Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nden Çevre ve Kentleşme Hakkında Çarpıcı Açıklamalar

Doğal ve Kültürel Varlıkların Tehlike Altında
BURSA (İGFA) – Mimarlar Odası Bursa Şubesi, yaptığı açıklamayla ülkemizde doğal değerlerin hızla kayıp yaşadığını ve bu duruma yol açan politikaları dikkat çekici bir şekilde eleştirdi. Şube, özellikle merkezi ve yerel yönetimlerin son yirmi yılı aşkın süredir uyguladığı sermaye ve yatırım odaklı kentleşme politikaları nedeniyle doğal ve kültürel varlıkların giderek yok olmaya yüz tuttuğunu vurguladı.
Açıklamada, mevzuattaki değişiklikler, yatırım kararları, çevre düzeni ve bütünleşik kıyı planları ile doğal sit alanlarındaki düzenlemelerin, çevresel etki değerlendirmesinde getirilen muafiyetlerin, doğal koruma mevzuatındaki hukuki güvenceleri ortadan kaldırdığı belirtildi. Doğal, tarihi ve kültürel miraslar kamu yararından uzaklaştırılarak, yatırım ve yapılaşma alanlarına dönüştürülüp, bu alanların tahrip edildiğine dikkat çekildi.
Çevre ve Yasal Düzenlemelerdeki Olumsuz Gelişmeler
5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle yapılan açıklamada, Çevre Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Mesire Yerleri, Sulak Alanların Korunması, Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Kıyı Yönetmeliği gibi temel yasal düzenlemelerdeki değişikliklerin, çevre karşıtı uygulamaları sistematik ve kurumsal hale getirdiği bildirildi.
Devletin, kamusal denetim görevlerini Çevre Ajansı gibi kurumlara devrederek, kıyı ve sahillerde işletme hakkını sermayeye aktardığı, eko turizm adı altında düzenlenen planlarla orman ve tarım alanlarında yapılaşmayı teşvik ettiği ifade edildi. Ayrıca, mesire yerlerinin niteliklerinin değiştirilerek, orman ekosistemlerinin turizm, maden ve enerji sektörleri için yeni rant alanlarına dönüştürülmesine vurgu yapıldı.
İklim Kanunu Teklifi ve Çevresel Etkiler
Son dönemde TBMM’ye sunulan İklim Kanunu Teklifi ile ilgili endişeler dile getirildi. Bu teklifin, iklim politikalarının geliştirilmesi, sera gazı salınımlarının azaltılması, tarımsal üretimin desteklenmesi, madencilik ve yapılaşma baskısının azaltılması yerine, piyasa ve sermaye odaklı karbon ticaretinin meşrulaştırılmasına yöneldiği belirtildi. Bu gelişmelerin, doğal ve yapılı çevre üzerinden sağlanacak gelirleri artırma amacıyla, yakın gelecekte kentsel ve kırsal alanlarda yaşanacak çevre tahribatının boyutlarını büyüteceğine dikkat çekildi.
Çevre Hakkı ve Devletin Sorumluluğu
Çevre ve doğa tahribatına karşı herkesin sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşama hakkı olduğu vurgulandı. Devletin, bu hakkı koruma, çevreyi geliştirme ve kirlenmesini önleme konusunda sorumluluğunun altı çizildi. Doğal kaynakların korunması, bu kaynakların tüm yurttaşlarca eşit kullanılması ve kamu yararını gözeten çevre politikalarının geliştirilmesi gerektiği bildirildi.
Son olarak, çevre karşıtı yatırım ve plan kararlarının ivedilikle durdurulması, bilimsel şehircilik ve planlama ilkelerine uygun kamusal politikaların hayata geçirilmesi zorunluluğu vurgulandı. Mimarlar Odası Bursa Şubesi, tüm meslektaşları ve yurttaşlar adına, Dünya Çevre Günü’nde bu mücadeleye devam edeceklerini ve doğal ile kültürel çevrenin korunmasında kararlı olduklarını belirtti.