Yazarlar

Özgür Özel ile CHP’nin Değişim Hamlesi

Türkiye siyaseti, son dönemlerde yeni yaklaşımlar ve politikalarla dikkat çekici bir değişim sürecinden geçiyor. 

CHP, yıllardır süregelen muhalefet pozisyonundan farklı olarak toplumda yeni bir yer edinmek ve daha yapıcı bir tutum benimsemek için adımlar atıyor. 

Kuşkusuz sadece sol seçmen kitlesiyle seçim kazanmanın mümkün olmadığını geç de olsa fark etmiş durumdalar. 

Yani, Türkiye partisi olma yolunu tercih etmeye yöneldiler.

Bu değişim, sadece CHP’nin iç yapısını değil, genel anlamda Türkiye siyasetinin tüm dinamiklerini etkileme potansiyeline sahip. 

Özellikle Özgür Özel liderliğinde izlenen bu yeni yol haritası, hem parti içinde hem de toplumun geniş kesimlerinde yankı uyandırıyor. 

Parti içinde belli bir kesim muhalefet etse de yeni yaklaşımın ufku açık CHP’liler tarafından desteklendiği ve geleceğe umut aktarmaya yönelik gelişme olarak değerlendirildiği ortada.

İşte bu noktada CHP’nin bu yeni stratejisi ve toplumdaki yansıması üzerine odaklanmak*, önümüzdeki dönemin siyaset sahnesini daha iyi anlamamıza olanak tanıyabilir. 

Özgür Özel’in yeni politikası, CHP’nin toplumda farklı bir yere konulmasına zemin hazırlıyor. 

Parti içindeki bazı grupların bu yaklaşımdan rahatsızlık duyduğu gözlemlense de, asıl önemli olan CHP’nin toplumda kendine yer bulabilme çabası.

CHP’nin yıllardır karşısında konumlandığı AK Parti ile daha yapıcı bir diyalog sürecine girmesi, uzun yıllardır süregelen gerginliklerden yorulan halk nezdinde büyük bir yankı uyandırdı. 

Geçtiğimiz günlerde, Özel’in New York Belediye Başkanı hakkında Türkevi ile ilgili rüşvet iddialarını yalanlaması ve Meclis açılışında CHP grubunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ayakta karşılaması ve alkışlamasına Kemal Kılıçdaroğlu, tepki gösterdi.

Özel ve yönetiminin tutumunu eleştirirken, “Biz CHP’liler yalnızca halk için ayağa kalkarız!”ifadelerini kullandı.

Bu sert çıkış, CHP’de liderlik değişimi sonrası Özgür Özel’in izlediği yeni politikanın parti içinde nasıl karşılandığını açıkça ortaya koyuyor. 

Aslında Özel, sadece milletle değil devletle de CHP’yi yakınlaştırıp, modern siyasetin önemli örneklerini sergiliyor. 

Vatandaş, partiler arası egolar ve kavgalar yerine daha olumlu, ılımlı ve kavgasız bir politika bekliyor

Erdoğan da Özel de bu beklentiyi görmezden gelmeyerek, toplumun taleplerine kulak verdiler ve gerekeni yaptılar.

Bu hareket, sadece CHP’nin değil, Türk siyasetinin de yeni bir döneme girmesi gerektiğine dair önemli bir mesaj içeriyor. 

Toplum, liderlerden daha fazla kavga, gerginlik veya ayrışma değil; barışçıl, yapıcı ve toplumun faydasına olacak bir siyaset bekliyor. 

Özgür Özel’in attığı bu adımlar da aslında bu talebin bir yansıması olarak görülebilir. 

Bu yaklaşım, parti içinde bazı kesimlerin hoşuna gitmese de, toplumun geniş bir kesimi tarafından destekleniyor. 

Özellikle gençler ve kutuplaşmadan uzak, çözüm odaklı bir politika isteyen kesimler, Özel’in bu tavrını olumlu karşılıyor.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın da bu yapıcı tavra sıcak bakarak partiler arası uyumun önemine değinmesi ve olumlu adım atması da çok değerli.

Özgür Özel’in bu barışçıl politikası, partisine de önemli bir prim kazandırdı. 

Sadece kendi tabanında değil, diğer parti seçmenlerinde de olumlu bir etki yaratan bu politika, CHP’nin kendisini daha geniş kitlelere ifade edebilmesi adına büyük bir fırsat sundu.

Bu türden bir siyaset, gelecekte CHP’nin toplumda daha geniş bir kabul görmesine ve kutuplaşmış siyasi atmosferin değişmesine katkı sunabilir. 

Özgür Özel’in AK Parti ile yürüttüğü yumuşama politikası, Türk siyasetinin ihtiyacı olan barışçıl bir değişimin işaret fişeği olarak değerlendirilebilir.

Partiler arası kavga ve çekişmelerden bıkmış bir toplumun liderlerden beklediği değişim tam da bu. 

Bu politikaların Özel ve CHP açısından kısa vadede nasıl sonuç vereceği belirsiz olsa da, uzun vadede toplumun faydasına olacak bir zemin oluşturduğu görülüyor.

Günümüzün giderek zorlaşan siyasi atmosferinde, diyalog ve karşılıklı saygıya dayalı bir siyaset, Türk siyasetinin geleceği için umut verici bir başlangıç olabilir.

CHP’nin son dönemde etkili olan siyasetinin Türk siyasetinde de kalıpları yerinden oynatmaya başladığını da söylemeliyim.

Devlet Bahçeli’nin DEM partililerle tokalaşması ve yeni dönemle ilgili sözleri de bu anlamda oldukça dikkat çekici. 

Ülkücü camiada bile oldukça temkinli karşılanan bu durum, ülkenin geleceği ve siyasetin yeni açılımları hakkında da öncü bir haberci gibi.

Bakalım siyaset önümüzdeki süreçte ne tür sürprizleri karşımıza çıkaracak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu