Yazarlar

Psikoterapi Nedir?

Bir köşe yazımla daha sizlerle birlikteyim. Bu yazıda bizlere en çok sorulan bir soruya değinmek istiyorum. Gerek dışarıdan, gerekse bize gelirken danışanların aklını kurcalayan “Biz şimdi ne anlatacağız? Seanslarda ne konuşulur ki?” sorusunu biraz açıklamak istiyorum.

Esasında işin özü şu: Biz psikologlar, sorunların çözümünde sadece yol gösterici bir rol oynamaktayız. Sorunun çözümü, çoğu zaman tarafsız ve farklı bir bakış açısıyla bakmak oluyor. Bu bakış açısıyla belirlediğimiz yol, çözüm alternatifleri içerisinde birlikte gideceğimiz yola ışık tutmak olarak tanımlanabilir. Bu, bazen “yansıtma” dediğimiz yani danışanın içselleştirdiği durumun tam tersi olan dışarıdan tarafsız bakış yöntemleri sunmak, bazen de birlikte alternatif çözüm yolları aramak şeklinde olmaktadır.

Şimdi akıllara şu soru gelebilir: Herkes terapiye gidebilir mi? Yani sorunları çözmek terapi seanslarına başlamakla mümkün mü? Bu tabii ki mümkün, ama buradaki en önemli etken danışanın sorunlarını kabul edip çözmek istemesi. Bu sorunlar geçmişe, hatta bazen çok eskiye dayanabiliyor. Kişi bazen bunu kendi hatası ya da değişmeyecek kaderinin bir parçası olarak görebiliyor. Çoğu zaman da sorunların etrafında şekillenen hayat biçimleri ya da geliştirilmiş davranışlar söz konusu olabiliyor.

Yaşam bu şekilde devam ettiğinde ise genelde ağır bir yük, bazen de içinden çıkılamayan sıkıntılar üst üste birikip daha büyük sorunlar yaratabiliyor. Kişi, geçmişe takılıp hep aynı sorunları ya da tepki olarak geliştirdiği hatalı davranışlarının pişmanlığını yaşarken, kendini çıkılmaz bir sarmal içinde bulabiliyor. O zaman hayat daha da zor gelmeye başlıyor ve bunun sonucunda yaşamdan tat almama, depresif haller gibi durumlar oluşabiliyor.

Bu gibi durumların sonucunda birçok olumsuz noktadan söz edebiliriz. Bunların içinde uyku sorunları, zararlı alışkanlıklar, madde kullanımı, sosyal anksiyete ve panik atak gibi yaşam kalitesini zorlayıcı birçok örnek verilebilir.

Şunu unutmamak lazım ki, taşınan bu ağırlıklar zamanla daha fazla yorgunluğa ve bıkkınlığa yol açmaktadır. Birçok fiziksel hastalığın başlangıcı ve oluşum nedeni de mutsuz bir yaşam döngüsü ve yaşama isteksizliğinden kaynaklanmaktadır.

Sağlıklı bir yaşam için sorunlarınızı paylaşmaktan ve profesyonel destek almaktan çekinmeyin.

Uzman Psikolog Diğdem Keskin

Başa dön tuşu