Kazada ölen genç kızın ailesi, şoförün Covid-19 nedeniyle cezaevinden çıkartılmasına tepkili

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Geçtiğimiz yıl Niğde’de yaşanan ve 2 kişinin ölümüne sebep olan trafik kazasının akabinde şoförün korona virüs salgını nedeniyle kontrollü serbestlik ile serbest kalmasına, kazada ölen Yazgı Karaca’nın ailesi tepki gösterdi.

Kaza Niğde-Bor karayolunda geçtiğimiz yıl Ekim ayının 18’inde meydana geldi. Salep içmek için dışarıya çıkan 22 yaşındaki Mukadderat Karaca ve 23 yaşındaki Fatmagül Uzun, Ö.G. yönetimindeki 51 AAD 736 plakalı otomobilin kendilerine çarpması ile hastaneye kaldırıldı. Kaza yerinde ağır yaralanan Karaca ve Uzun, kaldırıldıkları hastanede yapılan tüm müdahalelere karşın kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Kazanın akabinde otomobil şoförü Ö.G. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Lakin korona virüs salgını nedeniyle ‘hafif suçlardan’ tutukluluğu devam eden hatalılar kontrollü serbestlik maddesiyle cezaevinden çıkartıldı. Baht Karaca’nın ailesi de, Ö.G.’nin de bu nedenle cezaevinden çıkartılmasına tepki gösterdi.

Olay günü yaşadıklarını anlatan Yazgı Karaca’nın kardeşi Muhammet Karaca, ablasının geçirdiği kaza nedeniyle ağır bakımda olduğu haberini aldıklarında babasını hastaneye kaldırdıklarını dile getirerek, “Geçtiğimiz yıl 18 Ekim’de Niğde okurken akşamüzeri salep içmek için dışarıya çıktılar. Karşıdan karşıya geçmek isterlerken birden bir otomobil onlara çarptı ve gitti. O yol daima öğrencilerin kullandığı bir yoldu. Babam o akşam arkadaşlarıyla bakkalda oturuyordu. O sıra kendisine telefon geldi. Ona telefon gelmeden yarım saat önce merhum ablam Yazgı onu aramıştı. Ondan yarım saat sonra okulun dekanı arayarak ‘kızınız ağır bakımda, gelmeniz gerekiyor’ dedi. Babam ilk önce inanmadı lakin dekan ikinci sefer arayınca inanmak zorunda kaldı. Ondan sonra da babamı hastaneye kaldırmak zorunda kaldık” dedi.

“Zanlının dışarıda olmasını kaldıramıyoruz”

Zanlının korona virüs salgını nedeniyle kolay hatalardan dolayı cezaevinde yatanların kontrollü serbestlikle cezaevinden çıkarılmasına yönelik karardan yararlanabilmesine tepki gösteren Karaca, “Covid-19 virüsü çıktıktan sonra devlet tarafından bir yasa çıkarıldı. Bu maddeden dolayı hafif hatalardan dolayı 1 buçuk aydır dışarıda, yani serbest. Bunun neresi hafif cürüm? Dışarıya çıkmasını bir an bile kaldıramıyorum. Ne ben kaldırabiliyorum, ne annem, babam, ne de rahmetlilerin arkadaşları kaldıramıyor. Hiç kimse kaldıramıyor” diye konuştu.

“En ağır cezayı almalı”

Zanlı Ö.G.’nin verilen cezadan daha ağır ceza alması için bir üst duruşmaya başvurduklarını dile getiren Karaca, “29 Eylül’de bir duruşma daha var. Önceki Isimli Tıp Raporu’na göre zanlının 132 kilometre süratle çarptığı katılaşmıştı. Zanlı ‘Mahkemede 70 kilometre süratle gittim’ dedi. Ben durmayacağım. Zira onlar ölmeyi hak etmediler. Dışarıdan baktığında ‘Öldülerse ne yapalım, trafik kazası, Allah’ın takdiri’. Tabi ki Allah’ın takdiri. İnsanca hislerle bakarsak bu kolay bir mevzu değil. Cezaevine girmesini istiyorum, 15 yıl mı olur, 20 yıl mı olur bilemem. Yüksek bir ceza almasını mutlaka istiyorum” tabirlerini kullandı.

“Dışarıda gezmesini hazmedemiyorum”

Baht Karaca’nın babası Şinasi Karaca ise, bu tip olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı cezaların verilmesini istediğini ve kızının öldüğü kazada aracı kullanan Ö.G.’nin korona virüs salgını nedeniyle dışarıda gezebildiğini kaldıramadığını sözlerine ekleyerek, “İki genç fidanı hayattan kopardılar. Bu ister trafik kazası olsun, ister öteki bir şey olsun. Ben bunun trafik kazası olduğunu da inanmıyorum zira 132 kilometre süratle kent içinde otomobil sürmek trafik kazası olmaz. Ben bir babayım. Sonuçta benim ciğerim yanıyor. Bu insanın Covid-19 nedeniyle dışarıda dolaşmasını ben hazmedemiyorum. Olağan kaidelerde olsaydı bu hiç bir şey değil ancak bu olağan bir trafik kazası değil. Kent içinde 132 kilometre. Bu türlü bir kaza olmaz. Büyük adaletimize güveniyorum. Bu adamın derhal tutuklanmasını ve en ağır cezanın verilmesini istiyorum. Birçok beşerler hatasız yere ölüyor, bu cezaların biraz daha caydırıcı olmasını istiyorum” halinde konuştu.