Sağlık bölümü salgında misyon başından ayrılmadı

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Sağlık bölümünde koronavirüs önlemleri elden bırakılmadığı üzere, iş akışının da yoğunlukla devam ettiği gözlendi. KOVID-19 Salgını Sağlık Kesimi Tesir Anketi’ne nazaran salgında misyon başından ayrılmayanların oranı yüzde 78 olarak gerçekleşti.

Tüm dünyayı tesiri altına alan yeni tip koronavirüs salgını, pek çok bölümde dengeleri değiştirirken kamuyla hep yakın temasta olan ve salgınla gayrette en ön safta yer alan sağlık bölümünün dinamikleri de tekrar şekillenmeye başladı. Econix Araştırma, salgının sağlık kesimine etkilerini mercek altına almak için kamu kurumu, ilaç, sağlık hizmeti, tıbbi gereç ve aygıt firması, akademik kurum, sivil toplum örgütü ve danışmanlık, klinik araştırma vb. hizmetler veren şirketlerden yöneticilerin iştirakiyle ‘COVID-19 Salgını Sağlık Bölümü Tesir Anketi’ başlıklı bir çalışma gerçekleştirdi.

Sağlık kesiminin yüzde 46’sı yıl sonuna kadar kongre istemiyor

Sağlık bölümünden yöneticilerin katıldığı anketin sonuçlarına nazaran, iştirakçilerin yüzde 46’sı 2020 yılı sonuna kadar geniş iştirakli, yüz yüze klinik ve bilimsel kongrelerin mutlaka yapılmaması gerektiğini belirtti. Yüzde 65’lik bir kesim ise 2020 yılı içinde gerçekleşebilecek muhtemel toplantıların çevrimiçi yapılmasından yana olduklarını tabir etti.

Kesimin yüzde 75’i yüz yüze toplantı yapmıyor

COVID-19 Salgını Sağlık Kesimi Tesir Anketi, salgın sürecinde sağlık dalının yüzde 48’inin kısmen, yüzde 47’sinin ise büsbütün meskenden çalışmaya geçtiğini ortaya koydu. Meskenden çalışmaya geçenlerin yüzde 52’si 3 ay sonra, yüzde 30’u ise 6 ay sonra ofisten çalışmaya devam edeceğini söyledi. Önlemli yaklaşımlar, toplantı tercihlerine de yansıdı. Yüzde 75’lik bir kesim kurum içinde yahut dışında yüz yüze toplantı yapmadıklarını belirtirken yüzde 68’lik bir kesim de kurumlarının 2020 yılı içinde geniş kapsamlı rastgele bir toplantı yapmayı planlamadığını söyledi.

“Sağlıkçıların beklentisini dijitalleşme karşılayacak”

Araştırma takımının başında yer alan Dr. Güvenç Koçkaya, anketin ortaya koyduğu tabloda temel gereksinimin, çağa entegre tahliller geliştirmek olduğuna dikkat çekti. Koçkaya, “Faaliyet alanı ister ilaç yahut tıbbi aygıt ister danışmanlık olsun, odağına insan sıhhatini alan bir bölümün beşerlerle olan temasını kesmek elbette imkansız. Lakin dal, salgın sürecinin yükünü bu derece sırtlamışken ve durumun ciddiyetini tabir yerindeyse derisinde hissetmişken, kendi içinde aldığı önlemleri gevşetmesi de bir o kadar güç. Bu noktada, artık tüm dünya için elzem hale gelen dijital dönüşümü sağlık kesiminde de ayakları yere basan projelerle hayata geçirmek ve çevrimiçi bir atmosferi işleyebilir olduğu kadar sürdürülebilir bir hale getirmek gerekiyor” dedi.

Salgında vazife başından ayrılmayanların oranı yüzde 78

Sağlık kesiminde koronavirüs önlemleri elden bırakılmadığı üzere, iş akışının da yoğunlukla devam ettiği gözlendi. Anket sonuçları, iştirakçilerin yüzde 78’inin kurumlarının kamu tarafından getirilen fiyatsız müsaade takviyesine başvurmadığını gösterdi. Emsal şekilde kısa çalışma ödeneğine müracaatların da sağlık kesiminde az olduğu gözlendi.

Covid-19 aşısının fiyatlandırılması konusunda fikir ayrılıkları var

Anketin ortaya koyduğu bir öbür dikkat cazip nokta ise COVID-19 aşısının bulunması durumunda fiyatlandırmanın nasıl olması gerektiğine yönelik görüşlerin çeşitliliği oldu. Iştirakçilerin yüzde 38’i üretici firmanın AR&GE ve üretim maliyetleri ile fiyatlandırma yapması gerektiğini belirtirken, yüzde 22’si üreticinin yalnızca üretim maliyetini fiyatlandırması, yüzde 21’i kıymet bazlı fiyatlandırma yapılması ve yüzde 19’u bulunacak aşının fiyatsız verilmesi yönünde görüş bildirdi. Dr. Güvenç Koçkaya “Her ne kadar farklı görüşler olsa da aslında sağlık bölümünün yalnızca yüzde 21`i Ar-Ge ve üretim maliyetleri dışında firmaların karlılığının olmasını düşünüyor. Geri kalan yüzde 79’luk kesim, aşı fiyatlandırmasında fiyatsız yahut ARGE ve/veya üretim maliyetleri kadar bir bedel olması gerektiğini belirtiyor. Bunun temel nedeni, pandemi bitmedikçe Dünya’nın eskisi üzere olmayacağı, Dünya eskisi üzere olmadıkça sağlık bölümü dahil kimsenin âlâ olamayacağıdır. Bu noktada aşının bir toplumsal sorumluluk tarafı olduğu aşikar.” dedi.