Çevre Ve İhtiyaçlar!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İnsanlar  barınma ,yiyecek ,su  gibi fizyolojik  temel ihtiyaçlarını  asgari şartlarda giderdikten sonra  diğer ihtiyaçlar sıralaması başlıyor.

Bunlardan bir tanesi de dinlenme ve sosyalleşme ihtiyacıdır.

Sürekli konutunda yeme içme yerine belli periodlarla kafe restoran gibi yerlerde hem dinlenme hem de yeme ,içme ihtiyaçlarını gideriyorlar.

Genellikle kişi başı milli geliri çok iyi olmayan ülkeler de ki özellikle güney doğu asya ve güney amerika ülkelerini sayabiliriz ,evde hazırlama ile dışarda yeme arasında çok büyük fark olmadığından ,dışarıda yemek daha çok tercih ediliyor

.Hatta bazı ülkelerde evlerde bu nedenle kapsamlı bir mutfak dahi bulunmuyor.

Güzel ülkemizde de yakın zamana kadar orta sınıfın uzun periodlarla olsa da dışarıda yeme olanagı vardı.

Ancak anlaşılmaz bir şekilde horeca sektörünün hedef kitle olarak sadece A gelir grubunu kendine müşteri olarak kabul etmesi ve  normal üstü kar marjları ile çalışmayı politika edinmesi ile bu olanak ortadan kalktı.

Sürekli Yunanistan ile karşılaştırmalar yapılıyor.Şunun fiyatı böyle imiş vs şeklinde

En önemli fark şu, Siz masaya oturduğunuz anda büyük bir sürahi ile su ve bardak masaya geliyor.İster bir kahve için ,ister mükellef yemek söyleyin .Suyun herhangi bir ücreti yok.

Bizde ise su istiyorsun, 33cl lik ,bazen 25 cl lik plastik şişede su geliyor.

Bu suyun fiyatı da market fiyatına göre 5-10 katı olabiliyor.

Yine meşrubat standart boyutu 33 cl iken nedense restoran ve kafelerde  25 cl olarak ve yüksek fiyatla size sunuluyor.

Amaç birden fazla tüketilsin. Daha fazla çevre atıgı ortaya çıksın.

Menü boyutları da normal bir kişinin doyamayacağı boyutlarda oluyor

Fast food mantığı( ye-kalk) ile sunulan iskender kebabta bir de  1.5 porsiyon icad etmişiz

.

Dünyanın hiçbir yerinde 1.5 porsiyon yoktur. Çocuk porsiyonu ve duble porsiyon vardır.

Bitmedi ,işyerinin önünde park sorunu olmayan veya ,çok yakında park yeri olan bir restorana gidiyorsunuz.Aracınızdan inmeden ,genelde tipi bozuk kardeşiniz olduğunu söyleyen  birisi abi diye yanınızda bitiyor. Anahtarı verin diyor.Aracınıza bir şey koysa ,hasar verse , restoran sahibi onlar bize bağlı der.

Peki bunlara kim müsaade ediyor.Bu devirde korumaparası alan mafya hala var mı?

Fiyatların pahalı olduğunu ifade ettiğinizde ,kira falan filan olarak yanıt alıyorsunuz.Peki o kirayı zorla mı alıyorlar? Sen veriyorsun.İşyeri sahibi basiretli bir tüccar gibi davranmak zorundadır.

Daha da kötüsü önceden anadolu ile istanbul ve bazı turistik yerler arasında  büyük fiyat farkları vardı. Şimdi bakıyorsunuz ,ben niye ucuza satayım düşüncesi ile anadolu şehirlerinde ki fiyatlar büyük şehirlere yaklaştı.

Neler yapmak gerekir ?

Su ve meşrubat şişeleri çevre için sorun halinde , benim görüşüme göre  25 ve 33 cl su şişesi ile su satışı ile 25 cl şişe ve aluminyum kutuda meşrubat satışı yasaklanmalıdır.50 cl şişelere depozito uygulanmalıdır.

Restoranlarda birden fazla kişinin adisyonu olması halinde 1.5 lt lik şişe verilmeli,o bölgenin su işletmesi uygun gördüğü hallerde sürahi ile ücretsiz su sunulmalıdır.

Belediyelerin Kent ,Halk,Burfaş  vs adlarla çalıştırdığı yerlerde su arıtmalı çeşme suyu şeklinde vatandaşa sunulmalı  plastik şişe ve bardaklar kullanılmamalıdır.

Vale uygulaması sadece çok lüx ve önü veya yakınında park yeri olmayan yerlerde olmalı,bu elemanlar restoran veya kafenin kadrolu elemanı olmalı,ücreti adisyona eklenmelidir.

Horeca işletmelerinin tüm gelir seviyelerine rahatlıkla hitap edecek duruma gelmesi dileği ile