İnsanlar hayatlarını sürdürebilmek için gelir elde etmek zorundadırlar. Belirli bir yaştan sonra (günümüzde genellikle 65 ve sonrası) çalışma güç ve tempoları düşeceği için yaşamlarının kalan kısmında gelirlerinin devamını garantiye almak isterler.
Bu nedenle yaşlılık sigortası sistemi geliştirilmiş olup, çoğu ülkede devlet de belli ölçüde bu sisteme katkıda bulunur.
Tabii ki bu sistemin kendi içinde gelir-gider dengesini koruması şarttır. Güzel ve gerçek bir deyişimiz var: “Almadan vermek Allah’a mahsustur.” Fizikçi Lavosier de hiçbir şeyin yoktan var olmayacağını ispatlamıştır.
Hollanda’da yaşayan bir tanıdığımız vardı. 1965 civarı 30 yaşında Hollanda’ya gelmiş. 65 yaşına kadar çalışmış. Emekli olmak istediğinde “Sen emekli olamazsın, prim gün sayın eksik, 18-30 yaş arası nerede?” demişler. Sonra özel yasa çıktı, bu durumda olanlara düşük emekli maaşı bağlandı. Rahmetli oluncaya kadar da böyle devam etti. Çoğu ülkede 40 seneden az prim ödeyen emekli olamıyor.
Ancak güzel ülkemizde 1960’lardan bu yana popülist politikalarla sistem içinden çıkılmaz hale gelmiş ve bu uçuruma gidiş devam etmektedir. Emeklilerin çoğunluğunun serzenişleri boşuna değildir. Emekli maaşlarındaki güncel uygulama evrensel adalet ilkelerine ve sigortacılık bilimine aykırı bir şekildedir.
Yıllarca 30-40 sene ülkeye fiilen katkısı olup primini en yüksek seviyeden ödeyenlerin parası, doğru dürüst çalışmayıp emekli olmak amacıyla asgariden prim ödeyip 40’lı yaşlarda emekli olanlara haksız yere ikram edilmiştir.
Gerçek hak sahipleri rahat edecekleri, çalışmaları mümkün olmayan 65-70 yaşlarında geçim zorluğunda bırakılmışlardır. Tek çözüm, gün sayısı ve prim ödeme miktarına göre sigortacılığın aktüarya hesaplama metoduyla herkese hak ettiği gerçek maaşın verilmesidir.
Ayrıca EYT, süper emeklilik, kısmi emeklilik vs. akıl dışı popülist uygulamalarla erken emekli olanların 65 yaşına kadar ödemesine göre hak ettiği maaşın her yıl için %3 eksiğini alması (örnek: 45 yaşında normal emekli maaşı 10.000 TL ise 4.000 TL alacak) gerekir.
Bu durumda sistemde asgari emekli maaşı da olmayacaktır. Hakkaniyet sağlanacaktır. Hiçbir devlet (pozitif varlık fonu olanlar dahil) ülkemizdeki şu anda mevcut sistemle sürdürülebilir emeklilik sağlayamaz.
Maaşlarda sürdürülebilirlik sağlamak için enflasyonu düşük gösterip az zam verme garabetine de gerek kalmayacaktır.
Devlet arzu ederse geliri ve emekli maaşı düşük olanlara ayrı bir hesaptan yardım edebilir ancak bu, çalışıp prim ödeyenlerin parası olmamalıdır.