Gündem

Destici: “BBP önümüzdeki seçimlerde kendi adı ve amblemiyle ittifakta olacaktır”

Destici: “Büyük Birlik Partisi önümüzdeki seçimlerde kendi adı ve amblemiyle ittifakta olacaktır”

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Büyük Birlik Partisi’nin önümüzdeki seçimlerde kendi adı ve amblemiyle ittifakta olacağını, tercihlerinin de bu olduğunu söyledi.
Katıldığı bir televizyon programında demokratik bir seçim ve siyasi partiler kanunu yapılması gerektiğini vurgulayan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, “Biz Türkiye’de siyasi partiler kanununun mutlaka değiştirilmesi gerektiğini savunuyoruz. 1950’ye kadar CHP çoğunluk sistemini savunuyor. Çünkü işine geliyor. Bir seçim çevresinde bir oy fazla alan bütün milletvekillerini çıkarıyor. Düşünün ki İstanbul’da 98 milletvekili seçiliyor. 1 oy fazla alan 98’ini de alıyor. Şimdi o sistem öyleydi. Demokrat Parti de buna itiraz ediyordu. 1950’de Demokrat Parti geldi. Bu sefer Demokrat Parti’nin işine geldi. 1960’a kadar onlar da bundan vazgeçmedi. Daha sonra, Türkiye nisbi sisteme geçti. Hatta milli bakiye sistemi bana göre en demokratik olanıdır. Bir oy bile boşa gitmiyor. 1980 darbesine kadar o uygulandı ve seçime girmeye hak kazanan tüm partiler mecliste temsil edildiler. 1980 darbesinden sonra bu değiştirildi. Darbe anayasasının ürünü bir seçim kanunu ve seçim sistemi var. Yüzde 10 seçim barajı var. 1980 sonrasına baktığımızda ANAP bunu değiştirmedi. Fakat Anavatan’a sorsanız değişsin der. Refah değiştirmedi. Ama hep baraj altı kaldıklarında bundan şikayetçi oldular” diye konuştu.
“Hazine yardımı daha önce yüzde 7 oy alan partilere veriliyordu. Şimdi yüzde 3’e düştü” diyen Destici, “Ama seçim yardımı var. Orada da bir adaletsizlik var. Sadece hazine yardımı alana veriliyor. Biz 1 TL bile seçim yardımı almadan siyaset yapıyoruz. Halbuki şu an Türkiye’de 5 partiye 1 milyar yani 900 trilyonun üzerinde seçim yardımı yapılıyor. Üstelik HDP gibi terörle bağlantısı bilinen bir parti de bu yardımı alıyor. Her sene ve seçimlerde de alıyor. Bunların düzeltilmesi lazım. Siyasi partiler ve seçim kanunlarının demokratikleştirilmesi lazım” şeklinde konuştu.
Vekil transferlerini etik ve ahlaki bulmadığını belirten Destici, “Güneş Motel hadisesi hala hafızalarımızda. 40 yıl geçti hala bunu konuşuyoruz. Demek ki bu millet tarafından kabul görmemiş kınanmış bir durum olarak ortaya çıkıyor. CHP bunu İyi Parti’yi çok sevdiği için yapmadı. Kendisine destek verecek bir güç arıyor. Burada da İyi Parti’yi gördü ve üstelik ağlayarak gitti o vekiller. Peki, kendi çizgisinde olan DSP’ye neden vermiyor? Bu sadece demokrasi ve milli iradenin meclise yansıması içinse o zaman aynı şartlardaki DSP’ye neden vermedin? Çünkü DSP kendisinden oy alacak. Halbuki İyi Parti sağ taraftan oy alacağı düşüncesiyle bu girişimde bulundular diye düşünüyorum. Bunu da çok doğru bulmadığımı ifade edeyim” ifadelerini kullandı.
Destici, açıklamasına şöyle devam etti:
“Deva ve Gelecek partileri için de böyle bir şey yapabileceğini Kemal Bey açıkladı. Şimdi ben bir kere buna gerek olacağını düşünmüyorum çünkü seçime üç yıl var ve bu üç yıl içinde ben inanıyorum ki Deva ve Gelecek Partisi de teşkilatlarını kurar, bunlara gerek kalmaz. Arada bir de vekil transferleri var. Seçiliyor bir ay sonra partisini değiştiriyor başka bir partiye geçiyor. Biz mesela kendi kimliğimizle partimizin amblemiyle ittifak yaptık ve meclise girdik. Bu konularla ilgili birkaç madde üzerinde çalışma yapılıyor. Bir tanesi seçildikten sonra 1 yıl hiçbir milletvekilinin parti değiştirmemesi yönünde. Bir ikincisi de seçimlere 1 yıl kalmışsa başka bir partiye geçemeyecek. Mecliste bulunan bütün partiler bir araya gelerek bir siyasi partiler ve seçim yasası yapmak zorundayız. Şöyle olursa ben bunu doğru bulmam. Yani sadece bir seçimlik, partiler kendi siyasi geleceklerini hesaplayarak bir siyasi partiler yasasında değişiklik yapmak isterlerse bu doğru olmaz. Burada yapılması gereken tam demokratik kalıcı bir çalışmadır. Hem temsilde adaleti sağlamamız, hem de yönetimde istikrarı sağlamamız lazım, hem de siyasetin, milletvekillerinin itibarını korumamız lazım. Bu yeni sistem temsilde adaleti ve yönetimde istikrarı sağladı. Aksayan yönler var. Elbette bunları gidermek de boynumuzun borcu.”

“Seçim barajı kaldırılmalı”
Türkiye’de uygulanan seçim barajına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Destici “Türkiye’de seçim barajı sıfır olmalı. Büyük Birlik Partisi kurulduğundan beri bunu söylüyor. Hazine yardımı da seçim yardımı da birbirinden ayrılmalı. Seçime katılan tüm partilere aldığı oya göre dağıtılmalı” şeklinde konuşarak yardımlar konusunu da gündeme getirdi.

