a

O eller kırılmalı!

https://haberyum.com/wp-content/uploads/2023/08/masal-bahçe.png https://haberyum.com/wp-content/uploads/2023/10/134X550.jpg

Türk halkının aritmetiğini, metodolojisini, irfanını, ihlasını ve ferasetini bilmeyenlerin hüsranla yoğrulduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. 

Bu topraklarda bir şey yapmak, bir yere gelmek istiyorsan önce bu toprağın insanını iyice tanıyacaksın. Ona göre adım atıp ona göre vaziyet alacaksın. 

Son dönemde şaşırıyoruz ama şaşırdığımıza dönüp bir kez daha şaşırmak zorunda kalıyoruz açıkçası. 

Çok tuhaf değil mi? 

14 Mayıs seçimlerinin sonucunu Türkiye’de sadece bir avuç radikal şaşırtması normal de, bu radikalleri dizginlemekle yükümlü olanların azgınlara azgın katma çabası çok tuhaf.

Değerleri, simgeleri, kavramları yok etmek için ciddi bir çaba ciddi bir savaş veriyorlar adeta. 

Yalan, algı, provokasyon için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. 

Bu kesimi biliyoruz, hiç değişmezler ama ya onlara uyanlar. 

Bu kadar ağır dezenformasyon yaşanırken örneğin Temel Karamollaoğlu ve Saadet Partisi’nin siyasi dolandırıcılık yoluyla elde ettiği 10 vekil için bunlara susması normal mi? 

Bile isteye kültürümüze inançlarımıza çocuklarımıza, insanımıza saldırılırken susmak? 

Zulme ses çıkarmayan dilsiz şeytandır düsturu nerede kaldı?

Bir koltuk uğruna, İYİ Parti’de hem vekil yapılan ilginç tipler hem de oynanan piyese ses çıkarmamak hangi değerimize hangi kültüre hangi inancımıza sığıyor. 

Kitapta yeri var mı;

Meral Abla ve avanesi? 

Bir selamıyla Anadolu’yu ayağa kaldıracakken, CHP’yi siyaseten taklaya getirip hacminin bin katı milletvekili kapan Ahmet Davutoğlu? 

Türk devleti nisan vermeli bu isme. 

Hep başkalarının sırtından acayip bir siyasi kariyer yapmış durumda. 

Emeği yok kazancı çok. 

DEVA ve DP için söylenecek söze, tüketicecek mürekkebe yazık olur. 

Satranç tahtasında piyon olma rolünden öteye geçemeyeceklerini ortaya koydular. 

Zaman zaman işte piyon da fil yiyebiliyor ancak sonu oyun dışı kalmakla son buluyor. 

Aslında 14 Mayıs sonuçlarıyla birlikte kaybedenler kulübünün üye kayıtları kapandı sanıyorduk ama dış kulvardan Sinan Oğan rüzgar gibi gelip son üye olmak için adeta büyük bir enerji harcamaya başladı. 

Daha o akşam tepki oylarının kendisinde toplanmasını, sanki oylar konsolide olarak ondaymış gibi davranarak, giriş yaptı. 

Meral Akşener’in  masa için ‘kumar masası’ deyiminden hareketle kartlarını ortaya sürdü. 

Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ve bakanlık dahil taleplerini sıralayıp kim verirse ona varırım mesajları göndermeye başladı. 

Oysa zaten Cumhur İttifakı bu tür pazarlıklara kapalı ve Sinan’ın varsa eğer kitlesinin de eli Cumhur ittifakına soğuk. 

Orada bir nişan bile çıkmaz. 

Zaten Sinan Oğan ve Ümit Özdağ, gözünü promosyon babımda cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ve bakanlık dağıtan Kemal Kılıçdaroğlu’na çevirmiş durumdaydı 

Ve;

Cumhur İttifakı ilgilenmiyoruz demeden önce pazarlık yapılarak tamamlanmalıydı. 

Oysa gelecek için ümit vaad eden bir oy oranına ulaşmış, ülkücü bir arkadaşın deyimiyle altın vuruşu yapacak noktaya getirmişti kader Sinan Oğan’ı. Bana oy verenlerin iradesine saygısızlık olur benim işaret vermem, bana irade gösterip oy kullanan seçmen, ikinci turda da kendi iradesiyle gönlü nereyi istiyorsa ona o verir diyebilirdi. 

Demek ki fırsatın gelmesi değil önemli olan o fırsatı akılla yoğurup büyük fotoğraf için kullanmak da bir meziyet ve asıl şans işte o fırsatı doğru değerlendirmek. 

Seçimin bittiğini herkes biliyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kazandığını ve ikinci turun da sadece tescil turu olduğunu birazcık siyaset bilen herkes okuyor. 

Buna rağmen kaybedenden taraf olmak bir bakıma Japonların harakirisi. 

Sinan Oğan, geleceğe dair planları, hedefleri ve hayalleri olan biri olarak görünüyordu ancak, ilk dalgada gemiyi batıran kaptan olarak siyasi tarihe geçmek üzere. 

Neyse gelelim şu sosyal medyaya ve gençlere. 

Sosyal medyada cühela bir grup var. 

Kendileri fenomen vs isimlerle anılıyor. 

Bir de tabi büyük kısmı ülkenin en yobaz ve bayağılığı aşamayan adı sanatçı kendisi daha çok madrabaz olan tipleri var. 

Ve bedenleri ile şuh kahkahaları dışında ne maharetleri olmadığımız ünlü tipler. 

Bir yalan uyduruyorlar tek bir harfi bile doğru olmayan. 

Köpürtüyorlar sosyal medyada. 

Gençler bir tek sorgulama yapmadan bu algı operasyonlarına kapılıyor.

Ve;

Emme basma tulumba gibi aynı şeyleri tekrar ediyorlar. 

Bir reklam bir algı rüzgarına kapılıyorlar. 

Oysa ne beklediklerini bile bilmediklerine yemin edebilirim ama ispat edemem. 

İktidarın özellikle ilgili bakanlıkların gerek bu sosyal medya soytarılıkları gerekse gençlerin bu zevzekler tarafından dalından kopan yaprak gibi menzillerini kaybetmelerine en azından meğil etmelerine olanak sağlayan çukurlara önlem almalı. 

Bu toprakların çocukları algı operasyonları ile kendi devlet başkanlarına düşman, eli kanlı teröristlere dost edilmemeli. 

Buna yeltenen her türlü gizli açık organizasyonun tepesine demir yumruğu ile devlet inmeli. 

İhanetin göbeğindeki çukurların yanlarından çocuklarımızı ve gençlerimizi de gayya kuyularına çekmelerine asla fırsat verilmemeli. 

Demokrasi jelatiniyle bölücülük bozgunculuk satanlara millet 28 Mayısta cevabını verecek. 

Devlette sonrasında gençlere çocuklara uzanan o alçak elleri kırmalı. 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

14 Mayıs Seçiminde Okunması Gereken Mesajlar