Daily Sabah gazetesi için bir makale kaleme alan Yerhov, uzayın kullanımının etraf ve ticaret kanunlarından verilen zararın sorumluluğuna ve silah kullanımına kadar çok farklı tüzel mevzuları kapsadığına dikkat çekti.
Kimi ülkelerin uzayın cepheleşme ve hatta askeri faaliyet arenası olması gerektiğini belirten ve bunları ‘şahinler’ olarak niteleyen Yerhov, “Onlar, devletlerin uzayı yalnızca savunma amaçlı değil, hücum için de kullanabileceğini düşünüyor. Şahinler, muhtemel bir çatışma durumunda geniş kapsamlı uzay operasyonları hazırlamak, güç kullanımına müsaade veren kurallar koymak ve güncellemek, proaktif askeri sistemleri tasarlamak istiyor. Rusya’nın da dahil olduğu ‘iyimserler’ de, uzayı bilimsel araştırmaların ve geliştirmelerin yapılacağı bir barış limanı olarak görmeyi tercih ediyor” sözlerini kullandı.
Uzaya ilk uyduyu ve ilk insanı gönderen ülke sıfatıyla Rusya’nın tüm bu mevzulara büyük önem verdiğinin altını çizen Yerhov, Türk halkının bu nüansları güzel bilmesi gerektiğini söyledi.
Yerhov, Türkiye’nin de kendi uzay programını başlattığını, ulusal uzay merkezi açtığını anımsatarak “Hiç şüphesiz Türkiye, günün birinde global gayretlere uzay araştırmaları alanındaki kendi kapsamlı ve proaktif programlarıyla katkı sunan bir uzay ülkesi olacak” dedi.
Bu bağlamda Rusya ve Türkiye’nin uzay alanında işbirliği yapabileceğine inandığını kaydeden Rus elçi, iki ülkenin işbirliğine uzayın ortak kullanımını düzenleyen adil düzenekler oluşturulmasını amaçlayan ilgili BM kararlarını istişare ederek başlayabileceğinin altını çizdi.
Roscosmos Başkanı Dmitriy Rogozin, Rusya başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın MAKS-2019 Milletlerarası Havacılık Fuarı ziyareti sırasında Türk öndere UUİ’ye bir Türk astronotu göndermeyi önermiş ve bu öneri Türkiye tarafından memnuniyetle kabul edilmişti.
Rogozin, ilk Türk astronotun eğitimlerin akabinde 2023’te uzaya gidebileceği varsayımında bulunmuştu.
