TBMM Başkanı Şentop: “Belli kabahatlere mahsus olmak üzere idam cezasının olması gerektiği kanaatindeyim”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Marmaraereğlisi Adliyesinin açılışında yaptığı açıklamada, “Tasarlayarak adam öldürme, vahşice insan öldürme cürümleri bir de küçük çocuklara karşı işlenen cinsel hatalar çerçevesinde yalnızca bunlarla sonlu olmak kaydıyla idam cezasının olması gerektiğini düşünenlerden birisiyim” dedi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop açılış, bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Tekirdağ’a geldi. Marmaraereğlisi Adliyesi açılışına katılan Şentop, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin idam cezasının geri getirilmesi ile Fransa’da bir derginin Hz. Peygamber’i tahkir eden karikatürleri yine yayımlama kararının ve Macron’un bu durumun söz özgürlüğü kapsamında değerlendirmesine karşılık açıklamada bulundu.

“İdam cezasının olması gerektiğini düşünenlerden birisiyim”

Bir gazetecinin, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin idam cezasının geri getirilmesi” konusunu sorması üzerine TBMM Başkanı Şentop, “Çok sonlu olarak aşikâr hatalara mahsus olmak üzere idam cezasının bulunması gerektiği kanaatindeyim. Bunlardan bir tanesi eski tabirle teamülden, tasarlayarak adam öldürme, vahşice insan öldürme cürümleri bir de küçük çocuklara karşı işlenen cinsel hatalar çerçevesinde yalnızca bunlarla hudutlu olmak kaydıyla idam cezasının olması gerektiğini düşünenlerden birisiyim . Bu hususta cezanın gelebilmesi için bir Türkiye içerisinde anayasa değişikliğine muhtaçlık var, bir de Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Kontratında ek protokoller var bunlarla ilgili de değerlendirilme yapılası gerekir, bu mevzuda takdir parlamentomuzun, görüşülüp, tartışılması gereken bir konu” diye konuştu.

Gazetecilerin, “Fransa’da bir derginin Hz. Peygamber’i tahkir eden karikatürleri tekrar yayımlama kararının ve Macron’un bu durumun söz özgürlüğü kapsamında değerlendirmesinin” sorması üzerine Şentop yaptığı açıklamada, “Peygamber efendimizin ashabına söylediği bir kelam var, ’İnsanları, ailenize, ana babanıza sövmelerini sağlamayın, istemeyin’ diyor, bunun üzerine birisi diyor ki ’Ya Resulullah hiç insan ana babasına sövülmesini ister mi’ diyor, ‘Siz oburunun ana babasına söverseniz onlar da sizinkilere söver’ diyor Peygamber Efendimiz. Dolayısıyla burada Macron’un İslam’ın önderi Peygamber Efendimize, dünya üzerinde 2 milyara yakın İslam aleminin uğruna hayatını feda etmeyi göze alabilecek bir beşere, bir peygambere bu şekilde hareket edilmesinin söz özgürlüğü içerisinde bulunduğunu söylüyorsa kendisine, kendi kıymetlerine, ailesine ne varsa, bunlara karşı yapılabilecek hakaretlerin de söz özgürlüğü kapsamında olduğunu kabul ediyor demektir, bunun yolunu açar. Bunları korumak din özgürlüğünü müdafaanın bir gereğidir. Avrupa İnsan Hakları Mukavelesi ve öteki insan hakları kontratları çerçevesinde insanların inandığı bedellere olan inancının korunması temeldir, aksi halde toplumda huzursuzluklar ortaya çıkacak, öteki kötü hadiselerin müsebbibi olunmuş olur. Bu noktada meydana gelebilecek şeylerin sorumluluğu bence manevi faili olarak Macron’a yazılmalıdır, yazılacaktır Avrupa’da” halinde konuştu.