Bursa

CHP’li Orhan Sarıbal’dan Tarım ve Ekonomi Üzerine Çarpıcı Açıklamalar

(ANKARA)

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Türkiye’deki tarım ve ekonomi sorunlarına dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sarıbal, “Bir ülkede faşizm varsa orada ekmek kavgası vardır. Çünkü faşizm, üretimin köklerini kurutur, sosyal adaleti yok eder. AKP ve saray yönetimi, bu ülkenin sosyal kısırlık sebebidir” dedi.

CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 2024 yılı tarımsal üretim ve ithalat verilerini değerlendirerek, iktidarın tarım politikalarının üretimi ithalatla karşılamaya zorladığını vurguladı. Sarıbal, bu durumun yalnızca gıda maddeleriyle sınırlı kalmayıp, tohum, gübre, tarım ilaçları ve mazot gibi girdilerde de büyük ölçüde dışa bağımlılığı artırdığını belirtti. Sarıbal, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“AKP ve Saray bu ülkenin sosyal kısırlık sebebidir”

“Bir ülkede faşizm varsa orada hürriyet kavgası vardır, adalet kavgası vardır. Faşizm varsa orada ekmek kavgası vardır. Çünkü faşizm, üretimin köklerini kurutur, sosyal adaleti yok eder. Bir ülkenin toprağı, işçisi ve üretimi özgür olmazsa; ne emeğin bereketi kalır ne de ekmeğin tadı. Faşizm, yalnızca insanlar üzerinde baskı kurmaz; aynı zamanda tarladan sofraya uzanan üretim zincirini kırar, bereketi yok eder. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2025’i aile yılı ilan etme müjdesine bakıldığında, bugün Türkiye’de milyonlarca gencin maddi yetersizlikler yüzünden evlenemediği, dolayısıyla çocuk sahibi olamadığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Ülkemizin doğurganlık oranı neden 1,5’e düştü sanıyorsunuz? Sağlık sistemindeki aksaklıklar, sosyal güvence eksiklikleri ve artan yoksulluk, gençlerin çocuk sahibi olmasını bir kenara bırakın, sağlıklı bir yaşam sürmesine bile engel oluyor. AKP ve Saray, bir halk sağlığı sorunudur diyorduk ve bu yönetim, bu ülkenin sosyal kısırlık sebebidir. Çözüm ise popülist müjdelerde değil, gerçekçi bir kalkınma ve sosyal adalet politikasındadır.”

“İktidar 2024’te de üretimdeki açığı ithalatla kapattı”

Yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama oranları ise şu şekildedir: arpada yüzde 90, ekmeklik buğdayda, mısır ve kırmızı mercimekte yüzde 86, pirinçte yüzde 74, yeşil mercimekte yüzde 60, ayçiçeğinde yüzde 51, soya da ise sadece yüzde 5 civarındadır. Hububat üretimi ise 3.2 milyon ton gerileyerek, 2024 yılında da üretimdeki açıkların ithalatla kapatılmaya çalışıldığını gözler önüne serdi. Patates üretimi bir önceki yıla göre yüzde 21.1, kuru baklagiller yüzde 2.8, yağlı tohumlar yüzde 2.6 oranında artarken, şeker pancarı üretimi 25.3 milyon tondan 23 milyon tona düştü. 2023 yılında narenciyede üretim bir önceki yıla göre ortalama yüzde 67 oranında artarak 4.7 milyon tondan 7.9 milyon tona yükselmiş; artış oranı portakalda yüzde 75, limonda ise yüzde 76’yı bulmuştu. Ancak özellikle erkenci limon ve mandalinada yaşanan pazarlama sorunları, bu ürünlerin üçte birinin dalda kalmasına, hatta ağaçların sökülmesine yol açtı. Bu yıl mandalinada üretim yüzde 32.7, portakalda yüzde 30.3, limonda ise yüzde 25.6 oranında azaldı. Üretimi azalan bir diğer meyve olan şeftali ise 1.1 milyon tondan 822 bin tona geriledi. 2024 yılı zeytinde var yılı olarak öne çıkmakta; üretim 1.5 milyon tondan 3.7 milyon tona yükseldi. Ancak önceki yıl narenciyede olduğu gibi bu yıl da zeytinde pazarlama sorunları önemli bir gündem maddesi olmaya devam edecek. Tariş henüz yağlık zeytin alım fiyatını açıklamazken, Marmarabirlik enflasyonun yüzde 50’leri bulduğu bir dönemde sofralık zeytine en fazla yüzde 13.6 zam vererek üreticileri mağdur etti.”

Hububat ve yağlı tohum türevleri ithalatı 7.5 milyar dolar

2024 yılında buğday ve yağlı tohumlar türevleri için ödenen bedel 7.5 milyar dolara ulaşmış durumda. 2023 yılında 11.9 milyon ton gibi yüksek bir buğday ithalatı yapıldıktan sonra, 2024 yılında ithalat yasakları ile buğday ithalatı neredeyse yarı yarıya düştü. İç fındık ihracatında da yüzde 56.7’lik bir artış yaşandı ve toplam ihracat geliri 1.3 milyar doları aştı. Ekmeklik buğday ithalatında uygulanan kısıtlamalar nedeniyle buğday unu ihracatı yüzde 20 oranında azalarak toplam ihracat geliri 1 milyar dolara geriledi. Ayçiçeği yağı ihracatında da yüzde 6.7’lik bir düşüş yaşandı ve toplam ihracat geliri 813 milyon dolar olarak kaydedildi. Bu veriler, Türkiye’nin tarım ve gıda ürünleri ihracatında hem fırsatlar hem de bazı ürünlerdeki zorlukları yansıtıyor. Bununla birlikte, en fazla ithal edilen ürünler arasında soya fasulyesi 1.6 milyar dolar, pamuk 1.4 milyar dolar, buğday 1.3 milyar dolar ve ayçiçeği yağı 1.2 milyar dolar olarak sıralandı. 2024 yılında uluslararası piyasalarda tarım ürünleri fiyatlarının gerilemeye devam etmesi, gümrük vergilerinin düşürülmesi veya sıfırlanması ve alım fiyatlarının düşük tutulması nedeniyle ürünlerini değerinde satamayan çiftçiler giderek yoksullaşıp tarımı terk etmeye devam ediyor. Bu durum, gıda güvencesi ve gıda enflasyonu açısından büyük bir tehlike oluşturmakta; ancak saray iktidarının bu meselelerle pek ilgilenmediği gözlemleniyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu