Op. Dr. Emine Zeynep Yılmaz, çikolata kistinin yanı sıra birçok rahatsızlığın pelvik ağrıları tetiklediğini belirterek “Ağrının kaynağı bulunarak maksada yönelik tedavi uygulanmalı. Ayrıyeten E vitamini, balık yağı kullanılmalı” dedi.
Esenler Medipol Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Emine Zeynep Yılmaz, pelvik ağrıların altında birçok sebebin olabileceğine işaret etti. Yaptığı açıklamada Yılmaz, “Pelvik ağrıların en az 3-6 ay aralığında yahut daha uzun müddette olan göbek altından leğen kemiğine dek uzanan bölgede hissedilen ve işlevsel kayba sebebiyet veren ağrılar olarak tanımlanıyor” dedi.
“Ağrıları ayakta durmak başlatıyor”
Toplumda yüzde 4 ila 16 oranında pelvik ağrıların görüldüğüne işaret eden Op. Dr. Emine Yılmaz “Sadece pelvik ağrısı olan kadınların üçte biri tedavi arayışında. Ağrılar genelde orta şiddette, künt, keskin yahut kramp şeklinde olabilir. Genelde karnın alt kısmında yahut kasıklarda tanım edilir. Tuvalette, merdiven çıkarken yahut cinsel ilişki esnasında başlayabilir. Sıklıkla ayakta durmak ağrıları başlatır. Ağrılar hafifçe çok şiddetliye gerçek uzanabilir. Pelvik ağrılarda en sık rastlanan jinekolojik sebeplere ilişkin şu bilgileri paylaştı: Çikolata kisti, instertisyel sistit ve pelvik tabandaki kas spazmına bağlı pelvik ağrı hissedilebilir. Birtakım kadınlarda sebep bulunamaz, bu hem hasta hem de hekim için sıkıntı bir durumdur. Sebebi bulunamayan hastalardaki sorun genelde santral hudut sistemine bağlı olur. Bu şart sıklıkla çok merkezli ağrı ve eşlik eden çok yorgunluk, hafıza sorunları ve kalitesiz uyku ile birlikte bulunur” biçiminde konuştu.
“Kanser tehditi de unutulmamalı”
Kadınlarda jinekolojik olarak en çok çikolata kistinin görüldüğünü tabir eden Yılmaz “Pelvik ağrı nedeniyle ameliyat edilen hastaların yüzde 20 ila 80’inde çikolata kistine rastlanır. Lakin; her çikolata kisti varlığında pelvik ağrı olur manası çıkmamalı. Zira bunun dışında rahimdeki birtakım kitleler (myom, adenomyozis gibi), geçirilmiş cerrahiye bağlı karın içi yapışıklıklar ve de önemli pelvik enfeksiyonlar yeniden pelvik ağrıya sebep olabilir. Nadiren de olsa kanser tehtidi de unutulmamalı” tabirlerini kullandı.
“Duruş bozukluğu da bir öbür faktör”
Jinekolojik sebepler dışında kimi sindirim sistemi rahatsızlıklarının da pelvik ağrılara neden olabileceğini vurgulayan Yılmaz, “İrritable ya da inflamatuar bağırsak hastalıkları, Çölyak ve kronik kabızlık da pelvik ağrılara neden olabilir. Pelvik ağrı sebepleri olarak üriner sisteme bakıldığında sistit, ağrılı mesane, böbrek taşı, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu, kas iskelet sisteminde miyofasyal pelvik ağrı sendromu, fibromiyalji, kötü postür (duruş) ve fıtıklar, kimi hudutların sıkışması da nörolojik sebepler doğurur. Örneğin devamlı bisiklet kullanan yahut cet binen hastalarda pelvis ve perine bölgesinde pudandel nöralji gelişebilir. Ruhsal olarak bakıldığında fizikî tacize uğrama, depresyon, uyku bozuklukları pelvik ağrı sebebidir” dedi.
“Cerrahi müdahale gerekebilir”
Öncelikle ağrının kaynağının bulunarak maksada yönelik tedavinin uygulanmasına dikkati çeken Yılmaz, “Bunun için fizik muayene, kan tahlilleri, kültürler ve hiçbir sebep bulunamazsa ameliyat gerekebilir. Başlangıç tedavisi olarak ağızdan alınan ağrı kesiciler kullanılabilir. Şayet tatmin edici bir sonuç alınmazsa daha kuvvetli ağrı kesicilere geçilebilir ve antidepresan, antikonvülzan ilaçlar nöropatik ağrılarda yardımcı olabilir. Enfeksiyon durumlarında antibiyotik kullanılır. Karına sıcak soğuk uygulama, germe antrenmanları, masaj üzere fizik tedavi terapilerini hekiminiz önerebilir. Birtakım durumlarda cerrahi gerekebilir, ki bu durumlar hudut harabiyeti yaratmaya yöneliktir. Gereken durumlarda hormon tedavisi uygulanabilir. Bunun dışında E vitamini, balık yağı, düşük yağlı diyet, antrenman, akupunktur kullanılabilir” formunda kelamlarını tamamladı.
