BM’den İsrail’e sert ilhak reaksiyonu

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

BM İnsan Hakları Kurulu bünyesinde vazife yapan 47 insan hakları bilirkişisi ve kişisel raportör, İsrail’in ilhak planına ait son yılların en sert açıklamasına imza attı.

Ortak açıklamada, İsrail’de yeni koalisyon hükümetinin işgal altındaki Garp Şeria’nın “önemli” bir kısmını 1 Temmuz itibarıyla ilhak etmek için ittifaka vardığı anımsatılarak bunun milletlerarası hukukun “mihenk taşının” ihlal edilmesi manasına geldiğinin altı çizildi.

İlhakın, memleketler arası hukukun açık ihlali olduğuna vurgu yapılan açıklamada, şu sözlere nokta verildi:

“İşgal altındaki toprakların ilhak edilmesi, BM Tüzüğü ve Cenevre Kontratlarının önemli bir ihlalidir. Başkaca, BM Güvenlik Kurulu ve Umumi Şurası tarafından tekraren kabul edilmiş ‘savaş yahut kuvvetle toprak edinimi kabul edilemez’ unsuruna karşıttır. Milletlerarası topluluk, savaşları, ekonomik yıkımı, siyasi istikrarsızlığı, sistematik insan hakları ihlallerini ve kişisi dramı körüklediğinden ötürü ilhakı kesin olarak yasakladı.”

Açıklamada, İsrail’in ilhak planıyla Ürdün Vadisi’nin büyük bir kısmında ve Garp Şeria’daki 235 yasa dışı yerleşim ünitesinde “egemenliğini genişletmeyi” amaçladığına dikkat çekildi.

Plan ile Garp Şeria’nın yaklaşık yüzde 30’nun ilhak edilmesinin öngörüldüğüne işaret edilen açıklamada, ABD Lideri Trump’ın lafta barış planınında da ilhakın onaylanmasına reaksiyon gösterildi.

İSRAİL’İN SAYISIZ HAK İHLALİNE VURGU

Açıklamada, BM’nin pek çok sefer, “53 yıllık İsrail işgalinin Filistin halkına yönelik derin insan hakları ihlallerinin kaynağı olduğunu” belirttiği anımsatılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Bu ihlaller arasında toprak müsaderesi, yerleşimci şiddeti, ayrımcı yasalar, doğal kaynaklara el konulması, hane yıkımları, çetinle nüfus aktarımı, şiddetli güç ve azap tasarrufu, emekçi sömürüsü, hususî kapalılık haklarının ihlali, medyada ve tabir özgürlüğü kısıtlamaları, hatun aktivistlerin ve gazetecilerin maksat alınması, evlatların alıkonulması, zehirli atıklara maruz bırakılma, çetinle tahliye ve yanından etme, ekonomik mahrumluk ve şiddetli yoksulluk, keyfi gözaltı, hareket özgürlüğü, azık güvensizliği, ayrımcı kanunların pratiği ve etnik köken ve milliyet temelinde iki katmanlı farklı siyasi, yasal, içtimaî, kültürel ve ekonomik haklar sisteminin uygulanması sayılabilir. Bu ihlallere barışçıl bir biçimde dikkat çeken Filistinli ve İsrailli insan hakları savunucuları iftiraya uğruyor yahut terörist olarak etiketleniyor. En kıymetlisi, İsrail işgali, Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkının reddedilmesi mealine geliyor.”

İnsan hakları mütehassısları ve raportörlerinin açıklamasında, ilhakın akabinde Filistin halkına yönelik insan hakları ihlallerinin ağırlaşacağı ikazında bulunuldu.

“İSRAİL’DEN HESAP SORULMASI ACİL ÖNCELİK OLMALI”

Memleketler arası topluluğun, İsrail’in ilhakına karşı çıkması ve siyasi sorumluluğunu noktasına getirmesi daveti yapılan açıklamada, “Hesap verebilirlik ve cezasızlığın sona ermesi memleketler arası topluluk için acil bir öncelik olmalıdır.” tabiri kullanıldı.

Açıklamada, ABD’nin İsrail’in işgal altındaki topraklardaki ilhak planına destek vermesinden esef duyulduğu vurgulanarak, bu devlet, İsrail’in açık formda milletlerarası hukuku ihlal etmesine “şiddetle karşı çıkmaya” davet edildi.

İSRAİL’İN GARP ŞERİA’DAKİ ORTAMLARI “İLHAK” PLANI

ABD Yöneticisi Donald Trump’ın, İsrail Başbakanı Netanyahu ile 28 Ocak’ta Beyaz Saray’da düzenlediği basın içtimasında açıkladığı kelamda Orta Şark barış planında, Garp Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşim bölgelerinin “İsrail’in toprağı” olarak kabul edilmesi ve Tel Aviv idaresinin Filistin’e ilişkin Ürdün Vadisi üzerindeki hakimiyetini sürdürmesi hususları taraf alıyordu.

ABD ve İsrailli yetkililerden oluşan ortak komite, lafta barış planının akabinde kelam konusu ortamların “ilhakı” için Garp Şeria’da haritalandırma sürecine başlamıştı.

Netanyahu ile Mavi-Beyaz İttifakı başkanı Benny Gantz’ın imzaladığı koalisyon muahedesine nazaran, İsrail Başbakanı 1 Temmuz’dan itibaren Garp Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşim üniteleri ve Ürdün Vadisi’nin “ilhakını” kabine yahut meclisin onayına sunabilecek.