Türk Dünyası Ortak Alfabeye Geçiyor.
DünyaYazarlar

Türk Dünyası Ortak Alfabeye Geçiyor.

Türk dünyasında ortak alfabe çalışmaları, dil birliği ve kültürel yakınlaşma açısından büyük öneme haiz hayati bir projedir. Bu proje üzerinde yaklaşık 23 yıldır çalışılmaktadır.  Bu konuda çok sayıda Türkolog’un ciddi emeği vardır.

Öncelikle emeklerinden dolayı kendilerine teşekkür etmek üzerimizde bir borçtur.

Nihayet 9-11 Eylül tarihlerinde Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de toplanan Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonunun 3. Toplantısında Ortak alfabe üzerinde uzlaşma sağlandı.

Türk Dünyasında Latin alfabesi temelinde ortak bir alfabenin benimsenmiş olması, öncelikle Türk halkları arasındaki iletişimi güçlendirecek ve ortak kültürel değerlerin korunmasını sağlanmasında büyük rol oynayacaktır.

Bu gelişme Türk Dünyası Tarihine altın harflerle yazılacak bir öneme sahiptir.

Haberyum

Türk Devletleri arasından istenen entegrasyonun sağlanmasının en önemli adımı ortak alfabenin tesisinden geçtiğini söylemek mümkündür.

O nedenle dönemin liderleri bağımsızlıklarını yeni ilan eden Türk Devletlerinin bir taraftan Latin tabanlı alfabeye geçmelerini diğer taraftan ortak alfabe kullanılması konusunda hemfikirlerdi.

Bu konuda Türkiye’nin öncülüğünde farklı Türk Devletlerinin bilim insanlarından kurulu komisyonlar çalışmaya başladı.  

Ortak Türk Alfabesi ile ilgili ilk girişimler 1991 yılında hayata geçmeye başlamıştı.

O zamanki adıyla ‘‘Türk Şurası’’ şemsiyesinde 23 Mart 1993 tarihlerinde Antalya’da yapılan toplantıda Türk dillerindeki asli sesleri esas alan ve 34 harften oluşan Latin tabanlı ortak alfabe üzerinden karar verilmişti.

Ancak üzerinde anlaşılan bu alfabe uygulamaya geçmedi.

Post-Sovyet Türk Cumhuriyetleri birer birer Latin tabanlı alfabeye geçmelerine rağmen (Kırgızistan hariç) maalesef ortak alfabeye geçiş sağlanmadı.

Her bir ülke kendine göre bir alfabe dizayn etti.

Böylece tarihin kendilerine bahşettiği fırsatı kullanmayan Türk Devletleri adeta Rusya’nın kendilerine dayattığı farklı versiyonlu Kiril alfabesi faciasına benzer şekilde kendi iradeleriyle farklı Latince versiyonu alfabe faciası hayata geçirdiler.  

Merhum Prof. Dr. Turan Yazgan hocanın da ifade ettiği gibi dünyadaki hiçbir dilin iki alfabesi yoktur. Ancak Türkçenin otuz alfabesi vardır. 

Yine hocanın ifadesiyle, eğer Türkler ortak alfabe meselesini çözüp Türk Dil Birliğini sağlayabilirse; “Dilde, Fikirde ve İşte Birliği” de sağlayacak ve dünyada Türkler büyük bir güç olacaktır.

Çünkü O zaman İstanbul’da basılan bir kitap ya da gazete tüm Türk Dünyasında okunacaktır.

Böylece aynı dili konuşacak, aynı duygularla üzülüp sevinecek.

Kritik kaynaklarımızı kendimiz kullanıp, kendimizi soydurmayacaktık. Böylece Türk dünyası birliği gerçekleşecektir.

Türk Dünyasında ortak alfabeye duyulan ihtiyaç her zaman kendini hissettirdi.

Bu ihtiyaç farklı otoriteye ya da çevrelerce muhtelif platformlarda dile getirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan 3 Kasım 2021 tarihinde toplanan Türk Devletleri Teşkilatı (TDT ) Devlet Başkanları Konseyi 10. Zirvesi’nde yaptığı konuşmada ortak alfabenin önemini vurgulayarak  “…birlik ve beraberliğimizin güçlenmesi için dil birliğinin önemi aşikardır. Bunun ilk adımı, alfabe birliğinin sağlanmasıdır.” ifadesinde bulunmuştu.  

6 Temmuz 2024 tarihinde Şuşa’da toplanan TDT Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda konuşan Dışişleri Bakanı Hakan  Fidan Türk dünyasının alfabe birliğini bir an önce tesis etmesi gerektiğini ifade etmiştir.

