Çekilişe saatler kala bizim komşunun ambardaki son darı kavgası…
Bana çıksın, yetim, öksüz, dul, kimsesizlere harcayacağım.
Kirasını ödeyemeyenlerin kiralarını bir yıllık ödeyeceğim.
Kabarık bakkal defterlerini bulup hesapları kapatacağım.
Fakirleri doyuracağım.
Açlara yardım edeceğim.
Aşevi kuracağım.
Kreşler açacağım.
Hayvan barınakları açacağım.
Sokakta yatanlara, sokak çocuklarına yerler yapacağım.
Vaatler, vaatler!
Bol keseden atmalar.
Bilet kuyruğunda kime sorsan hep aynı kuyruklu yalan.
Komşum gibi. Bitip tükenmeyen Allah ile pazarlıklar.
Hiç mütevazı hayaller de kurmuyor üstelik.
Pahalı istekler, para bol nasılsa.
“Sonra kendime Amerika’da kışlık villa alacağım,” diye duaya devam edişi.
Sıfır son model Mercedes, yat, kira geliri getirecek birkaç ev, birkaç dükkân.
Karıyı da boşayıp 20’lik bir çıtır aldık mı tamamdır.
Hatta birkaç tane daha olsa ne zarar var ki… Zenginim hem.
Ölmeden hurilerim olur, ne güzel.
Bir de uçak!
Bitip tükenmeyen pazarlıklar hatta kavgalı olduğu komşusuna kadar uzayıp gitti istekler.
Öyle ki füze alıp sınırdaki fakir komşuya fırlatacak kadar haddini aştı. Biz mi komşu?
O derece kendinden geçti yani.
Uyuya kalmasaydı kim bilir daha neler neler?
Kim bilir neler vaat edecekti komşucum.
Seçim kampanyası gibi bol keseden sallıyordu yattığı yerde. Karısı yetişti imdadımıza:
“Kalk hadi bey, kalkkk!”
“Çıktı mı?”
“Ney?”
“Milli Piyango biletim ne olacak? İçim çekilmiş, çekilişi beklerken uyumuşum.”
“Biliyorum. Beni boşaman için hakime yalvarıyordun uykunda.”
“Yok canım, daha neler! Yapar mıyım hiç öyle şey? Çıkarsa kimseye söylemeyin, akrabalar üşüşür kapıya. Hatta akraba olmayanlar bile akrabayız derler, hanım.”
“Biletim 4/1 çıkarsa kurtulduk, hanım.”
“Çıktı bey çıktı. Çocuklar baktı bilete.”
“Çıktı mı?”
“Evet çıktı, her yıl olduğu gibi üçün biri.”
“Amorti de mi yok?”
Komşumuzun günlerce ‘ya bana çıkarsa’ çatışması, karı koca arasında olaysız bitti ben evime giderken.
Herkesin bir hayali var yeni yıla girerken.
Benim tek hayalim, geriye saymak.
Ne hikmetse sayarken unutuyorum dilek tutmayı ama bu defa tutacağım hem de en büyüğünden.
364 gün tek hayalim buydu benim: geriye saymak.
Bir umut ışığı işte herkesin içinde ateş böceği gibi yanıp sönen.
“Belki bu defa,” dercesine, umutları kırılmış gönlünü tamir etmeye çalışıyor herkes kendi çapında.
Kimi Noel Babalı kırmızı termal çoraplarından.
Kimi turuncu cüzdanından…
Kimi hindi yerseniz günahkâr kılışından.
Kimilerine göre süslenmiş çam ağacı günahkâr.
Kimi işlediği günahın farkında olup kendisine günah keçisi arıyor sanki.
Milli piyangoyu alana mı haram kılındı sadece?
Peki ya satana neden tek kelime etmedik?
İçki haram dedik ama hep içene yüklendik.
Pavyondaki kadının hikâyesinden bize ne, öyle değil mi?
O günahkâr…
“Biz vergimizi çatır çatır ödüyoruz devlete,” diyor ve rahatlatıyor vicdanlarını bazıları.
Hz. İsa Peygamber’in dediği gibi:
“İlk taşı günahsız olan atsın.”
Günahımızla sevabımızla yeni yıla ha girdik ha gireceğiz birkaç saat sonra.
Yeni yılın hiç değişmeyen süper kahramanları: tombala, çekirdek, mandalina, elma, mısır ile…
Peki ne değişecek hayatımızda?
Cevap çok net:
Kader gayrete âşıktır.
Ha gayret!
Hadi hep birlikte!
10
9
8
7
6
5
4
3
2
1
0
25 ne mi?
25, en az emekli maaşı.
Sanırım en büyük ikramiye olur umut yolcuları emekliler için.
İyi eğlenceler.
Kutsal gün ve gecelerimiz mübarek olsun İNŞALLAH.
RAHMAN ve RAHİM olan biricik ALLAH’ımız kalbiniz hangi mutluluk için atıyorsa, kalbinizden büyüğünü ve hayırlısını versin İNŞALLAH.
Bende kalın.
Sizlerle mutluyum.
Benim ailemsiniz.
Mutlu kalın.
Yeni Yılınız Kutlu Olsun.
M&DE