Bursaspor’un mali durumu, Başkan Recep Günay’ın açıklamalarıyla bir kez daha gündemde. Özlüce’de kameraların karşısına geçen Günay, kulübün borcunun boyutlarını ortaya koydu. 1,5 milyar lira borç…
Bu rakamın 120 milyon lirası ise sadece faiz. Şimdi, bu rakamları duyunca insanın aklına ‘Bu borç nasıl kapanır?’ sorusu geliyor.
Günay, borcun ödenmesinin çok zor olduğunu vurguluyor.
Beyaz atlı prens bekleyerek bu sorunun çözülemeyeceğini, Bursaspor’un değil, Bursa şehrinin bu durumdan sorumlu olduğunu söylüyor. İşte burada önemli bir nokta var: Bursaspor sadece bir futbol kulübü değil, aynı zamanda Bursa’nın bir parçası. Bu durum, Bursa şehrini de bu meseleye dahil ediyor.
Peki, Bursaspor’un bu mali krizden çıkışı nasıl olacak?
Kampanyalarla, bağışlarla bu iş çözülür mü?
Yoksa gerçekten bir ‘beyaz atlı prens’ beklemek mi lazım? Burada asıl mesele, şehrin bu kulübe sahip çıkıp çıkmayacağı.
Bursaspor, Bursa’nın gururu.
Ama bu gurur, mali sıkıntılar yüzünden gölgede kalmamalı. Bursa şehri, bu kulübe sahip çıkarak, onu bu zor durumdan kurtarmalı. Bu, sadece bir futbol meselesi değil, aynı zamanda bir şehir meselesi.
Bursaspor’un mali krizi, Türk futbolunun genel bir sorununu da ortaya koyuyor: sürdürülebilir mali yapıların eksikliği. Bu durum, diğer birçok Türk futbol kulübünün de yaşadığı bir sorun. Kulüp yönetimlerinin şeffaf ve hesap verebilir olması büyük önem taşıyor. Bursaspor’un bu krizi, Türk futbolunun mali yapılarını gözden geçirmesi ve daha sağlam temeller üzerine inşa edilmesi için bir fırsat olabilir.
Sonuç olarak, Bursaspor’un bu mali krizi, sadece yönetimin değil, tüm Bursa’nın sorumluluğu. Bu durum, şehrin birlikteliğini ve dayanışmasını test ediyor. Umarım Bursa, bu sınavdan alnının akıyla çıkar.”