“Ülkenin erken seçime değil normalleşmeye ihtiyacı var”
Erken seçim sorusunu da yanıtlayan Genel Başkan Destici “Ben bir erken seçim beklemiyorum. Hangi siyasi partiye gitseniz, sorsanız biz seçime hazırız der. Ama millet seçime hazır mı? Bana göre ülkenin şu an bir seçime ihtiyacı yok. Zaten bir korona virüs salgınıyla mücadele halindeyiz. Önce bir normalleşmemiz lazım. Ülkemizin ve milletimizin yaralarını sarması lazım. Milletin gündeminde seçim olmadığını düşünüyorum. Bu üç yıllık süreci bir tamir ve onarma olarak değerlendirileceğini ve seçimlerin de zamanında yapılacağını düşünüyorum. Peki, neden seçimlerin erkene alınması bu kadar tartışılıyor diye sorarsanız. Özellikle Cumhur İttifakı karşısındaki partilerin korona virüsle mücadeleyi gölgelemek adına gündemi değiştirmek olarak görüyorum. Ama seçim olsa da olmasa da seçim kanunu ve siyasi partiler yasamızı demokratikleştirmemiz lazım. Hukukun üstünlüğünü hakim kılmamız lazım” ifadelerini kullandı.

“Cumhur İttifakı’na davetle girmedik”
Destici, “Sayın Cumhurbaşkanının siyasete girdikten sonraki süreçte hep tavrı seçimlerin zamanında yapılmasından yana olmuştur. Burada istisnalar 2007 E-Muhtıra verilince seçime gidilmek zorunda kalınmıştır. Hakeza 2016 yılındaki darbe girişimi sonrası elbette ki sistemini değiştirmesi gerekiyordu. Cumhur İttifakı da o süreçte sokakta kuruldu. Mesela biz kimsenin davetlisi olarak gitmedik Cumhur İttifakı’na. Biz milleti ve ülkeyi önceleyerek Cumhur İttifakı’nda yer aldık ve destekledik. Yerel seçimlerde güneydoğu ve doğu başta olmak üzere bütün şehirlerde destekledik. Büyük Birlik Partisi hem genel hem de yerel seçimlerde bu anlamda fedakarlık yaptı. Biz fedakarlığı başka bir parti için değil, ülkemiz, devletimiz ve milletimiz için yaptık. Yine Büyük Birlik Partisi fedakarlık yapar. Çünkü varoluş felsefesi bu” diyerek, partisinin Cumhur İttifakı’na olan desteğine açıklık getirdi.

“BBP’yi herkes yanında görmek ister”
Genel Başkan Destici, “Büyük Birlik Partisini tüm ittifaklar yanında görmek isterler. Ben bunu 2018 seçimleri öncesinde de gördüm. Ama biz hala şu kanaatteyiz. 15 Temmuz darbe girişiminin etkilerinin sürdüğünü, sürecin devam ettiğini görüyoruz. 15 Temmuz sonrası devletin bekası, milletin istiklali ve istikbaline yönelik bu girişime karşı çok net bir duruş ortaya koymuştur. Bu duruşumuzu da devam ettiriyoruz. Bu noktada da Cumhur İttifakı’nı çok önemsiyoruz. Bazı çevrelerin Cumhur İttifakı’nı 2 partiye daraltma gibi bir takım heves ve girişim içinde olduklarını görüyor ve doğru bulmuyorum. Bu ittifakın daraltılması değil genişletilmesi lazım. Partilerle ilişkiye gelince, biz terörün devamı olan bir partiyle ilişki kuramayız. Buradaki duruşumuz da bundan kaynaklanmaktadır. Sadece kamuoyu önünde değil, mecliste de her noktada aynı duruşu sergiliyorum. Malazgirt’te 3 oyla kazanmış AK Parti. Biz aday koysak orada, Ankara’dan aday koysak seçimi HDP alır. Diğer partiler bu hassasiyeti göstermedi. İlişkilere gelecek olursak da, HDP dışındaki bütün partilerin genel başkanlarıyla diyalog kuruyoruz, konuşuyoruz. İçlerinde diyaloğa kapalı olan yok mu illa ki var. Ama onları istisna tutuyorum. Partilerimiz içinde de bunun olması lazım. Çünkü biz hepimiz Türkiye için varız. Türk milleti için siyaset yapıyoruz. Bunu kimsenin unutmaması lazım. Hepimizin Osman Gazi’nin Orhan Gazi’ye vasiyetini unutmamamız lazım” şeklinde konuştu.

“BBP seçimlere kendi isim ve amblemiyle katılacak”
BBP’yi kimsenin yok saymadığını belirten Destici, “Büyük Birlik Partisi seçimlerde ittifakın diğer yönüyle de kendi adı ve amblemiyle yer alacaktır. Bizim tercihimiz Cumhur İttifakı’nda kendi adı ve amblemiyle olmasıdır. Büyük Birlik Partisi’ne karşı kamuoyunda bir perdeleme var. Örneğin bir ankette partimizi diğer içine koyuyorlar. Ama aynı ankette AK Parti ve MHP oyları yüzde 42,65 iken üçlü ittifakta yüzde 45.90 oluyor. Demek ki Büyük Birlik Partisinin buraya yüzde 3 gibi bir katkısı var. Aslında Büyük Birlik Partisi’ne yer vermek istemeyen anket firması bile yüzde 3 puanlık bir katkı sağladığını kabul ediyor. Onun için Büyük Birlik Partisini hiç kimse yok sayamaz ve saymıyor da zaten” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu