Doç. Dr. Gonca Yetkin Yıldırım, yumurtalık kistlerinin yüzde 80 ila 85’inin iyi huylu olduğunu ve 20 ila 44 yaş arası üreme çağındaki kadınlarda görüldüğünü belirterek, “Yumurtalık kistleri genellikle bir şikayete neden olmaz ve rutin kontroller esnasında tespit edilir. Kistler kendi etrafında dönerse ya da patlarsa şiddetli ağrı oluşumu söz konusu olabilir. Yumurtalık kistlerinin 5 cinsi bulunduğu için tedavi türe göre değişir” dedi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Tüp Bebek Bölümü’nden Doç. Dr. Gonca Yetkin Yıldırım, kadınlarda sıkça görülen yumurtalık kistlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Yıldırım, vücuttaki bütün dokularda kist oluşabildiğine dikkat çekerek, “Etrafı kist duvarı ile çevrili, sıvı içeren kitleye kist denir. Yumurtalık kistleri genelde fonksiyon bozukluğu yapmadığı için diğer organlardaki kistlere göre daha geç belirti verebilir. Yumurtalık kistlerinin en sık sebebi hormonal düzensizliklerdir. Normalde her adet döneminde 3 santimetreye ulaşabilen folikül adı verilen kist oluşur. Sonra bu kist çatlar ve yumurtlama olur. Kadında hormonal düzensizlik varsa yumurta taşıyan kistler çatlamaz ve büyümeye devam ederek 3 santimetreyi geçen folikül kistleri oluşur” dedi.
“Yüzde 80 ila 85’i iyi huyludur”
Yumurtalık kistlerinde ağrının nadir görüldüğünü belirten Doç. Dr. Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: “Yumurtalık kistleri genellikle bir şikayete neden olmaz ve rutin kontroller esnasında tespit edilir. Ağrı nadir görülür. Kistler kendi etrafında dönerse (torsiyon) ya da patlarsa (rüptür) şiddetli ağrı oluşumu söz konusu olabilir. Bunun dışında; adet düzensizliği, karında şişkinlik ve ağrı, sindirim sistemi ve idrar yolu şikayetleri yapabilirler. Yumurtalık kistinin tanısında muayene ve ultrason yeterlidir. Kanser şüphesinde ileri tetkikler istenir. Yumurtalık kistlerinin yüzde 80 ila 85’i iyi huyludur ve 20-44 yaş arası üreme çağındaki kadınlarda görülür. Yumurtalık kistleri hormonal düzensizliğe neden olurlarsa kısırlığa neden olabilirler”.
“Yumurtalık kistinin 5 türü var”
Doç. Dr. Yıldırım, 5 tip yumurtalık kisti bulunduğuna değinerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Adet gören kadınlarda en sık rastlanan yumurtalık kistleri follikül kistleridir. Genelde belirti vermezler, ancak adet gecikmesi nedeni olabilirler. Gelişen yumurta hücresi çatlamaz ve büyümeye devam ederse bu kistler oluşur. Genelde 2-3 santimetredir ve tedavi gerektirmezler. Diğer yandan her yumurtlamadan sonra yumurta hücresinin atıldığı doku korpus luteuma dönüşür ve gebelik oluşursa progesteron plasentadan salınana kadar buradan üretilir. Bu doku kist halini alırsa korpus luteum kisti adı verilir. 3-4 santimetre büyüklüğünde olan bu kistler hormon salgılaması yaptığı için adet gecikmesine yol açabilir. Genelde kendiliğinden kaybolur. Teka-lutein kisti de aşırı hormon salgısına bağlı olarak, genellikle kısırlık tedavisi alanlarda, çift taraflı olarak (her iki yumurtalıkta) görülür. Tedavide yatak istirahati ve takip gerekir. Gebelik luteoması ise gebelikte görülür. 20 santimetreye kadar büyüyebilen bu kistler gebelik sonunda geriler. İnklüzyon kisti de belirti vermeyen, ultrasonda fark edilemeyen, çoğu mikroskobik boyutta olan kistlerdir. Bu kistlerin uzun dönemde kötü huylu yumurtalık kanserinin öncüsü olabileceği öne sürülür. Tedavi ise yumurtalık kistinin cinsine göre değişir. Basit kistler genelde takip edilir ve küçülmeleri için doğum kontrol hapları kullanılabilir. İltihabi kistlerde antibiyotik tedavisi uygulanır. 8-10 santimetreyi geçen ya da sürekli büyüyen, ultrason ve kan testlerinde kötü huylu olma ihtimali yüksek kistler ise ameliyat ile alınır”.