Hava sıcaklığının artmasıyla birlikte kış uykusundan uyanan yılanlar, birçok mahalde görülmeye başlandı. Antalya’da da konutlara, araçlara giren yılanlar, dehşetli anlar yaşatıyor. Yılanları görenler ya kendi imkanlarıyla dışarı çıkarıyor ya da itfaiyeden yardım istiyor. Konyaaltı kazasında iş bölgesine yılan giren esnaf Rıdvan Tokat, ”Bahçeden süzülerek, yaklaşık 2 metre uzunluğunda bir yılanın gelişini gördük. Ofisimizin kapısına dayandı, müdahale etmek istedik gelgelelim yapamadık. İtfaiyeyi arayarak yardım istedik. Gelgelelim elimizden kaçırdık” dedi.
AÜ Fen Fakültesi Biyoloji Kısmı Talim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Öz, ”Yılanlar kış uykusuna yatan hayvanlardır. İlkbahar geldiğinde toprağın ısınmasıyla birlikte münhasıran mayıs aylarında gizlendikleri alanlardan çıkarlar. Kaybettikleri enerjiyi yakalamak ve üremek için halk arasında sık sık görülür. Yılanlar yalnızca çiftleşme maksadıyla eşlerini takip eder, onun dışında birbirlerinden bağımsız hareket ederler” sözlerini kullandı.
“CORONA VİRÜS SÜRECİYLE YILANLAR DAHA RAHAT HAREKET ETMEYE BAŞLADI”
Salgın sürecinde kişilerin ömür ortamlarından ayrılmasıyla yılanların daha rahat hareket etmeye başladığını tabir eden Prof. Dr. Öz, “Corona virüs sürecinde beşerler yılanların ömür yerlerinden ayrıldı. Yılanlar bu süreçle birlikte daha özgür hareket etmeye başladı. 09.00 ile 12.00 saatleri arasında beslenmelerini bitiren yılanlar, öğlen saatlerinde gizlenecek, sıcaktan korunacak taraf ararlar. Otomobil, mesken, bahçe olabilir. Buralarda gizlenerek dinlenir ve sıcaktan korunurlar. Mahsusen bir meskene yahut otomobile gireyim diye şahsi hedefleri olmaz” diye konuştu.
“ZEHİRSİZ YILANLAR KAÇAR”
Gündüz hareket eden yılanların yüzde 85’inin zehirsiz olduğunu belirten Prof. Dr. Öz, “Bu yılanların uzunlukları 2,5 metreyi bulur lakin ısırdığı hengam zehirsiz oldukları için sadece az kanatırlar. Zehirsiz olan yılanlar bir beşerle karşılaştıklarında savunma mekanizmaları olmadığı için daha süratli kaçarlar. Ama havanın kararmasıyla birlikte beslenme gayesiyle zehirli yılanlar ortaya çıkar. Bu yılanlar ise savunma mekanizmaları olduğu için ağır hareket eder, kaçmaz. Rahatsız edilmediği sürece kişilere zarar vermezler” dedi.
“YILAN POPÜLASYONU AZALIRSA KEMİRGENLER ARTAR”
Hanelere giren yılanların kişileri gördüğünde umumiyetle kaçtıklarını söyleyen Prof. Dr. Öz, “Bu yılanlar yüzde 90 zehirsiz olduğu için panik yapmaya gerek yok. Bir çubukla konuttan rahatlıkla çıkarabilirsiniz. Vatandaşlar derhal öldürmeye çalışıyor, ama öldürmeye gerek yok. Bu yılanlar umumide tarım zararlısı hayvanlarla beslendiği için biyolojik savaşta çok kıymetli bölgeleri vardır. Yılan popülasyonu azalırsa, kemirgenler artar ve tarım eserlerine zarar verir” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DE ZEHİRLİ KERTENKELE YOK”
Prof. Dr. Öz, yılana benzeyen ‘kör kertenkele’ diye bir tıp olduğunu, bu çeşidin zararsız olduğunu söyledi. Prof. Dr. Öz, “Yaklaşık 1,5 metre uzunluğunda yılan üzere, ayakları yok. Bunlar vücut pulları çok sert olduğu için çokça hareket edemiyorlar ve telaşlı bir hareket içerisinde oluyorlar. Bu nedenle halk bu cinse ‘çift başlı yılan’ diyor ve öldürüyor. Lakin Türkiye’de yaşayan hiçbir kertenkele tipi zehirli değildir” dedi.
“GECE PLAJLARDA AYAKKABIYLA GEZİN”
Yılanları uzaklaştırmak için denenen tekniklerin bilimsellikten uzak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Öz, “Yılanları uzaklaştırmak için halk arasında çok çokça formül deneniyor. En çok kullanılanı hanenin etrafına kükürt dökmek. Bunlar bilimsellikten uzak, halk arasında kulaktan kulağa yayılan metotlar. Gece saatlerinde plajlarda, dağlık meydanlarda olan vatandaşların kesinlikle ayakkabı giymeleri lazım. Zira zehirli yılanlar yüzde 99 gece çıkıyor” diye konuştu.
