Levent Fidansoy Yazdı…
Normal hayatımıza devam ederken karşımıza rahatsız edici, huzur bozan, gereksiz masrafa neden olan uygulamalar çıkıyor.
Yaşamda en çok aranan şey huzur iken, birtakım kişilerin parasal menfaat sağlaması veya işgüzarlığı için bunlara muhatap olmak zorunda kalıyoruz.
Çözümleri zor mu?
Hayır.
Ama niyetin çözüm olması gereklidir.
Birkaç örnek verecek olursak:
- Evlenmeye karar verdiniz. Mutlusunuz. Ev açacaksınız. Bir sürü masrafa girdiniz. Nikah salonundan, belediyeden randevu aldınız.
Davetliler hazır.
Yeğeniniz fotoğraf meraklısı, “Ben çekerim” diyor.
Tören başlıyor. Birisi geliyor: “Fotoğraf çekemezsin, biz burayı ihale ile aldık,” diyor.
O telaşede umursamıyorsunuz. Sonra fotoğraflar geliyor, sizden istenen para bugüne kadar yaptığınız masrafla yarışıyor.
Fotoğrafçı denen kişi de doğru dürüst çekim yapamamış; istenmeyen kişileri çekmiş, kaynanayı mesela çekmemiş. Para verdiğinize mi yanarsınız, aile içinde yeni bir soruna mı? Meğer 935 bin TL aylık kira ödeniyormuş.
Bunu çıkartacak tabii ki evlenenlerden. Belediyenin, nikah sahiplerine “Fotoğraf çekecekseniz şu kadar makul sabit bir harç yatırın,” demesi bu kadar zor mu?
- Bir yerde yemek yemeye karar verdiniz. Hatta bu yer, rezervasyona gerek olmayan kebapçı benzeri bir yer. Ne güzel, önünde park imkanı da var.
Duruyorsunuz. Daha kapıyı açmadan, tipi pek de iyi olmayan biri kapınızı açmaya çalışıyor.
Belki hemen inmeyeceksiniz, yanınızdakilerle veya telefonla görüşmeniz gerekiyor. Adam hala kapının yanında. ABD’de olsa bana saldıracaktı, vurdum dersiniz, cezanız yok. Bizde git deseniz, “O işini yapıyor,” derler.
Huzurunuz kaçtı, arabanıza bir şey koysa, hasar verse kim sorumlu?
Restorancıya sorsan, “Onlar bizim eleman değil,” der.
Peki, hangi yetkiyle kamu yolunda böyle bir şey yapabiliyorsun?
Vale denen saçmalık, dress code mecburiyeti olan çok lüks yerler dışında kaldırılmalı.
Bu yerlerde de valeler o işletmenin kadrosunda olmalıdır.
- Şehirlerarası otobüse bilet aldınız. Gidiyorsunuz, güzel mola yerleri var. Otobüs anayoldan çıkıyor, salaş bir yerde duruyor.
Tuvalete gireceksiniz, iğrenç tuvaletler dahi ücretli, yiyecekler çok pahalı ve kalitesiz. Halbuki otobanda ücretsiz, temiz tuvaletli yerler vardı.
Sizi yolcu olarak bilet alırken otoban ücretine katkıda bulundurdular. Efendim, o yerler anlaşmalı, otobüs şirketine para ve şoförlere ücretsiz yemek veren yerlermiş.
Boşuna, otomobil yolcularına “Otobüslerin durduğu yerlerde sakın durmayın,” denmiyor. Otobüse bu kadar milyon yatırım yaptınız, bir sürü reklamla müşteri çekmeye çalışıyorsunuz.
Böyle küçük hesaplarla yolcuyu rahatsız edip, küstürmeye değer mi?
- Park yeri buldunuz, park edeceksiniz. Hemen Burbak elemanı geliyor. Aracınızın plakasını ve yeri içeren makbuzu cama koyuyor.
Saat kaçta ayrıldığınızı da yazıyor. Resmi bir kurum olmadan beni kayıt altına almaya ne hakkınız var?
KVVK’ya aykırı bir durum.
O araçla başka bir yere gittiniz. Etiket camda. Bakan, sizin saat kaçta nerede olduğunuzu görecek.
Plaka kaydı almadan niye fiş kesmezsiniz?
- Yolda gidiyorsunuz. Orta halli bir aracınız var. Arabada eşiniz, belki çocuğunuz ya da torununuz var. Yolda çevirme tabir edilen polis kontrolü var.
Siz kesin durdurulursunuz. Bu sırada yanınızdan lüks araçlar, disko müziği çalan, içinde tuhaf tiplerin olduğu Şahin türevi araçlar, egzozundan kara duman atan, farı kırık kamyonet vs. geçer.
Bunlar durdurulmaz. Çünkü birincisi zengin veya çevresi olan, şikayet eder. İkincisi, başa bela olur, en azından bağırır çağırır, belki bıçak çeker. Ama siz sessiz vatandaş görüntüsündesiniz.
Günde şu kadar kontrol edeceksiniz denmiş. Onu yapıyorlar. Bir iş yapılacaksa verimli olmalı.
- Marketler, özellikle üç harfli olanlar ve benzerleri, medya, insert vs. yollarla ilan yayınlar.
Aaa, alalım dersiniz. O ürün mahallenize hiç gelmemiştir. Başka yerde arayın denir. Marketlerinizi gruplandırıp, gıda dışı ürünleri belli yerlerde bulundurmak, vatandaştan küfür almamak bu kadar zor mu?
Bunlar ilk aklıma gelenler, daha benzer uygulamalar çok sayıda var.
