Bir şehirde yaşayanlar, işe, alışverişe, ziyaretlere gidip gelmek için ulaşıma ihtiyaç duyarlar. Ulaşım için önce yol yapılması gerekir. Genel ve yerel yönetimlerin görevlerinden birisi de ulaşımı sağlamaktır. Yollar yapıldıktan sonra yaya yürüme mesafesi dışına nasıl ulaşılacağı sorunu ortaya çıkar.
Kişiler maddi durum seviyelerine göre otomobil vb. araç temin ederler. Geliri düşük olanların aracı olmaz. Araç temini ile iş bitmez. Bunun işletme maliyeti vardır. Ayrıca araçların gittikleri yerlerde park etmesi gerekir. Bunun için otoparklar inşa edilir. Yol boyunda bir veya daha fazla şeridi otopark olarak kullanmak çok pahalı bir çözümdür.
Otopark sorununun çözülme zorluğu, gerek otopark gerekse araç işletme maliyetleri, daha önemlisi aracı olmayanların ihtiyacı nedeni ile toplu taşıma sistemleri devreye girer. Toplu taşımada tercih edilmesi için yeterli konfor ile tam zamanında kalkış ve varış önemlidir. Bireysel ve özel ihtiyaçlar için taksi sistemleri kurulmuştur. Burada da konfor ve güven aranır.
Şehirler büyüdükçe toplu taşıma unsurlarının birim birey başına yatırım ihtiyacı artar. Minibüs ile yeterli taşımacılık, otobüs, tramvay, hafif raylı sistem, metro şeklinde gittikçe büyür. Küçük şehirlerde bireysel işletmelerin organize olması yeterli iken, şehir büyüdükçe aktarma sistemleri, büyük yatırım organizasyonları nedeni ile merkezi bir otorite tarafından işletme ve yatırım gerekir. Büyük yatırımlar merkezi hükümetlerce yapılır.
Toplu ulaşımda kar beklenmez. İşletmenin çarkı döndürebilmesi yeterlidir. Buna rağmen yüksek maliyetlerin biniş paraları ile karşılanması mümkün olmamaktadır. Tüm Avrupa ülkeleri ve ABD’de biniş ücreti toplam maliyetin %40’ından fazla değildir. Örnek vermek gerekirse, kapitalist sistemin olduğu New York’ta belediye ulaşım şirketi MTA (Metropolitan Transport Authority) bilet gelirleri toplam gelirlerinin sadece %36’sıdır. %20 olan şehirler de vardır.
Kalan maliyet devletin ve eyaletlerin değişik fonlarından ulaşım idaresine aktarılır. Genelde belediyelerin en önemli gelirlerinden olan otopark gelirleri de ulaşıma aktarılır. Düşünce şudur: Devlet nasıl yol yapımını finanse ediyorsa, ulaşımın bir unsuru olan toplu taşımayı da finanse etmelidir.
Sistem içinde yüklenici şirketler olabilir. Ancak bunlar hiçbir zaman yüksek kar marjı ile çalışmazlar. Uyumsuz olanların sözleşmeleri hemen feshedilir. Yeni firmalar ile sözleşme yapılır. Ulaşım tekeli sadece belediye veya bölge yönetimine aittir.
Ülkemizde 10553 sayılı karar ve bazı yasalar ulaşım planlamasının sağlıklı yapılmasını engellemekte, yatırımların genelde sınırlı geliri olan belediyelerce üstlenilmesinin beklenmesi toplu taşıma sorununun çözümünü mümkün iken engellemektedir.