Hain gecede korkusuzca cami hoparlöründen anons yaptı, binler sokağa döküldü

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Erzurumlu eğitimci Yusuf Dumlu, 15 Temmuz 2016 hain darbe teşebbüsü gecesi İstanbul’da yaşadıklarını anlattı. Dumlu, darbe teşebbüsünü televizyonda gördükten sonra kendisine en yakın camiye girerek halkı direnişe davet ettiğini söyledi.

Erzurum’da yaşayan Araştırmacı ve Eğitimci Yusuf Dumlu, hain darbe teşebbüsünün yaşandığı 15 Temmuz 2016 gecesi bir girişim için gittiği İstanbul’da yaşadığı o geceyi İhlas Haber Ajansı’na (İHA) anlattı.

Eğitimci bir arkadaşıyla oturdukları sırada televizyonda olayı gören Dumlu ve yanındaki arkadaşı çabucak anons yapmak için İstanbul Bahçelievler’de ki Hz. Ebubekir Camisi’ne giderek içeri girmek istediler lakin caminin gizli olduğu gördüler. Yakınlardaki cami hizmetlisini uykusundan uyandıran Dumlu ve arkadaşı camiye girerek hoparlörden halkı direniş için sokaklara davet etti.

Dumlu, darbe teşebbüsünün engellenmesinin akabinde ise Bahçelievler’deki halkın kendi aralarında “Sanki Hızır o gece gelip cami hoparlöründen bize dışarı çıkın dedi” diye konuştuklarını söyledi.

“Önce anons yaptık, sonra kaza namazı kıldık”

Dumlu, anons yaptıktan sonra binlerce kişinin dışarı çıktığını kaydederek, “15 Temmuz akşamı konutunda televizyonu kapatmış çalışmalar yaparken, benim telefonuma toplumsal medyadan gelen bir bildirisi okumam ile başladı. ‘Sanırım darbe oluyor, hocam’ dedim. Sonra derhal TV’yi açtık ve TV’de dönemin başbakanının ‘Hükümet iş başındadır ve ucunda ölüm dahi olsa gereken her şey yapılacaktır.’ açıklamasını son dakika olarak gördük. Kanalları ve toplumsal medyayı tıpkı anda bir müddet daha takip ettiğimizde de ‘TSK içinde bir kalkışma olduğunu, bir darbe teşebbüsü ve bir darbe teşebbüsü’ haberlerini görüyorduk. O esnada bizler ne yapmalıyız yahut ne yapabiliriz dedim? Hayatında darbe görmeyen bir nesil olarak ne yapacağımızı da bilmiyorduk. Ufuk öğretmenle kritikler yaptık ve bir anda camiden anons yapalım dedim ve arkadaşım Ufuk öğretmende mantıklı buldu. Halk, seçtiği hükümetin böylesine ahlaksızca ve etik olmayan bir hareketle yok olmasını istemezdi diye düşündük. Çabucak konutumuza en yakın olan Hz. Ebubekir Cami’ye gittik. Sanırım saat 11’i geçiyordu ve Cami örtülüydü. Caminin sorumlusunun konutu camiye yakındı ve anahtarı almak için o kimseyi uyandırdık. Zira atletli bir şekilde bize kapıyı açmıştı. Camiyi açmasını istedik, ancak bu türlü bir şey yaparsa vazifesinden olabileceğini söyledi. Bende ona, şayet halk buna reaksiyon vermezse, halkı uyarmazsak hizmetinin dahi olamayacağını söyleyerek onu ikna ettim. Derhal gidip camiyi açtık, ama kendisinin bir şey yapamayacağını söyleyince, Ufuk öğretmen ile bir arada orada telefonuma bir metin hazırladık ve orada okuduk. Halkın sokaklara çıkması lazımdı, zira sonradan Cumhurbaşkanımızın da dediği üzere halkın üzerinde bir güç olmayacağını biliyordum. Bu topluluk bir olursa her şeyi başaracak güçtedir. O camide kaza namazımızı kılıp, oradan Sultanbeyli kent meydanına gittik ve giderken birbirimizin yüzüne bakıp güç alıyorduk” biçiminde konuştu.

“Vatan, bayrak, devlet aşkını her şeyden önde tutan bir kesim vardı”

Dumlu, halkın o gece çok büyük bir direniş sergilediğini tabir ederek, “Kent Meydanına gittiğimizde yekun 15 kişi falan vardı. Herkes telefonlarından süreci takip ediyor ve oradaki milletin tek derdi Cumhurbaşkanından bir haber duymaktı. İlerleyen saatlerde Turgay Güler’in programda Diyanet İşlerini hizmete çağırarak camilerde selalar okunmalı ve halkı sokağa davet edilmeli açıklaması sonrası camilerde selalar okunmaya başladı. MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin de seçilmiş hükümeti destekler nitelikte açıklaması da vatandaşları bahtiyar etmişti. Kalabalık artıyordu ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklaması bizleri hem memnun etti hem de güç verdi. Zira o konuşmada, TSK içerisindeki bir azınlığın bu türlü bir kalkışmaya girdiğini söylüyordu. Birinci başta da söylediğim üzere yıllardır başta güvenlik güçlerinin içi olmak üzere devlet kurum ve kuruluşlara sızan milli ve yerli olmayan yapıların yaptıkları kalkışmalarından bu milletin korkusu yoktu. Zira gerek devlet kurumlarında gerekse güvenlik teşkilatlarımızın içindeki vatan, bayrak, devlet aşkını her şeyden önde tutan bir kesim vardı. Halk onlardan, onlar halktan destek aldı o gece. Halk o gece hiç ölümü düşünmüyordu ve ortamda farklı bir hava vardı. Herkes bir birinden destek alıyordu” dedi.