Gamze Ateş kütüğünde “doğum tarafı Elazığ” yazsa da Diyarbakır’da doğdu, çocukluğu ve gençliği İzmir’de geçti. 30 yılı aşkın vadedir de Amerika’da yaşıyor. Mesken hanımı bir annenin ve subay bir babanın kızı. Kız kardeşi Jülide Ateş; hepimizin televizyon dünyasından yakından tanıdığı bir isim.
Gamze Ateş 9 Eylül Ünversitesi Mimarlık Fakültesi Şehircilik Bölümü’nde okuduktan sonra master yapmak üzere Amerika’ya gitti. Master sonrası bir yıllık çalışma olurunu güzel bir şekilde değerlendirince Amerika’da bir lojistik şirketinde çalışmaya başlayarak hayatının en önemli dönüm noklarından birini yaşadı. Bir anda kendini profesyonel hayatın içinde, yarışma ortamında gece gündüz çalışırken buldu. İş hayatındaki başarısı, teşebbüsçü ruhunu ortaya çıkardı. Kısa vadede kendi şirketini kurdu; lojistik yerinde yoluna devam etti. Beş yıl sonra kurucusu olduğu şirketin başarısı lojistik ortamının dev şirketi DHL’in ilgisini çekti. Şirketini DHL’e sattı lakin işinden kopmadı. İşin içinde kalarak DHL’de üst seviye yönetici olarak çalışmaya başladı. Bu arada evlendi; bir oğlu oldu.
82 ÜLKEYİ YÖNETİYORDU
Oğlunun büyüdüğü yıllarda o da kariyerinin en üst noktasına kadar ulaşan başarılı bir kadın olarak 82 ülkeyi yöneten bir konuma geldiğinde, kendisine “Artık bi dur” dedi.
Aslında içten içe daima 45 yaşında yeni bir hayat mülahazası taşıyan Gamze Ateş’in hayatında yeni kapılar açıldı. Bu defa Türkiye ile ilişkili bir iş kurma hayalini gerçekleştirmek için yola çıktı. Gamze Ateş, Türkiye kararını şöyle anlatıyor:
RUHUM DA DOYSUN İSTEDİM
“O güne kadar düzgün para kazanmıştım. Bundan sonra istediğim işi yapacağım dedim. Türkiye ile ilgili de bir iş yapmak istiyordum. Esasen daima bir ayağım Türkiye’deydi. Bu arada daima STK’larla çalışıyordum. Oğlum üniversiteye girecekti, onunla da STK’ları gezdim. Türkiye’de farklı STK’larla temaslarım oldu. Ben daha sonra Suriyeli mültecilerle de ilgilendim. Ruhumu da doyuran bir iş kurmak istedim.”
ÖNCELİK BAYANLARA İSTİHDAM YARATMAK
Gamze Ateş, önce modellerini kendisinin çizdiği ayak aksesuarları yaptı. Artık ise mayodan çantaya farklı eser yelpazesiyle tam bir yaz – plaj markası olan My Beach Side’ı kurdu. Ateş, kuruluş hikayesini şöyle anlatıyor:
“İşi kurarken misyonum, kadınlara istihdam yaratmaktı. Zengim olayım, zaviyeyi döneyim üzere bir gayem hiç olmadı. Annem okuma fırsatı verilse çok başarılı olacak bir kadınken lise sonrası okumamış, çalışma hayatına geçmemişti. Fakat annem daima kıyafetlerimizi dikerdi. Annemden gördüklerim vardı. Ben modelleri hazırladım. Diyarbakır’a gidip kadın ağı kurdum. Amerika’da da şirketi kurmuştum. Eserler hazırlanmaya başlandı. İpliğinden kumaşına her şeyine çok ihtimam gösterdim. Yüksek kaliteli, lüks eserler üretmeyi baştan hedefledim. San Barths Adası’nda modellerle çekimler yapmaya başladık. 5 yıl önce ilk ayak aksesuarlarıyla başladık.
Bu tercih stratejikti aslında, zira moda olmuştu o dönemde. Ara bir eser bulmamız gerekiyordu, küpe kolye yapsak kimseyle yarışamazdık. Ben sahili çok seven kişim. Ayak aksesuarlarının da çok dikkat çektiğini gözlemliyordum.
Ayak aksesuarlarıyla fuarlara katıldım. İş büyüdü. Daha sonra kıyafet dizaynları yaptım. St. Barths Adası ünlülerin gittiği çok kişisel bir ada. Orada butiklerde satışlar oldu. İngiltere’de moda dünyasında ön planda olan online satış sitesinden bana ulaştılar. Oradan siparişler gelmeye başladı. Oraya satmaya başlayınca siparişler arttı. Fuarlara katıldım, ivme kazandık. Son 5 yılda Diyarbakır’da önce kimi STK’larla çalışıyordum. Lakin gördüm ki kadınlara verilen paranın bir kısmını STK’lar alıyordu, Dolar arttıkça da fiyat artırmaya başladılar. Ben kadınların üretime katılmasının kadınların hayatlarını değiştirdiğini gören biri olarak, önce onların emeğine sahip çıkmam gerektiğini gördüm. Ben 1 yıl önce gidip Diyarbakır’da kendi ofisimi açtım. 200’e yakın kadınla çalışıyorum Diyarbakır’da. Direkt kadınlara ödeme yaparak çalışıyoruz. Diyarbakır ofisinin başında Diyarbakırlı bir kadın var. Onun çalıştığı 3 kadın var yönetici. Ofiste çocuklarına yan var, mutfakları vs var. Diyarbakır’da çok keyifli bir ofisimiz oldu. Modelleri önce bu kadınlarla çalışıyoruz. Sonra onlar gayrı kadınlara modelleri gösteriyorlar. Kadınlar modül başı fiyat alıyor”
My Beach Side’ın İstanbul’da da farklı bir kadın kümesi var, 200 kadın da İstanbul’da üretim yapıyor. İstanbul’daki merkez ofis Kağıthane’de.
Örneğin Diyarbakır’da bir mayo örülüyor, bazen çanta örgüsü Diyarbakır’da yapılıyor, aksesuarlar İstanbul’da takılıyor. ABD, Avusturalya, Avrupa’ya, neredeyse her kıtada plaj modasına yön veren butiklerde eserler satılıyor.
HİKAYESİ OLAN ESER İSTİYORLAR
Gamze Ateş, tabiattan ilham aldığını anlatıyor. Lakin en çok önemsediği nokta kullandığı kumaşların, ipliğin kalitesi. Modelleri hazırlarken klasik Anadolu motiflerinden ve işçiliğinden de esinleniyor. Birbirine benzeyen eserler mahalline kadınların kendilerini rahat ve hususî hissedecekleri ve bir hikayesi olan eserleri tercih ettiklerini anlatıyor. Ateş “Bizim eserlerimizi alan bir kadın muhtaçlığı olan bir kadının hayatına dokunduğunu, ona el uzattığını biliyor. Bu da beni çok bahtiyar ediyor” diyor.
