
Hiçbiriniz haksızlık yapmış olarak mahşere gelmeyiniz.
Hz. Muhammed
Bugün Gemlik köy pazarına indim.
Açılış 50 TL ile başlayıp, 100 TL arasında koşturduk.
2.000 TL’lik alışveriş yapıp, önden 2 çekişli pazar arabasıyla boş olarak evin yolunu tuttuk.
İlk sapaktan üç harfli markete dalıp, 4 parça alışverişten sonra ödediğimiz yumurta, peynir, zeytin, ekmek ve yağ için 989 TL ödeyerek, üç harfli marketten cin çarpmış bir şekilde kapıdan çıktık.
Şimdilik vaziyet bu:
Kira…
Elektrik…
Su…
Doğalgaz…
İnternet…
Üç çocuk (“istek üzerine”).
Siz doldurun boşlukları:
22.140 TL.
Emeklinin umudu tükenmiş durumda.
Yazıldı!
Çizildi!
Konuşuldu!
Susuldu?
Sonuç:
Dokunsam ağlayacak, çaresizlikten kıvranan bir kesim.
Ve bunlara yorum yaparak ahkâm kesen şövalye takımı mı var?
İçi doldurulamayacak ağır sözler savururlar:
- “Nankör”
- “Hain”
- “Devlet düşmanı”
Kırarlar insanın kolunu, kanadını.
Bilirler ki, devlet deyince başımız dimdik!
“Allah zavallı vermesin” der, susarız.
Biz bunlara halk dilinde:
“Tuzu kuru”
“Ununu elemiş, eleğini asmış”
diyoruz.
Bir de “Yalaka” takımı var.
En ağırı ise:
“Zamları ALLAH yaptı, doları Allah çıkardı.”
Diyebilecek cesareti nereden buluyorlar!
Ne anlar tok, açın hâlinden?
İki hırka, iki hurmayla başlar edebiyata.
Süt alamayan, lokmaları boğazına dizilen annenin hakkını kim ödeyecek?
Pazar tezgahının altındaki örtünün altına gizlenerek yiyecek toplayan insanların vebalini kim ödeyecek Allah’a?
Çöp konteynerlerinden ekmek toplayan yaşlı ninenin vebalini kim ödeyecek?
Çocuğuna okula giderken harçlık veremeyen babanın, başını önüne eğip boynunun bükülmesinin ağırlığını kim verecek Allah’a?
Ya ALLAH için konuşun,
Ya da kapayın çenenizi.
Daha fazla kırmayın mazlumun kalbini!
RAHMAN ve RAHİM olan biricik ALLAH’ımız,
Mazlumun kalbinde olduğunu ayet-i kerimelerinde belirtmişti.
Cebini €/$ maaşlarla dolduranlar!
Göbeği ve cebi şiş olanlar!
Klavyenin başında sallamak kolay değil mi?
O elini klavyeden kaldırıp vicdanına koyarsan,
Amel defterine iki hesap güzel yazılır faizsiz!
Hoşça kalın, benimle kalın.
Fazla uzağa gitmeyin, aramayayım sizleri.
M & DEV