Türk savunma endüstrisinin yerli pil ve batarya konusunda yaptığı yatırımlar ülkenin kimi mesleklerle tanışmasını sağladı.
TÜRKİYE, AMBARGOYA KARŞI MEYDAN OKUDU
ASPİLSAN Güç Genel Müdürü Ahmet Turan Özdemir, AA muhabirine, şirketin 1981 yılında Kıbrıs Barış Harekatı’ndan alınan dersler sonucunda ordunun güç muhtaçlıklarını karşılamak üzere kurulduğunu söyledi.
1984 yılında birinci kere şarj edilebilir nikel kadmiyum pil üretimi, 1985’te telsiz bataryası, 1993’te havacılık aküleri yaptıklarını anlatan Özdemir, 2015 yılında pil tasarımı ve üretimi için AR-GE faaliyetlerine başladıklarını, 2022 yılında da yeni fabrikalarını devreye alıp pil seri üretimi gerçekleştirdiklerini belirtti.
Özdemir, böylelikle Türkiye’nin geçmişte şarj edilebilir pil üretiminde ASPİLSAN ile sahip olduğu ve kaybettiği yetenekleri yeni teknolojilerle tekrar kazandığını vurguladı.
Ham unsurdan pil üretip, bunu elektronik kart ve yazılımlarla birleştirip, termal idareleriyle birlikte bir kasanın içerisine koyup batarya haline getiren sayılı şirketten biri olduklarına işaret eden Özdemir, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu yetenek her yerde yok. Türkiye için çok özel olduğu üzere dünyada da yapmış olduğumuz işi yapan çok sayılı firma var. Pili üretip buradan bataryaya dönüştüren bir şirketiz. Bu değerli bir kabiliyet. Tesisimiz daha evvel Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde hem batarya tasarımı yapıyordu hem de raylı sistemler, deniz ve havacılık akülerini nikel kadmiyum kimyasında üreten bir imalat grubumuz vardı. Bu fabrikamız orada devam ediyor. Pil imalatı, havacılık aküsü imalatı orada sürüyor. Lakin vakitle Türkiye’ye dağıldık. İstanbul’da hidrojen ve yakıt pili çalışan bir AR-GE grubumuz, Ankara’da havacılık bataryaları çalışan öbür bir AR-GE takımımız, tekrar Ankara’da elektrikli araç bataryaları çalışan bir grubumuz, Kayseri’de telsiz ve taşınabilir güç sistemleri için nispeten daha düşük voltaj, akım ve tansiyonlarda çalışan bataryaları tasarlayan öbür bir AR-GE takımımız bulunuyor. Bunun yanında iki tane fabrikamız Kayseri’de faaliyet gösteriyor.”
YENİ DOĞAN MESLEKLER
Pil ve batarya teknolojilerine yapılan yatırımlar ve kurulan tesislerle Türkiye’de istihdam alanında bir dizi prensip imza attıklarına değinen Özdemir, şöyle konuştu:
“Firmamızda Türkiye’nin birinci elektrot teknikeri, teknisyeni, ham maddeyi alıp karıştırdığımız mikser kısmının birinci operatörleri, montaj kısmında elektrotu sarıp pil hücresini kasa içerisine yerleştiren işleri yapan teknisyenleri çalışıyor. Formasyon sınırındaki teknisyenlerimiz, formasyon mühendislerimiz bu alanlarda çalışan, Türkiye’nin bu meslekleri yapan birinci şahısları oldu.
Ekosistem içinde arkadaşlarımızı yetiştirmiş, meslek tariflerini yapmış, bu tarafta birinci istihdamları ülkemize sağlamış olduk. Hasebiyle istihdama katkısı hem yeni mesleklerin Türkiye’de hayata geçmesi açısından bir kıymet arz ediyor hem de 2021 öncesinde 180 şahısken bu fabrika ve öbür lokasyonlarda vazife yapan 150 yeni arkadaşla bugün 330 nitelikli istihdamla kesimde hizmet vermeye devam ediyoruz. Bunların sayıların ötesinde nitelik açısından, onlara tanımladığımız işler ve ülkemize kazandırdığımız yeni meslekler manasında değerli olduğunu kıymetlendiriyoruz.”
Dünyada taşınabilir güce gereksinim arttıkça ki trendin bunu gösterdiğini vurgulayan Özdemir, bu meslek kümelerine dalın ilgisinin artarak devam edeceğini belirtti. Özdemir, “Batarya dizaynları yapan, yazılımları yapan, gerek mekanik, gerek elektronik, gerekse yazılım manasında teknik insanlara gereksinim duyulduğu üzere savunma ve güç alanlarında kontrat idaresi, proje idaresi, hukuk danışmanlığı yapan bireyler de mesleklerinde aslında birinci ve daha çok gereksinim duyulacak. Gün geçtikçe bu bireylerin istihdamıyla ilgili daha çok potansiyel oluşacak. Bu manada güç ve bunlarla birlikte çalışan meslek kümelerine gelecekte daha çok muhtaçlık duyulacağı, piyasada bu mesleklerin daha çok ilgi göreceği aşikar bir gerçektir.” dedi.
İNSAN KAYNAĞI YETİŞTİRMEDE ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞ BİRLİĞİ
Ahmet Turan Özdemir, savunma endüstrisinde özel alanlarda, mühimmat üretiminde, havacılık ve uzay bahislerinde üniversite yahut Ulusal Eğitim müfredatlarının her vakit muhtaçlık duyulan meslek kümelerini yetiştirecek ölçüde olmayabildiğine işaret ederek, dalın kimi vakitlerde kendi çalışanını yetiştirme yoluna gittiğini söyledi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bu noktada bölümün farklı gereksinimlerini görerek “Sektör Kampüste” isimli bir program başlattığını tabir eden Özdemir, bu programın 11 üniversite ve 11 sanayi kuruluşu olmak üzere 22 paydaşı bulunduğunu, ASPİLSAN’ın da bunlardan biri olduğunu belirtti.
Bu programa, üniversitelerde yeni müfredatların oluşturulması, yeni derslerin tanımlanması ve bölümde gereksinim duyulan alanlarda mühendislik eğitimine katkı için kendi mühendisleriyle dayanak verdiklerini vurgulayan Özdemir, “Savunma Sanayii Başkanlığımız da KÖK programıyla, farklı programlarla muhtaçlık duyan insan kaynağını karşılamak üzere değişik yapılarla bu süreçleri destekliyor. Bu manada biz münferiden tekrar Savunma Sanayii Başkanlığımızın uyumunda, onlarla birlikte bu cins programları destekliyoruz. Bir formda kesimin gereksinim duyduğu elemanı bölümün dayanağıyla birlikte ülkemiz geliştiriyor. Biz de bu manada elimizden gelen yardımı esirgemeden sağlıyoruz.” diye konuştu.
News
Ekonomi
Ekonomi
Ekonomi
Ekonomi
Ekonomi
Ekonomi
EKONOMI
EKONOMI
EKONOMI
EKONOMI