
Rusya Direkt Yatırımlar Fonu (RFPİ) Başkanı Kirill Dmitriyev, “Memnuniyetle karşılasak da, birtakım büyük ilaç şirketlerinin bu taahhüdünün yetersiz olduğuna inanıyoruz, çünkü kanserojen etkiler ile mRNA ve maymun adenoviral vektör tabanlı platform üzere yeni geliştirilen aşı teknolojilerinin doğurganlık üzerindeki tesiri üzerine uzun vadeli çalışmaların eksikliğini tartışmıyor. Rusya’nın geliştirdiği Sputnik V aşısında kullanılan insan adenoviral vektör tabanlı platformun tersine, mRNA ve maymun adenoviral vektör tabanlı platformlar üzerinde uzun müddettir çalışma yapılmıyor. Bu aşıları geliştiren şirketlerden kimileri ‘güvenlik taahhütnamesini’ imzaladıkları için halk sıhhatinin ve güvenliğin önemli yan etkilerin olmadığına dair yalnızca kısa vadeli kanıtlar istemekle kalmaz, tıpkı zamanda güvenliğin ve etkililiğin uzun vadeli çalışmaların sonuçlarıyla doğrulanmasını gerektirir” sözlerini kullandı.
“Bu şirketler, bir yandan güvenlik taahhütnamesini imzalarken başka yandan da aşılarını satın alan ülkelere kendilerine dava açmayacaklarına dair garanti vermeleri için baskı yapıyor” diyen Dmitriyev, milletlerarası düzenleyici kuruluşların kendi ülkelerindeki tescil adayı aşıları değerlendirirken önemli yan etkilerin bulunmadığına dair uzun vadeli delil talep etmeleri gerektiğine inandıklarını vurguladı.
Dmitriyev, ilaç firmalarının geliştirdikleri aşıların yol açtığı potansiyel uzun vadeli yan etkilere ilişkin olarak taahhütnamelerinde sorumluluk almaları gerektiğini ve aşılamadan sonra insanların olumsuz yan etkilere maruz kalması durumunda bu riskleri kamuoyuna duyurmaları gerektiğini vurguladı.
Güvenlik taahhütnamesine imza atan AstraZeneca, BioNTech, GlaxoSmithKline, Johnson & Johnson, Merck, Moderna, Novavax, Pfizer ve Sanofi şirketleri, aşılanan bireylerin güvenliğini ve sıhhatini her zaman en önemli öncelik olarak göreceklerini belirtmişti.
Klinik testlerin yapılması ve üretim süreçlerinin hassasiyetiyle ilgili yüksek bilimsel ve etik standartlara bağlı kalmaya devam edeceklerini taahhüt eden şirketler, yalnızca 3. kademe klinik testin akabinde aşının inançlı ve etkili olduğunun anlaşılması durumunda onay ya da acil kullanım yetkisi için başvuracaklarını vurgulamıştı.