a

Her yönüyle ‘çatlak’ ittifak

‘Milliyetçi, muhafazakarlar bir yana, CHP bir yana. Aynı kazana konulsalar, 40 sene kaynatsanız kaynaşmazlar. İlle ki ayrışırlar. Bu ittifak uzun sürmez’.

https://haberyum.com/wp-content/uploads/2023/08/masal-bahçe.png https://haberyum.com/wp-content/uploads/2023/10/134X550.jpg

Millet İttifakı’nın ömrü seçime kadar yetecek mi?

Ciddi tereddütler var.

Kırılma anları, kopuş sinyalleri zincir oluşturmaya başladı.

Çatlamalar baş gösterdi.

Siyasi kulislerde son zamanlarda bunlar konuşuluyor. 

Hatta deniliyor ki:

‘Milliyetçi, muhafazakarlar bir yana,  CHP bir yana.

Aynı kazana konulsalar, 40 sene kaynatsanız kaynaşmazlar.

İlle ki ayrışırlar. Bu ittifak uzun sürmez’.

OYUN İÇİNDE OYUN MU?

Önümüzde erken veya zamanında bir çeçim var.

Seçim olunca, elbette sandıkta var.

Taraflar da var.

Doğal olarak, iktidar ve muhalefet cephesi.

İktidar tarafı net; Cumhur İttifakı

Adayı’da belli: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Muhalefet cephesinde durum böyle net değil.
Neredeyse içinde oyun içinde oyun senaryoları yazılmakta.

Muhalefet ise durum şimdilik belli değil.

O cephe de derin bir belirsizlik var.

Millet ittifakında durum hayli karışık.

Daha doğrusu muhalefet çeşitliliği var.

Sizin muhalefet, bizim muhalefet, onların muhalefet.

Fıkra gibi.

Millet İttifakı,

Sol İttifak,

İttifaksız İttifak!

Çatlak İttifak!..

Adayı da yok. Bilmiyoruz, belirsiz, bilinmiyor. 

Yamalı bohça misali!..

BİZ GİTTİ  BEN GELDİ

Millet ittifakı için her demecinde, ‘Birlikte’ ve ‘el ele’ söylemi özel bir tercihi olarak görülüyordu.

Kurduğu cümlelerde ‘Biz’ demeyi eksik etmiyordu.

Öyle ya; CHP, İYİ Parti, HDP, Saadet Partisi ‘Millet İttifakı’ cephesinde ‘Biz’ olmuşlardı.

Dostları da vardı Kılçdaroğlu’nun.

İçeride ve dışarıda.

Başta HDP olmak üzere DEVA ve Gelecek Partisi gibi.

Dışarıdaki dostları şimdilik muamma.

Kendince, ‘iktidar Koşusuna’ başlanılmıştı.

Ne olduysa, bi’anda Ben demeye başladı.

Er konuşmasında ‘Ben’ öne çıkar oldu.

Yani ‘biz’in yerinde artık ‘ben’ koltuğa kurulmuştu.

Ne de olsa kendisi de CHP’nin koltuk sevdalısıydı.

Kılıçdaroğlu bu ‘Ben’ tercihini çok sevmiş olacak ki: ‘Ben’li demeçleri de tam gaz gidiyordu.

KİM TUTAR SENİ!..

Hal böyle olunca: san ki hafiften ‘Cumhurbaşkanlığı Adaylığı’na karanlıkta göz kırpıyor gibi bir izlenim oluştu!.. 

Ya da, adaylık için kendini müjdeliyor gibi…

Neden olmasın?

CHP coşmuş,  yakınındakiler de Cumhurbaşkanlığı adaylığı için kendisini adeta ‘oya gibi’ işlemişlerdi. 

Ehhh… Şans, talih, kısmet diyerek yola çıkmasına az kaldı…

Takip edenlere de ‘Kim tutar artık Kılıçdaroğlu’nu demek kalıyor.

O öyle sanıyor.

Çünkü, ‘Biz ile başlayıp, ‘ben’ ile biten cümleler aslında bir sona erişin habercisi gibi görünüyor.

Kopuşun, çatlaklığın derinden gün yüzüne çıkışına da adresi olmakta.

O ise bunu göremiyor veya hiçe sayıyor.

Eee… gitmiyor, gidemiyor, gidemeyecek!..

Görünen budur. 

BARDAĞI TAŞIRAN İLK DAMLA

Görünen budur çünkü bu yönde bir çok argüman var.

Müsadenizle birkaç tanesini birlikte paylaşalım.

Kılıçdaroğlu, Gençlere, esnafa, çiftçiye, KHK’lılara vaatlerde bulunuyor.

3600 ek gösterge ve EYT lilere taahhüt ediyor.

Suriyelileri ülkelerine göndereceğini söylüyor.

Bütün bunları da ‘Ben yapacağım’ cümleleri ile tamamlıyor. 

Kılıçdaroğlu’nun neredeyse aşık olduğu ‘Ben’sözcüğü ve kurduğu ‘Ben’li cümleler ‘bardağı taşıran damla’ların öncüsü olmuş.

Anlaşılan o ki bu politik dil Millet İttifakı ortakları ve hatta ‘dostları’ arasında ‘kırılma’ ve hatta ‘çatlaklıkların’ oluşmasına da yol açmaya başlamış.

