Mısır da Almanya’dan “Türkiye modeli” istiyor

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Mısır da kendi turistik bölgelerine yönelik seyahat yasağının kaldırılmasını talep ediyor. Berlin’deki Mısır Büyükelçisi Halid Celal Amdülhamid, Alman basınına, ülkesinde yeni koronavirüs sayılarının düştüğüne ve sıkı önlemler uygulandığına işaret ederek buna karşın Almanya’nın Mısır’a yönelik seyahat ikazının devam ettirmesinden yakındı.

Alman haber ajansı dpa’ya konuşan Büyükelçi Abdülhamid, ülkesinin neden Türkiye’den daha farklı muamele gördüğünü anlamadığını belirterek Alman hükümetine “Bize iyilik yapmanızı istemiyoruz. Söylediğimiz tek şey, ülkemizdeki duruma bakın ve bunu göz önünde bulundurarak gerçekçi ve makul bir karar verin” daveti yaptı. Abdülhamid, “Her şey ülkemize yönelik seyahat ihtarının gerçek olmadığına işaret eder yönde” diye konuştu.

Mısır Büyükelçisi, ülkesinin, turistik beldelerini “güvenli bölge” ilan ettiğini, bunun Kızıldeniz, Hurgada, Şarm El-Şeyh ve Sina Yarımadası için geçerli olduğunu, bu bölgelerde enfeksiyon sayılarının sıfırlandığını dile getirdi. Mısır, Avrupa Birliği ülkeleri içinde Alman turistlerin en çok tercih ettiği ülkelerden biri. Geçen yıl 1 milyon 800 bin Almanın tatilini Mısır’da geçirdiği açıklanmıştı. Turizm, Mısır ekonomisinin yüzde 12’sine tekabül ediyor.

AVRUPA İÇİNDE BILAKIS GELİŞME

Öte yandan artan koronavirüs sayıları nedeniyle Avrupa kentlerine yönelik yeni seyahat ihtarları verildi. Çarşamba akşamı Almanya Dışişleri Bakanlığı, Belçika’nın ekonomi merkezi Antwerpen için yeni bir seyahat uyarısı yaptı ve bölgeye seyahatin tavsiye edilmediğini duyurdu. Alman Dışişleri, öncesinde de Lüksemburg ve ortalarında Katalonya, Barcelona ve Costa Brava üzere sevilen turistik bölgelerin bulunduğu, İspanya’nın dört kentine seyahat edilmemesi yönünde uyardı.

Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın verdiği seyahat uyarısı prensipte bir seyahat yasağı niteliği taşımıyor, fakat pandemi sonucunda ortaya çıkacak sağlık, çalışma, sigorta ve gibisi problemlerde hem vatandaşa hem de şirketlere tüzel çerçeve sunması açısından önem taşıyor. Örneğin bir ülkeye seyahat uyarısı verilmesi halinde satın alınmış uçak biletlerinin yahut tatil paketlerinin kesintisiz iadesi mümkün oluyor. Bu nedenle riskli bölge ilan edilen ve seyahat uyarısı yapılan ülkelere Alman tıp şirketleri tatil paketi satmaya yanaşmıyor. Ayrıyeten ihtara karşın riskli bölgelere gidenleri Alman hükümeti ülkeye geri getirmeyeceğini vurguluyor.

TÜRKİYE’YE YÖNELİK IKAZ HANGİ KOŞULLAR ALTINDA KALKMIŞTI?

Mart ayında Almanya’da görülen korona pandemisi üzerine memleketler arası uçak seferleri durmuş, yalnızca öbür ülkelerde mahsur kalan vatandaşların tahliyesi için özel uçak seferleri düzenlenmişti. Haziran ayında yapılan düzenleme ile Almanya, Temmuz prestiji ile Avrupa ülkelerinin birden fazla için seyahat ikazını kaldıracağını açıklamış, fakat ortalarında Türkiye’nin de bulunduğu 160’tan fazla ülkeye seyahat ikazının ise devam edeceğini duyurmuştu. 31 Ağustos’a kadar sürecek olan bu ikaz bilhassa yaz döneminde turizm beklentisi olan Türkiye ve Mısır üzere ülkelerde hayal kırıklığı yaratmıştı.

Türkiye, Haziran ayından itibaren uyguladığı turizm konsepti ile Alman hükümetini ikna etmeye çabaladıysa da 4 Ağustos Salı gününe kadar Türkiye riskli bölgeler kategorisinde yer almaya devam etti. Salı günü ise Almanya Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’de önemli turistik bölgelerin bulunduğu dört kente yönelik kısmi ve kurallı bir uygulama ile seyahat ikazını kaldırdı. Buna nazaran İzmir, Manisa, Aydın ve Antalya’ya gidecek kişilerin dönmeden önceki 48 saat zarfında korona testi yaptırmaları ve testin müspet çıkması halinde Türkiye’de tedavi olma yahut karantinaya girme zaruriliği geldi.

Şimdiye kadar ise Türkiye’den dönüşlerde Alman havalimanları, kara sonları ve garlarında gönüllü korona testleri üsretsiz olarak uygulanabiliyordu ve virüs tespiti halinde vatandaşlar da meskeninde karantinaya giriyor yahut ülkesinde tedavi oluyordu. Bu nedenle Türkiye’ye yönelik seyahat ikazının kaideli biçimde kısmen kaldırılması vatandaşlar ve turizm acentaları tarafından daha olumsuz sonuçlara yol açtığı gerekçesiyle eleştiriliyor.