Orhan Sarıbal’dan 7 Yıllık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Değerlendirmesi

Siyasi ve Ekonomik Kronolojide 7 Yıl
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği kapsamlı bir basın toplantısında, 24 Haziran 2018’de yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin detaylı bilançosunu kamuoyuyla paylaştı. Sarıbal, bu sistemi “istikrar, refah ve sürdürülebilir büyüme” vaatleriyle lanse eden iktidarın, ne yazık ki ekonomiden yargıya, eğitimden toplumsal barışa kadar pek çok alanda ciddi tahribatlar yarattığını vurguladı. Sarıbal, “Türkiye, ekonomik kriz, baskıcı yönetim anlayışı ve toplumsal bölünmelerle karşı karşıya. Tek adam rejimi, halkı yoksulluğa ve umutsuzluğa mahkum etti” şeklinde sert bir değerlendirmede bulundu.
Merkeziyetçilik ve Kurumsal Çöküş
Sarıbal, iktidarın tüm yetkileri tek noktada topladığını, liyakat yerine sadakat ilkesinin benimsendiğini belirterek, özellikle 6 Şubat depremlerinde yaşanan koordinasyon eksikliği ve yönetimsel karmaşanın derinleştiğine dikkat çekti. “Saray merkezli yönetim anlayışı, hukuki ve toplumsal düzeni ciddi ölçüde zayıflattı. Tarikatlar ve mafya benzeri yapıların güçlenmesine zemin hazırladı. Gazeteciler, akademisyenler ve muhalif sesler susturulurken, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları hiçe sayıldı” diye ekledi.
Ekonomik Durum ve İşsizlikte Devasa Artış
Sarıbal, ekonomik tabloyu çarpıcı istatistiklerle özetledi:
- İşsizlik: 2018 yılında 5,6 milyon olan geniş tanımlı işsiz sayısı, 2025’te yaklaşık 13 milyona yükseldi. İşsizlik oranı ise %16,3 seviyesinden %32,2’ye çıktı.
- Enflasyon: Son yedi yılda %788 oranında artış göstererek, çalışanların gelirlerini eritti. Gıda fiyatları 11 kat artarken, ilaç ve kira fiyatları %1.000’in üzerinde yükseldi.
- Yoksulluk: Açlık sınırı 1.686 TL’den 25 bin TL’ye, yoksulluk sınırı ise 5.833 TL’den 81 bin TL’ye yükseldi. Yaklaşık 18,6 milyon vatandaş yoksulluk tehdidi altında yaşam mücadelesi veriyor.
- Borçlar: Bireysel kredi ve kredi kartı borçları 563 milyar TL’den 4,8 trilyon TL’ye, çiftçi borçları ise 98,4 milyar TL’den 1 trilyon TL’ye ulaşmış durumda. Sarıbal, “Kur korumalı mevduat uygulamasıyla halkın kaynakları zenginlere aktarıldı. Emeklilerin %68’i çalışan olmak zorunda kalıyor” dedi.
Tarımda Çöküş ve Toplumsal Gerileme
Tarım sektörünün GSYH içindeki payı %6’dan %5,6’ya, istihdam payı ise %18,4’ten %14,8’e geriledi. Çiftçi sayısı 1 milyon seviyesinden 419 bine düştü. 2018-2025 döneminde yaklaşık 6,3 milyar dolarlık hayvan ithalatı gerçekleşti. Sarıbal, “Başkanlık rejimi, tarımı bitirdi ve ülke ekonomisini zayıflattı” diyerek endişelerini dile getirdi.
Uluslararası Endekslerde Türkiye’nin Düşüşü
Sarıbal, küresel endekslerdeki olumsuz tabloyu da gözler önüne serdi. Türkiye, 2018’den beri “Özgür Olmayan Ülkeler” kategorisinde yer almakta. Hukukun Üstünlüğü Endeksi: 2018’de %101 iken 2025’te 117. sıraya geriledi. Basın Özgürlüğü Endeksi: 157’den 159’a düştü. Yolsuzluk Algı Endeksi: ise 78’den 107. sıraya geriledi. Sarıbal, “Bu tablo, ülkenin yönetim ve hukuk alanında ciddi bir gerileme içinde olduğunu gösteriyor. Bu durum, halkın iradesini ve temel haklarını tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.
Sonuç ve Çağrı
Sarıbal, “Bu büyük enkazı kaldırmak, halkın iradesini yeniden hakim kılmak ve ülkeyi ileriye taşımak mücadeleyle mümkün olur. Türkiye ya bu rant ve iktidar düzeninden kurtulacak ya da halkçı, laik ve bağımsız bir yönetim anlayışıyla ayağa kalkacak” diyerek sözlerini tamamladı.