BursaGündemYazarlar

Yok artık! Var artık…

Yenidoğan çetesinden sonra korkarlar ve bu cezalar caydırıcı olur, bir daha böyle bir suça kimse bulaşmaya cesaret edemez dedik ama…
Dediğimizle kaldık mı?

Bekleyip göreceğiz.

180 yıldan 589 yıla kadar ceza talep ediliyor olması, frene basmak için en büyük sebep değilmiş…
Anladığım kadarıyla.

Haber izlemeye tahammülümüz kalmamıştı artık.
Sabah programları birçok iğrençliği, cinayetleri ele alıyor olmasına rağmen, gün geçmesin ki korkunç cinayet haberleriyle güne sarsılmayalım.

Karısını 36 yerinden bıçaklayan mı dersiniz…
Bir kadını ölümden kurtarıp araya giren gencin elini kana bulayıp mahkûm olmasından mı?
Sevgilisini yakarak öldüren mi?
Çocukları istismar edip öldüren mi?

Daha geçenlerde bir itfaiye çalışanı, eşi ve evlatlarını yakarak kaza süsü verip ayılıp bayıldı…
Ve aradan 10 gün geçmeden nişanlandı.

Hangi birisini sayayım bilemedim.
Böyle binlercesini sayabilirim, sayfalar almaz, dosyalar sığmaz…
Kaç ciltlik ansiklopedi olur kim bilir…

Derken…
Ve ülkemiz geçe hafta çok acı bir haberle daha sarsıldı.

İngiliz genç kadın, eşi Luke ve 5 ile 8 yaşlarındaki iki oğluyla tatil için Türkiye’ye geldikten saatler sonra rahatsızlandı.
İstanbul’daki Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin acil servisine kaldırılmıştı ve orada hayatını kaybetti.

Luke, “Ambulansın yoksul bir hastaneye götürdüğünü, tedavi sürecinde Beth’i görmesine izin verilmediğini ve zehirlemekle suçlandığını” ifade etmiş.
Yoğun bakıma kaldırıldıktan bir gün sonra hayatını kaybeden Beth Martin’in cenazesi İngiltere’ye gönderildi.
Yapılan otopside kesin bir neden bulunmadı.

Buraya kadar tamam.
Asıl olay İngiltere’de yapılan ikinci otopsi.

“Kalp yok!”
Genç kadının eşi Luke Martin şok!
Peki biz şok olduk mu?
Peki biz şaşırdık mı?

Hayır!
Mutlaka bunun bir açıklaması olmalıydı ve oldu da.
Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre:

Kalp İstanbul’da!

Yenidoğan çetesi zaten yüreklerimizi ağzımıza getirmişti, malum…
Korktuğumuz başımıza gelmediği için ne kadar Allah’a şükretsek azdır.

Genç kadının kalbinin Adli Tıp’ta olduğu ortaya çıkınca ülkece derin bir “Ohhhh!” çektik.
Biz alıştık bu tür vakalara ama anlatamayız İngilizlere.
Genç kadının eşinin verdiği demeç, bir an hepimizin aklında uçuşan o soruları canlandırdı:

“Acaba mı?” “Yine mi?”

Hiç sanmıyorum…
Hiç kimse böyle bir ceza ile karşı karşıya kalmak istemez.

Yenidoğan çetesi için 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapis cezası isteniyor olması içimize bir nebze de olsa su serpiyor.

Bu arada…
Evde kalan kadınlarımızın psikolojisini altüst eden sabah kuşağı programlarını da es geçmeyelim.
Kadınların duygularını sömüren, aile yapısını zedeleyen bu programlar, her gün yeni bir dram, her gün yeni bir felaket senaryosuyla ev hanımlarının zihnini bulandırmaya devam ediyor.
Kadına yönelik şiddetle mücadele ettiğini söyleyenlerin, sabah kuşağında her sabah şiddeti normalleştirmesi ironiden de öte bir trajediye dönüşmüş durumda.

Bu konunun detaylarına da sonraki yazımızda yer vereceğiz.

Neyse…
Öyle ya da böyle, kalbinize sahip çıkın.
Kalbimizi birilerine vermişliğimiz çoktur ama…
Böylesi düşman başına bile vermesin Allah!

Başa dön tuşu