
Yerel yönetimlerin en çok sınandığı alanlardan biri şüphesiz sahaya çıkma becerisidir.
Yani sorunları yerinde tespit etmek, talepleri doğrudan dinlemek ve çözüm için yüz yüze iletişim kurmak…
Osmangazi’de son dönemde gözlemlenen tablo da tam olarak bu yönde şekilleniyor.
Belediye Başkanı Erkan Aydın, göreve geldikten sonra neredeyse her hafta bir mahallede…
Son duraklardan biri de Soğanlı Mahallesi oldu.
Mahalle muhtarlığı önünde düzenlenen kahvaltı programı,
vatandaşların doğrudan temas kurduğu, taleplerini ilettiği bir zemin oluşturdu.
Katılımcılar arasında CHP Osmangazi İlçe Başkanı, Muhtarlar Derneği yetkilileri ve çevre mahalle muhtarları da vardı.
Kahvaltının ötesinde, konuşulan asıl mesele günlük sorunlar ve yerel beklentilerdi.
İstenenler netti:
Yol düzenlemeleri, altyapı eksikleri, sosyal alan ihtiyacı ve temizlik hizmetleri…
Başkan Aydın ise bu talepleri not ederek, belediye imkânları ölçüsünde çözümler üretileceğini belirtti.
Klasik anlamda vaat vermek yerine, imkânlara bağlı çözüm vurgusu dikkat çekiciydi.
Ancak bu ziyaretler tekil değil.
Kemerçeşme Mahallesi gibi farklı bölgelerde de benzer buluşmalar gerçekleşiyor.
Bu tür mahalle gezileriyle birlikte, yönetimin yerel nabzı tutma çabası gözle görülür hâle geliyor.
Öte yandan sadece rutin sorunlar değil, daha yapısal adımlar da gündemde.
Örneğin, Çiftehavuzlar Mahallesi’nde planlanan kentsel dönüşüm projesi…
Projenin teknik detayları tamamlanmak üzere.
Yaklaşık 300 bağımsız birimin, depreme dayanıklı şekilde yeniden inşa edilmesi planlanıyor.
Çevre Bakanlığı’yla yürütülen süreç de olumlu sonuçlanmış gibi görünüyor.
Bu kapsamda, kentsel dönüşümün sadece bina yenilemek değil,
sosyal dokuyu da gözeten bir anlayışla yürütülmesi beklentisi var.
Fakat bu tabloya başka bir boyuttan da bakmak gerekiyor.
Göreve geldiği günden bu yana, Başkan Aydın hakkında zaman zaman algı çalışmaları,
dedikodular, komplo teorileri kamuoyuna yansıdı.
Bazı kesimler, farklı bir partiden gelmesini gerekçe göstererek
yönetemez, başaramaz gibi önyargılarla yaklaşmaya çalıştı.
Ancak görünen o ki, bu çabalar karşılık bulmadı.
Ne yazıldıysa, ne söylendiyse,
o söylemler Aydın’ın işine odaklanmasının önüne geçemedi.
İşine baktı,
sahaya çıktı,
seçim döneminde verdiği sözleri hayata geçirmeye devam etti.
Burada durup bir şeyin altını çizmek gerekiyor:
Artık “o partiden bu partiden” demekten vazgeçmenin zamanı gelmedi mi?
Neticede bu kişi sandıktan çıktı.
İstesek de, istemesek de…
Sevsek de, eleştirsek de…
Bu görevde beş yıl boyunca kalacak.
Sonuçta kazanan o oldu.
Şu ana kadar görünen o ki, sahaya dönük ciddi bir mesai, yatırımlar ve düzenli bir tempo var.
İşler kötüye değil, iyiye doğru gidiyor gibi duruyor.
Daha da iyi şeylerin olacağı yönünde bir beklenti oluşmuş durumda.
Ama yine de…
Bekleyip göreceğiz.
Yapılacak olan belli:
İcraatlara bakmak.
Yaparsa takdir etmek,
yapmazsa insanca eleştirmek.
Ama çamur at izi kalsın yöntemleriyle değil.
Sahici ve yapıcı bir dille.
Bugün Osmangazi’de halkla iç içe bir görüntü veren belediye yönetimi,
yarın bunu somut projelere dönüştürmezse, halkın beklentileri yerini hayal kırıklığına bırakabilir.
Ancak eğer ziyaretler; popülizme değil, kalıcı çözümlere kapı aralarsa,
bu temaslar ileride iyi birer örnek uygulama olarak anılabilir.
Sonuç:
Yerel yönetimlerin başarısı,
yapılan binaların yüksekliğinde değil,
vatandaşla kurduğu ilişkinin doğallığında gizlidir.
Osmangazi’de şu an görünen tablo,
sahaya inen bir yönetim modeli…
Ama asıl başarı;
vaatlerle değil, zamanla ölçülecek.
Ve zaman, herkes için en tarafsız hakem olmaya devam edecek.