Rüzgar türbinlerine akademik incelemeye TÜBİTAK’tan dayanak

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yaşar Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü akademisyenleri Prof. Dr. Özgür Eğilmez ve Dr. Carmen Amaddeo’nun yer aldığı projeyle, ülkemizin güç üretimindeki hissesi yüzde 7,42’ye çıkan rüzgar gücünü elde etmek için kullanılan türbinlerin; rüzgar, ısı, nem üzere mevsimsel etkiler ve mümkün zelzeleler karşısında yaşayabilecekleri incelenecek. Sayıları 2019 sonu prestijiyle ülke genelinde 3 bin 285’e kadar ulaşan rüzgar türbinlerinin geleceğine ışık tutacak proje, TÜBİTAK tarafından desteklenmeye hak kazandı.

Yaşar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünden Dr. Carmen Amaddeo’nun yönetici, Prof. Dr. Özgür Eğilmez ile Dokuz Eylül Üniversitesinden Prof. Dr. Özgür Özçelik ve Dr. Öğretim Üyesi Serkan Günel’in araştırmacı olarak yer aldığı rüzgar türbinlerini inceleyecek proje, TÜBİTAK 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projeleri Destekleme Programı kapsamında desteklenecek. Rüzgar gücünün; rüzgarın parasız ve pak olmasının yanı sıra kısa yatırım geri dönüş müddetleriyle son yılların önemli ve cazip güç kaynaklarından olduğunu dile getiren Proje Yöneticisi Dr. Carmen Amaddeo, “Bu avantajlar, güç bölümünün daha yüksek, daha büyük ve daha gelişmiş rüzgar türbinleri inşa etmesi yönünde giderek artan bir talep oluşturuyor. Ülke genelinde 2019 sonu prestijiyle 3 bin 285 şurası rüzgar türbini bulunuyor ve kuleler, daha fazla güç üretilmesi için son 10 yılda daha büyük ve daha uzun inşa edilmeye başlandı; lakin bunların hiç aksamadan güç üretebilmesi ve ömürleri boyunca fonksiyonel kalabilmeleri, bu devasa yapıların yapısal bütünlüklerinin izlenmesi gerekliliğini de doğuruyor. 2 yıl sürecek bu projenin çıktıları, rüzgar türbinlerin geleceğine ışık tutacak” diyerek projenin çıkış noktasını anlattı.

Bu yapıların dizaynını iyileştirmek ve geliştirmek için gerçekçi çalışma koşulları altında uzun dönemli, daima bilgi toplanmasının büyük bir gereklilik olduğunu tabir eden Prof. Dr. Özgür Eğilmez, “Bu proje kapsamında, etkin haldeki büyük ölçekli bir rüzgar türbinine; ivme ölçer, ısı ölçer, nem ölçer, rüzgar izleme istasyonu üzere çeşitli algılayıcılar yerleştirilecek. Bu algılayıcılarla uzun dönemli dinamik data toplanacak. Bu veriler, çeşitli yöntemlerle tahlil edilecek. Bu da tüm bu faktörlerin, türbin kulesini nasıl etkilediğine ilişkin önemli bilgiler verecek” dedi.

Zelzele karşısındaki muhtemel hasarlar ölçülecek

Türbin kulesinin uzun dönemli ve daima olarak izlenecek olmasının, bu türlü bir yapının zelzele reaksiyonunun ölçülmesi imkanını da doğuracağını dile getiren Prof. Dr. Demirtaş, “Projenin bu yönü, bu tip yapıların zelzele talebinin daha gerçekçi belirlenmesini sağlayacak ve zelzele bölgelerinde yapılacak türbin dizaynının iyileştirilmesi konusuna önemli katkılar koyacak; ayrıyeten, farklı rüzgar suratları ve sarsıntılar karşısındaki etkiler de modeller üzerinde incelenerek tahliller gerçekleştirilecek. Bu tahliller kullanılarak türbin için çeşitli hasar/performans düzeyleri belirlenecek. Muhtemel hasar verici bir sarsıntı sonrasında, sarsıntı sırasındaki rüzgar suratı da dikkate alınarak türbinin hangi performans/hasar düzeyinde olabileceği otomatik olarak varsayım edilecek” diye konuştu.

Türkiye Rüzgar Gücü Birliğinin (TÜREB) 2019 yılı Rüzgar Gücü İstatistikleri Raporuna nazaran, ülkemizde rüzgar gücü santrallerinin şurası gücü, geçen yıl sonunda 8 bin 56 megavata ulaştı. Kesimde, konseyi güç 10 yılda 10 kat artarken, 2019 sonu prestijiyle 198 santral bulunuyor. Türkiye’deki rüzgar gücü santrallerinin elektrik üretimindeki hissesi ortalaması ise 2019’da yüzde 7,42 oldu. İşletmedeki rüzgar gücü santrallerinin şurası güç bakımından yüzde 38,5’i Ege, yüzde 34,7’si Marmara, yüzde 12,3’ü ise Akdeniz bölgelerinde bulunuyor. Türkiye’de geçen yıl il bazında rüzgar gücünde toplam heyeti kapasite sıralamasında bin 549 megavat konseyi güçle İzmir ilk sırada yer alırken, İzmir’i bin 363 megavat heyeti güçle Balıkesir ve 689,9 megavat şurası güçle Manisa izliyor.