Vefa Görmeyen Vefalı Kahraman: Bakü Fatihi Nuri Paşa
GenelGündemYazarlar

Vefa Görmeyen Vefalı Kahraman: Bakü Fatihi Nuri Paşa

Osmanlı Devleti’nin son döneminin vatanperver komutanlarının başında yer alır Nuri Killigil Paşa. O, vatanı için canını yok sayan bir kahramandır. Yurduna vefalı, milleti için her şeyini feda eden bir askerdir. Bolşevikleri yenilgiye uğratan Bakü fatihi ve Türk savunma sanayi öncüsüdür Nuri Paşa. Doğum yıldönümü, ama çok sevdiği ve uğrunda canını verdiği vatanında pek kimsenin haberi yok maalesef… Nuri Paşa en çok vefayı hak eden kahramanların başında yer alır. Ama ne yazık ki ne Türkiye’de ne de Azerbaycan’da adına dikilmiş bir abide yoktur. Meçhul asker gibi tarihin bilinmezliğine bırakılmış bu vatanperver Paşa. Nedense başkalarına karşı çok vefalı olan milletimiz, vatanperverlerini çok çabuk tarihin bilinmez meçhulünde ter edebiliyor.

Haberyum 1

Nuri Paşa, 1890 yılında Balkanların önemli bir şehri olan Manastır’da doğdu. Babası Hacı Ahmet Paşa Manastıra fen memuru olarak tayin edilmişti. Orta halli hatta fakir bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Soyu Gagauz ya da Gökoğuz Türklerine dayanır. Büyük dedesi Kilyeli Abdullah Kırım hanları sarayına tekstil ürünleri satarmış. Saraylı bir kızla evlenir. O nedenle bir tarafı da Tatar Türklerine dayanmaktadır. Nuri Paşa, ilkokul ve lise eğitimimi tamamladıktan sonra 1909’da Manastır Harbiyesinden üsteğmen rütbesiyle mezun oldu. Subay olarak Orduya katıldı. Ancak bu dönem Osmanlı Devleti için sıkıntılı bir dönemdi. Tüm dünyada amansız bir savaşın içindeydi. O nedenle daha genç ve tecrübesiz bir subay iken üç kıta Türk bayrağını dalgalandırmak için mücadele etti. Başarılı olmak zorundaydı. Çünkü Türk tarihine adını altın harflerle yazdırın büyük kahraman Halil Paşa’nın yeğeni ve Enver Paşa’nın kardeşiydi. İtalya’nın Osmanlı devletine bağlı Trablusgarp ve Bingazi’yi işgal etmeleri üzerine gizlice Fransa- Tunus Yoluyla Trablusgarp’a buraya geldi. Yerli halkı teşkilatlandırıp, İngiliz, İtalyan ve Fransız kuvvetlerine karşı kahramanca savaştı. İşgalci güçlere büyük zarar verdi.

1918 yılında Azerbaycan aydınları Tiflis’te Azerbaycan Halk Cumhuriyeti kurdular. Osmanlı devleti bu cumhuriyeti tanıdı ve onunla Batum Antlaşması imzaladı. Daha sonra Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin başkenti Gence’ye taşındı. Ancak Bolşevikler ve Ermeniler bu cumhuriyeti yok etmek istediler. Bunun için bölgede katliama başladılar. Çocuk, kadın ve yaşlı demeden binlerce sivil Azerbaycanlıyı öldürdüler. Azerbaycan Halk Cumhuriyeti Batum Antlaşmasına dayanarak Osmanlı Devletinden yardım istedi. Harbiye Nazırı Enver Paşa, Kafkas İslam Ordusu kurarak Nuri Paşa’yı bu orduya komutan tayin etti. Nuri Paşa bu göreve tayin edildiğinde henüz 28 yaşındaydı.  

Haberyum 2 1

Ordunun başına geçen Nuri Paşa, Kars ve Tiflis güzergahı takip ederek Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin başkenti Gence’ye ulaştı ve burada karargâhını kurdu. Azerbaycanlıları da gönüllü olarak orduya aldı. Azerbaycan Halk Cumhuriyeti için de Ordu kurdu. Tiflis’ten Bakü’ye gelirken yol boyunca birçok çatışma oldu. Bu çatışmaların hepsinde başarılı oldu. İlk büyük çatışmamı Çöyçay bölgesinde oldu. Bu savaşta çok şehit verilmiş ama Ermeni ve Bolşevikleri bozguna uğrattı. Bolşevik kuvvetleri Ağsu-Kürdemir bölgelerine doğru geri çekildiler. Bakü’deki işgal hükümetini büyük korku sardı. Nuri Paşa komutasındaki ordu Ermenileri çeteleri kovalayarak Bakü önlerine kadar geldi. Bakü’de 30 saat süren büyük bir çatışma sonucu 15 Eylül 1918’de Bakü’yü işgalden kurtardı. Bu savaşta 130 asker şehit verildi. Bu savaş Osmanlı Ordusunun son zaferiydi.  Kafkas İslam Ordusunun başarısı ve Bakü’nün işgalden kurtarılması Azerbaycan’da büyük sevince neden oldu. Ordu hakkında şiirler yazıldı, şarkılar betelendi ve tiyatro oyunları tertip edildi. Bunlarda en bilinen Azerbaycan Milli Marşı yazarı Ahmet Cevad bey tarafından yazılan “Yol ver Türkün bayrağına” şiiri ve Cafer Cebbarlı tarafından yazılan 5 perdelik “Bakü Savaşı” adlı eserdir. Bu zafer üzerinde Azerbaycan Halk Cumhuriyeti başkentini Gence’den Bakü’ye taşındı. Osmanlı devleti zor durumdaydı.

