BursaYazarlar

Kibirli Koltuklar!

İsmail Taştan Yazdı…

Siyaset sahnesinde sıkça karşımıza çıkan bir gerçek var: Koltuklar geçici, ama kibir kalıcı. İktidarın cazibesi, insanı büyük yanılgılara sürükleyebilir; zira güç zehirlenmesi dediğimiz olgu tam da burada devreye girer.

Kimi insanlar, ellerine geçen bu gücü kişisel bir dokunulmazlık zırhı olarak görür. Eleştiriler bir kulağından girer, diğerinden çıkar; uyarılar boşuna yapılır, zira kendilerini hatasız sanırlar. Ancak, tarih bize bir şeyi öğretiyor: Kibir, yalnızca sahibine değil, koca bir millete de kalıcı hasarlar bırakır.

Koltuklar, bir zamanlar emanet edilen kişiler için hizmet aracı olmalıdır. Ancak, ne yazık ki günümüzde bazı insanlar bu koltukları sadece egolarını şişirmek için kullanıyor.

Toplumun menfaatleri yerine, kendi çıkarları ön planda tutuluyor. Bu noktada kibir devreye girer ve sadece o bireyi değil, bütün toplumu da zehirleyen bir hastalığa dönüşür.

Gerçek liderlik, yalnızca güç sahibi olmak değil, halkın vicdanında yer bulmaktır. İktidar geçicidir, ama adaletle anılmak kalıcıdır.

Kibrin en tehlikeli yönü, insanın gözlerini kör etmesidir.

Eleştirileri kulak ardı eder, hatalarını göremez hale gelirler. Ancak unutulmamalıdır ki, bu körlük, eninde sonunda o kişiyi yerinden eder. Ama arkasında bıraktığı tahribat, yıllarca onarılamaz. Halkın güvenini sarsar, kurumların itibarını zedeler ve toplumda derin yaralar açar.

Güç, bir gün var, bir gün yoktur; ancak kibir, kalıcıdır. Güç, geçici bir şeydir; bugün elinizde olan, yarın olmayabilir. Ama kibir, bir kez yerleşti mi, kalıcı izler bırakır. Bu nedenle, koltukta oturan herkesin, bu emaneti taşırken adaleti ve dürüstlüğü elden bırakmaması gerekir. Çünkü unutulmamalıdır ki, kibirle yönetilen bir toplumda adalet, güven ve barış zedelenir.

Siyasette kalıcı olan, gönüllerde taht kuranlardır, kendi tahtını kurmaya çalışanlar değil. Koltuktakilerin en büyük düşmanı, kendi içlerindeki kibirdir. Bu düşmanı alt etmenin yolu ise mütevazı olmaktan, halkı dinlemekten ve hatalarını kabul etmekten geçer.

Ancak o zaman, yalnızca koltuklarında kalmazlar, aynı zamanda halkın gönlünde de taht kurarlar.

Sonuçta, Koltuklar Geçici Kibir İse Kalıcı Hasarlar Bırakır.

*******

Gerçek liderlik neymiş?

Sadece koltuk sahibi olmak mı?

Hadi oradan!

Liderlik, sadece güç gösterisi değil, aslında halkın kalbinde ve vicdanında yer bulmaktır. Çünkü ne demiş atalarımız? “Gönülden gönüle bir yol vardır.”

Ama bizim bazıları, bu yolu bulamayıp, sadece iktidarını koltuğunu sağlamlaştırmanın peşinde koşuyor.

Peki, iktidar nedir?

Geçici bir heves, gelip geçici bir rüzgar…

İktidar gelir geçer, ama adaletle anılmak, işte o baki kalır.

Ama adalet kalıcıdır?

Şimdi soruyorum size: Gerçek lider kimdir?

Halkın vicdanında yer bulan mı?

Günü kurtarmaya çalışan mı?

Yoksa koltuğunu kurtarmaya çalışan mı?

Bu sorunun cevabını bulmak için aynaya bakmak gerek…

Gerçekten lider misin, yoksa sadece gücün büyüsüne kapılmış biri mi?

Sonuç olarak: Gücü elinde tutmak değil, vicdanları kazanmak önemlidir.

Bu farkı anlamak için büyük bir yürek lazım, büyük bir koltuk değil.

*****

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu