
Filistin’in Geleceği Konferansı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Açıklamaları
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin’in Geleceği Konferansı’nda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, “Bu anlamlı toplantı vesilesiyle siz değerli kardeşlerimle bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum,” diyerek katılımcılara hitap etti. Dünyanın farklı köşelerinden Ankara’ya gelen misafirlere hoş geldiniz diyerek, “Filistin’in Geleceği Konferansı’nın, Filistin halkının adil, müreffeh ve barış dolu yarınları için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum,” ifadesini kullandı.
Ayrıca, “Bugün kalbi Kudüs için atan, Filistin davasına sahip çıkan, Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz için duruşunu cesaretle ortaya koyan tüm vicdan sahibi kardeşlerimi saygıyla selamlıyorum,” dedi. Erdoğan, geçtiğimiz yıl 7 Ekim’den bu yana İsrail’in acımasızca katlettiği Filistinli ve Lübnanlı kardeşlere Allah’tan rahmet dileyerek, “Filistin’in seçilmiş son başbakanı İsmail Haniye ile birlikte şehit olan tüm siyasi aktörleri rahmetle yad ediyorum,” sözlerini ekledi.
Erdoğan, “İşgalcilerin postallarıyla kirlettikleri vatan topraklarının üstünde onursuzca yaşamaktansa, toprağın altında şereflice yatarım diyen kahramanları, Filistin’in cesur evlatlarını tekrar tazimle anıyor, Mevla’dan kendilerine rahmet diliyorum,” şeklinde konuştu. Filistin meselesinin, özellikle bu kritik dönemde tüm yönleriyle ele alınmasının önemine vurgu yapan Erdoğan, “Siyasetçileri, akademisyenleri ve Filistin davasına gönül veren aktivistleri bir araya getiren konferansımız inşallah meselenin enine boyuna tartışılmasına vesile olacaktır,” dedi.
Erdoğan, “Geçen yıl 7 Ekim’de İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırılar, Filistin meselesini tekrar insanlığın gündemine taşıdı. Gazze’de çoğu çocuk ve kadın yaklaşık 50 bin masumun hayatına mal olan katliamlar, Filistin halkına yönelik zulmü bir kez daha tüm dünyanın dikkatine getirdi,” ifadesini kullandı. İsrail’in soykırım politikalarının sadece Gazze ile sınırlı kalmadığını, Lübnan’a da uzandığını söyleyen Erdoğan, “Bu süreçte Siyonist lobisinin küresel güçleri ve sistemi nasıl kontrol ettiğini hepimiz çok yakından gördük,” dedi.
Erdoğan, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi dahil uluslararası örgütlerin, İsrail’in şımarıklıkları karşısında nasıl büyük bir acize düştüğünü hep birlikte takip ettik,” şeklinde konuştu. “İnsan hakları örgütlerinin, medyanın ve akademinin, söz konusu Filistin olduğunda nasıl derin bir sessizliğe büründüklerine şahitlik ettik,” diyerek Batı’nın yıllardır savunduğu özgürlük ve demokrasi gibi değerlerin rafa kaldırıldığını belirtti.
“Canlı yayında gazetecilerin kurşunlandığını, hastanelerin, camilerin, okulların vurulduğunu, yardım kuyruğundaki sivillerin üzerine bombaların yağdırıldığını gördük,” diyen Erdoğan, “Tüm bunları 7 Ekim’den bu yana içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz,” ifadelerini kullandı. “Her ne kadar dünya İsrail vahşetine 7 Ekim’den sonra gözlerini açmış olsa da, Filistin halkı bu zulmü 10 yıllardır yaşıyor,” diye ekledi.
Erdoğan, “İsrail’in işgal, yıkım ve infaz politikası tam 76 yıldır aralıksız devam ediyor. Filistin’de kan, gözyaşı ve zulüm hiçbir zaman dinmedi,” diyerek, “1948 yılında kurulan İsrail, Filistin halkının gözünde büyük bir felaket olarak algılanmıştır,” dedi. “İsrail, Nekbe sırasında yaklaşık 1 milyon Filistinliyi sürgün etmiş, 675 köyü ve kasabayı yok etmiştir,” diye hatırlattı.
Erdoğan, “Bugün önemli bir kısmı Ürdün’de olmak üzere, dünya genelinde evlerine dönmeyi bekleyen 6 milyonu aşkın Filistinli mülteci bulunmaktadır,” diyerek, “Dini fanatizmle hareket eden illegal yerleşimcilerin sayısı ve gasp ettikleri Filistin toprağı her yıl artmaktadır,” ifadesini kullandı.
“7 Ekim soykırımından önce Gazze, 17 yıl boyunca abluka altındaydı ve 2 milyonu aşkın Gazzeli açık hava hapishanesinde yaşamaya mahkum edildi,” diyen Erdoğan, “İsrail’in ırkçı, faşizan politikalarının mağduru sadece Filistin halkı değil, farklı kökenden Museviler de Apartheid uygulamalarıyla karşılaşmaktadır,” dedi.
“Özellikle Gazze’deki çocukların yaşadığı trajediyi dile getirirken, ‘Susuzluktan, açlıktan ve sürekli yer değiştirmekten başka hiçbir şey yaşamadım. Artık ölüp dinlenmek istiyorum,’ diyen bir çocuğun feryadı, milyonlarca masum Filistinlinin acı hikayesinin özeti,” diyerek, “Gazze benzeri bir yer, 2. Dünya Savaşı sırasında tanık olduğumuz bir toplama kampına dönüşmüştür,” sözlerini ekledi.
Erdoğan, “Bu trajedinin derinleşeceği açıktır. Gazze’ye daha fazla insani yardım ulaştırılmasına yönelik uluslararası toplum ve İslam dünyasının daha fazla çaba göstermesi gerekmektedir,” dedi. “Filistinli mültecileri ayakta tutan yardım ajansı URWA’ya desteğin artırılması da son derece önemlidir,” diye vurguladı.
“İsrail, Lübnan’daki geçici görev gücüne saldırarak, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, uluslararası topluma meydan okumuştur. Bu saldırılara karşı net bir tepki gelmemesi en az saldırılar kadar vahimdir,” diyen Erdoğan, “Birleşmiş Milletler, başkalarının hakkını nasıl savunacak?” sorusunu yöneltti.
Bütün bu gelişmeler ışığında, Erdoğan, “Türkiye olarak, ilk günden itibaren bu soykırıma karşı itirazlarını ve ikazlarını en yüksek seviyede dile getiren ülkeyiz. Filistin halkının derdini kendi derdimiz olarak görüyoruz,” diyerek, “Tüm imkanlarımızla Filistinli kardeşlerimizin yanında olduk,” sözlerini bitirdi.
Erdoğan, “Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardım faaliyetlerimizi aralıksız sürdürüyoruz. Gazze’de yaşanan katliama en güçlü tepkiyi gösteren tek ülkeyiz. İsrail ile ticari ilişkileri durdurduk ve yaklaşık 9.5 milyar dolarlık ticaret hacminden vazgeçtik,” ifadelerini kullanarak, “Mısır makamlarının desteğiyle Gazzeli kardeşlerimize gönderdiğimiz insani yardımların toplamı 84 bin tonu aşmıştır,” dedi.
Sonuç olarak, Erdoğan, “Soykırımcıların uluslararası hukuka hesap vermesi için elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz,” diyerek, “Milletimiz boykot ve protesto gösterileriyle katliama tepkisini ortaya koyuyor,” dedi.