Türk Devletlerinde alfabe ve terminoloji birliğinin sağlanması hususu Türk Konseyinin Türk Devletleri Teşkilatına dönüştüğü İstanbul Zirvesinde kabul edilen ‘‘Türk Dünyası 2040 Vizyonu’’ belgesinde yer alması 32 yıl sonra (1991-2023) ortak alfabenin sağlanmasına ilişkin konunun yeniden gündeme gelmesini sağladı.

Bu çerçevede oluşturulan Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu Birinci Toplantısı” 28-29 Mayıs 2023 tarihlerinde Kazakistan’ın başkenti Astana’da ikincisi ise 6-7 Mayıs 2024 tarihlerinde Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleştirdi.

Yine 9-11 Eylül tarihleri arasında Bakü’de toplanan Ortak Alfabe Komisyonu üçüncü toplantısında, 1991 yılında bilim insanları tarafından önerilen Latin tabanlı Ortak Türk Alfabesi projesi kapsamlı bir biçimde ele alınarak 34 harften oluşan Ortak Türk Alfabesi önerisi üzerinde uzlaşı sağlandı.

Toplantıda Türk halkları arasında karşılıklı anlayış ve iş birliğini teşvik eden, dil mirasını koruyan tarihi nitelikteki Ortak Türk Alfabesi kararının uygulanması ve desteklenmesi için ilgili kurumlara çağrı yapıldı.

Haberyum

Türk Dünyası bilim insanları tarafından ortak alfabe üzerinde anlaşma sağlanması önemli bir adımdır. Bilindiği üzere hali hazırda Kırgızistan hariç Türk Devletleri Teşkilatına asil ve gözlemci üyelerin tamamı Latin tabanlı alfabe kullanmalarına rağmen alfabelerinde farklı harfler kullandıkları için ortak iletişim konusunda istenen sonuca ulaşılmamıştır.

O nedenle bir ülkenin alfabesiyle yazılan eserler diğer Türk Cumhuriyetlerinde okuma ve anlama zorluğu doğurduğu için Türk Dünyasında genel okuyucu kitlesine ulaşamamaktadır.

Bu da Türk devletleri arasında istenen iletişimin sağlanması önünde büyük engel teşkil etmektedir.

Ortak Türk Alfabesi Komisyonun 34 harfli Ortak Alfabe üzerinde uzlaşma sağlanması Türk Devletleri Birliğine giden yolda atılmış çok önemli bir adımdır.

Daha öz bir ifadeyle ortak alfabe Türk Dünyası için yüzyılın hayaliydi.

Bu uzlaşıyla yüzyılın hayali gerçekleşiyor.

Bununla birlikte  ortak alfabenin kabulü yalnız başına yeterli değildir.

Burada daha önemlisi ilgili devletlerin gerekli yasal değişikliğe giderek bu alfabeyi resmi olarak uygulamaya koymalarıdır.

Bu çalışmanın TDT bünyesinde yapılmış olması üye ülkelerin bu konudaki pozitif yaklaşım sergilemeleri kolaylaştıracaktır.

Lakin ortak alfabe ile ilgili çalışmaların başladı 1991 yılı dikkate alındığında 23 yıldan bu yana ortaya konulan emek ve kayıp zaman da dikkate alınarak ivedilikle bu alfabenin uygulamaya konulmasına yönelik harekete geçilmelidir.

Türk devletlerinin işbirliğinin şemsiye kurumu olarak TDT’nin bu konuda insiyatif alması gerekmektedir. TDT bünyesinde ortak alfabe konusunda atılacak hızlı adımlar, TDT’ye üye ülkeler arasında ortak iletişim dilinin oluşmasına da büyük katkı sağlayacaktır.

Bilindiği Sovyetler Birliği döneminde, birçok Türk halkı farklılaştırılmış Kiril alfabesini kullanmak zorunda bırakılarak, dilsel ve kültürel farklılıkların artmasına ve ortak bir yazı dilinin kaybolmasına yol açan uygulamanın yarattığı tahribat ortak alfabenin kullanılmasıyla onarılmış olacaktır.

Bilindiği üzere dil ve alfabenin farklılaştırılması Türk Birliğinin parçalanmasında en önemli unsur olduğu gibi, ortak alfabenin ve iletişim dilinin tesisi de Türk Birliğinin sağlanmasında en büyük unsur olarak rol oynayacaktır.

Başa dön tuşu