MİLLET İTTİFAKINDA BÜYÜK ÇATLAK! 

Kılıçdaroğlu’nun ‘Ben’li söylemlerine İYİ Parti’den büyük tepki geliyor.

Paçacı, Kılıçdaroğlu’nun ‘Ben yapacağım’ şeklindeki tekil konuşmasına, ‘Bize sordunuz mu? cümlesiyle karşı çıkıyor.

Madem ittifak yapıldı, taahütlerde, kararlarda CHP ve İYİ Parti birlikte yapmalı.

Paçacı’nın bu haklı çıkışı doğal olarak akla türlü sorular getirmekte.

‘Millet ittifakında neler oluyor? 

Neler olmuyor ki:

MİLLET İTTİFAKI’NDA İLK AYRILIŞ

Demokrat Parti Genel Başkanı Aytekin Uysal, İttifakın ilk kopuş sinyalini vermişti. Millet İttifakı bloku içinde yer alan Demokrat Parti, 2023’te yapılacak seçimler için ‘yol haritasını’ ittifak adına adeta bir darbe niteliğinde açıklamıştı. Uysal, Cumhurbaşkanlığı, milletvekilliği ve yerel seçimlerde ‘tek başına seçimlere girecekleri’açıklaması siyasette de Millet İttifakı için ilk önemli darbe olarak yorumlandı. 

SAADETTEN ‘GARABET’ TEPKİSİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu memur ve bürokratları tehdit etti.

Yetmemiş, ‘18 Ekim’i milat’ ilan etmişti.

Kılıçdaroğlu’nun bürokrasiye yönelik bu skandal sözleri, Millet İttifakında yine ortalığı karıştırdı.

Bu açıklamaları, siyaset kulislerinde de bomba etkisi yaratmıştı!

Hükûmet cephesinden gelen sert tepkiler doğal ve olması gerekendi.

Ancak, Millet İttifakı’ndan gelenler yenilir yutulur değildi.

İttifakta şaşkınlık ve huzursuzluk yaratan sözler siyasetin de tansiyonunu yükseltmiş oldu.

Kulisler bu konuyla ilgili kaynarken,

Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın, Kılıçdaroğlu’nun çıkışını ‘garabet bir durum’ olarak yorumlayıp sert tepki gösterince, siyasi çevrelerde ‘Millet İttifakı içinde kazan kaynıyor’ şeklinde yorumlandı.

İHANET ÇIKMAZI VE TEZKERE

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Suriye, Irak tezkerelerini kast ederek, ‘Bu tezkereye evet vermek Cumhuriyet’e ihanettir’ sözleri tezkereye ‘evet’ diyen İYİ Parti cephesinde ciddi rahatsızlık yaratmıştı.

Durumdan derin rahatsızlık duyan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener  yardımcıları aracılığıyla bi ‘ihanet’ ithamına kayıtsız kalmamıştı.

İYİ Parti, rahatsızlıkla duymakla kalmamış, çok sert bir karşılık da vermişti.

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Müsavat Dervişoğlu İYİ Parti’yi ihanetle suçlamak için akıldan yoksun gerekir’ 

Karşılıklı bu atışma aslında ittifakta ki en ciddi ‘krizin’ de fitilini ateşlemişti.

MİLLET İTFALI’NDA  ÇATLAK BÜYÜYOR! 

Millet İttifakı’dan çatlak ittifakı’na doğru gidiyor. 

Kılıçdaroğlu, HDP’yi Kürtlerin tek meşru temsilcisi olarak gördüklerini söylerken, ittifak ortağı Meral Akşener’den tartışma götürmez karşılık geldi.

Akşener, HDP’yi terör örgütü PKK’nın yanında konumlandırdığını çok net yorumla adeta son noktayı koydu.

Oysa Kılıçdaroğlu, İYİ Parti’li ittifak yanı sıra dostlarıma dediği ve gizli ortak söylediği terör örgütü iltisaklı HDP desteğiyle, (2023 yılında)yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimine 

Kılıçdaroğlu aslında, “Kürt sorununun çözümü konusunda muhatabın terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP olduğunu söylemekle, aslında  kriz üzerine bir kriz daha ilave etmiş oldu.

ŞAM’DAN GELEN KRİZ 

Millet ittifakı ve CHP-İYİ Parti arasındaki kriz her geçen gün derinleşirken, ‘son çatlak Esad yüzünden’ gündeme geldi.

Siyasi kulislere bomba gibi düşen iddia ciddi ayrışma yaratacak türdendi.

Kılıçdaroğlu’nun, “Suriyelileri biz memleketlerine göndereceğiz’ çıkışları üzerine, Esad’ın CHP liderine ‘Buyurun gelin bu konunun ayrıntılarını konuşalım’yönünde Şam’a davet etmesi krize bir halka daha eklemek demekti.

Şam daveti bir kez daha iki partiyi karşı karşıya getirmiş oldu.

Esad’ın davetinin özellikle İYİ Parti içindeki milliyetçi kanat temsilcilerini çok rahatsız ettiği kaydediliyor.

İktidarın

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Kentsel dönüşüm bir tercih değil, Zorunluluk olduğu öngörülmeli.