– BURSA