Bursa

Tarımda ve üretimde yaşanan sıkıntılara karşı ortak ses

Osmangazi Kent Konseyi Başkanı Fatma Çil Yılmaz, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı
Mustafa Berkay Aydın ve Mudanya Kent Konseyi Başkanı Ozan Kozan, 14 Mayıs
Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla ortak basın açıklaması düzenledi.
Aksungur Mahallesi’nde düzenlenen ortak basın açıklamasına Osmangazi, Nilüfer ve
Mudanya Kent Konseyi Başkanlarının yanı sıra Osmangazi Ziraat Odası Başkanı İsmail
Altınkaya, Nilüfer Ziraat Odası Başkanı Şenol Aybey, Mudanya Ziraat Odası Başkanı
Zekai Samast, Osmangazi Belediyespor Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Karayılan,
muhtarlar ve çiftçiler katıldı.
“Çiftçiler, artan ekonomik baskılarla üretimden çekilmeye zorlanıyor”
Düzenlenen ortak basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “14 Mayıs Dünya
Çiftçiler Günü’nü, ne yazık ki bu yıl da ülkemizde tarıma ve çiftçiye yönelik sürdürülen
ithalatçı ve günübirlik politikaların gölgesinde karşılıyoruz. Tarımsal girdi maliyetlerinin
yüksekliği karşısında zamanında ve yeterli destek alamayan üreticiler, artan ekonomik
baskılarla üretimden çekilmeye zorlanmaktadır. Bunun sonucunda üretimde düşüş,
pazarda fiyat artışı, tüketicide ise pahalı gıdaya erişim mücadelesi kaçınılmaz hale
gelmiştir. Üretimden kopan çiftçimizin en temel gerekçesi, yıllardır çözülemeyen kronik
yapısal sorunlardır. Tarım sektöründeki borç yükü artarken, kamu yönetiminde yaşanan
liyakat eksikliği ve kurumsal hafızanın silinmesi, kalıcı çözümler üretmeyi imkansız hale
getirmiştir. Son olarak ilimizde yaşanan zirai don felaketi ile birçok üretici ciddi zarar
görmüştür. Tüm çiftçilerimize geçmiş olsun dileklerimizi sunuyor, bakanlık desteklerinin
bu gibi doğal afetlerde daha kapsayıcı ve etkili hale getirilmesi gerektiğini önemle
vurguluyoruz.”
“Tarım sektörü, ulusal güvenlik kadar stratejik öneme sahip”
Tarım sektörünün, ulusal güvenlik kadar stratejik öneme sahip bir alan olduğuna dikkat
çekilen basın açıklamasında, “Üretimden bir kez kopan çiftçinin geri dönüşü neredeyse
imkansızdır. 1980’lerden bu yana uygulanan neoliberal politikalar, tarımsal desteklerin
azaltılması, üretime kota konulması, tarım alanlarının daraltılması ve ithalata dayalı
sistemin kurulması tarımı zayıflatmıştır. Çiftçi sayısı yarıdan fazla azalmış, gıda
güvenliği tehlikeye girmiştir. Oysa çözüm bellidir; Üretim odaklı, toplum yararını
önceleyen, kamucu bir tarım politikasına hızla geçiş şarttır. Dünya ölçeğinde yeniden
benimsenen korumacı tarım politikaları bize de yol göstermelidir. Bugün sadece bir
kutlama değil; çiftçimizin alın terine sahip çıkma, sorunlara dikkat çekme ve çözüm
yollarını hep birlikte savunma günüdür. Gıda egemenliğini, güvenliğini ve güvencesini
sağlayan bir ülke olmak istiyorsak, üreticimizin yanında, onun emeğini yücelten
politikalarla durmalıyız. Tüm çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü kutluyor,
emeğiyle toprağı yaşatan üreticilerimize minnetlerimizi sunuyoruz” ifadelerine yer verildi.

“Acil politika değişikliklerine ve yapısal reformlara ihtiyaç duyuluyor”
Tarım ve gıda alanında yaşanan sorunların çözümü için acil politika değişikliklerine ve
yapısal reformlara ihtiyaç duyulduğuna vurgu yapan Osmangazi, Nilüfer ve Mudanya
Kent Konseyi Başkanları, tarımın geleceğine katkı sunmak adına şu önerilerde bulundu:
“Tarımsal destekler, üretim takvimine uyumlu hale getirilmeli. Mazot ve gübre destekleri,
üretim alanına göre değil, ürün ve üretim esaslı olarak yeniden düzenlenmeli. Küçük aile
işletmeciliği öncelikli olarak desteklenmeli, bu yapılar üretimin sürdürülebilirliği açısından
teşvik edilmeli. Tarım alanları üzerindeki imar ve kamu yatırımı baskısı azaltılmalı; enerji
ve altyapı projelerinde alternatif alanlar tercih edilmeli. Tarım arazilerinin kullanımına
ilişkin sürdürülebilir denetim mekanizmaları kurulmalı, atıl araziler tarıma kazandırılmalı.
Kuraklığa dayanıklı türlerin üretimi teşvik edilmeli; su hasadı, modern sulama sistemleri
gibi uygulamalar yaygınlaştırılmalı. Tarımsal üretimde çevreye duyarlı ve insan sağlığını
önceleyen modeller uygulanmalı, agroekolojik yöntemlere geçiş teşvik edilmeli. Kamu
ve sivil toplum işbirlikleri güçlendirilmeli; yerelde tarım danışmanlığı, eğitim ve teknik
destek hizmetleri artırılmalı. Dijital tarım uygulamaları desteklenmeli; takip sistemleri ve
yapay zeka temelli modeller üreticiye ulaşacak şekilde yaygınlaştırılmalı. 30 yaş altı
genç çiftçilerin sosyal güvenlik primleri kamu tarafından karşılanmalı. Kadın çiftçilerin
emeklilik primleri benzer şekilde desteklenmeli, kadın kooperatifleri teşvik edilmeli.
Tersine göçü teşvik edecek kırsal kalkınma destek programları yaygınlaştırılmalı. Katma
değerli ürünlerin üretimi için teşvik mekanizmaları geliştirilmeli. Ürün muhafazasına
yönelik soğuk hava deposu, silo, freeze-dried tesisleri gibi altyapılar desteklenmeli.
Mera alanlarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı için mevzuat güçlendirilmeli,
mera ıslah çalışmaları sübvanse edilmeli. Kaba yem üretimi için özel destek programları
hayata geçirilmeli. Kamu/çiftçi ortaklı tohum, gübre gibi girdiler için destekleme
programları oluşturulmalı. Yerli tohum üretimi teşvik edilmeli, dışa bağımlılık azaltılmalı.
Kooperatifçiliğin yaygınlaştırılması için yeni kooperatiflerin kurulması desteklenmeli;
özellikle örgütsüz kırsal bölgelerde bu süreç kolaylaştırılmalı. Güdümlü yapılar yerine,
üye odaklı demokratik kooperatifçilik esas alınmalı. Kooperatifler üzerinden makine
parkları kurulmalı ve ortak kullanımlar desteklenmeli. Kooperatiflerin teknik danışmanlık
ve kapasite geliştirme hizmetlerinden faydalanması sağlanmalı. Yaş meyve-sebze
hallerinde aracılık sistemi kaldırılmalı, üretici ile tüketici arasındaki bağ güçlendirilmeli.
Tarım sigortaları yaygınlaştırılmalı, kapsamları genişletilmeli.”

Başa dön tuşu