Bakü işgalden kurtarılırken, Osmanlı devleti can vermek üzereydi. Zira Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşından yenilmiş ve 30 Ağustos 1918’de Mondros Anlaşması imzalamıştı. Osmanlı devletinin sonu getiren bu anlaşma gereğince Kafkas İslam Ordusu Azerbaycan’dan çekilmek zorunda kaldı. Mondros Mütarekesi antlaşması sonucunda Kafkas İslam Ordusu Azerbaycan’da çıkmak zorunda kaldı. Böylece Osmanlı devleti can verirken, kardeş devlet Azerbaycan’a can suyu oldu.

Azerbaycan’da katliam yapan Ermenilere ses çıkarmayan İngilizler, Azerbaycanlı kardeşlerime yardıma geldiğim için hakkımda tutuklama kararı verdiler. Türkiye’ye giderken Batum’da tutuklandı ve hakkımda idam kararı verildi. Ancak Azerbaycanlı yiğitler Kafkasyalı Müslümanlarla birlikte Nuri Paşayı kurtardılar. Nuri Paşa hapisten kurtulur kurtulmaz Millî Mücadele destek için Anadolu’ya gitti.

Nuri Paşa daha sonra Berlin’e giderek burada çiniciliği mesleğini öğrendi. Ardında Türkiye’ye dönerek Kütahya Çinicilik Anonim Şirketi’ni kurdu. Bu şirketi bir süre işlettikten sonra devletin askeri sanayiye daha fazla ihtiyaç duyduğu anlayarak savunma sanayine yöneldi. Bu nedenle Nuri Paşa Çini fabrikasını satarak askeri sanayiye yöneldi. Bunun üzerine Sütlüce’de bulunan bir fabrikayı satın alarak Türk Ordusu için askeri mühimmat üretime geçti. Nuri Paşa, silah fabrikasında, çizimini bizzat yaptığı ve kendi adını verdiği Nuri Killigil tabancasını üretti. Böylece Nuri Paşa, yerli ve milli silah sanayi temellerini atarak Türkiye’de silah sanayisinin gelişmesine ve Türk ordusunun ateş gücünün artırılmasına katkı sağladı. Türkiye’nin harp sanayinde güçlenmesini istenmeyen güçlerce fabrikada bulunduğum 2 Mart 1949 tarihinde gerçekleştirilen patlama sonu 27 arkadaşımla birlikte hayatımı kaybetti.  Patlama sonrasında Nuri Paşa’nın cesedinin ana gövdesine ancak 20 gün sonra ulaşıldı. İlginçtir ki, İstanbul Müftülüğü cesedin tam olmadığı gerekçesiyle Paşa’nın cenaze namazı kılınamayacağı şeklinde garip bir fetva verdi. Bu nedenle Müftülük imam göndermediği için Nuri Paşa’nın cenazesi ile ilgili dini merasim bir işçi tarafından yerine getirildi. Paşa’nın cenazesi bir sandukçaya konularak Edirnekapı Şehitliği mezarlığında defnedildi. Böylece kahraman bir vatan evladı, muzaffer bir komutan ve milli bir sanayicinin cenazesi bir vatan düşmanının cenaze töreni edasıyla kaldırıldı.

Türkiye’de Bakü Fatihi ve Türk Savunma Sanayinin Kurucu Nuri Paşanın kahramanlıkları pek bilinmemektedir. Türk Savunma Sanayinin zirveye çıktığı bir dönemde Milli Savunma Sanayinin piri Nuri Paşa’ya vefa göstermenin zamanı gelmiştir. Bu nedenle imkanı olan HERKESİ NURİ PAŞA’NIN MEZARINI ZİYARET EDEREK BİR FATİHA OKUMAYA DAVET EDİYORUM. Ruhun şad olsun, mekânın cennet olsun Paşam. Senin temeli attığın ve uğrunda can verdiğin Milli Savunma Sanayimiz bugün zirvede….

Başa dön tuşu