
Her meselede sessiz kalıyoruz. Her hakaretin üstünü örttük.
Her ihaneti sineye çektik.
Ama artık yeter!
Hep alttan alan, hep anlayış gösteren taraf biz mi olacağız?
Üç kuruşluk çıkarları uğruna Kıbrıs’ımızı yok sayanlara karşı susmaya devam mı edeceğiz?
Türk Devletleri Teşkilatı üyeleri son günlerde öyle bir adım attı ki, ne diplomasiyle ne de kardeşlikle izah edilebilir.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne büyükelçi atamaları…
Evet, yanlış okumadınız.
Kardeş dediğimiz devletler, kanla alınan Kıbrıs’ı Rumlara “tek temsilci” olarak teslim ettiler.
Bu atamalar belki doğrudan “Türkiye’yi karşımıza alıyoruz” anlamına gelmiyor. Ama en azından şu mesajı veriyor:
“Türkiye’nin hassasiyetleri bizim için o kadar da önemli değil.”
Bunun adı diplomasi olamaz.
Bu, menfaat uğruna kardeşliği feda etmektir.
Türkiye, yıllardır Türk Dünyası’nın birliği için çabalıyor.
Ortak alfabe dedik, tarih dedik, Nevruz dedik.
Birlikte kutlayalım istedik.
Beraber yazalım, birlikte öğrenelim, birlikte yürüyelim istedik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nevruz’u Türk Dünyası’nın ortak kutlaması haline getirmeyi önerdi.
Milli Eğitim Bakanlığı, Türk Dünyası kavramını ders kitaplarına yerleştirdi.
Ortak tarih kitapları, ortak üniversiteler, hatta ortak bir vizyon için adımlar attık.
Ama ne oldu?
Tam Türkiye’nin etkisi artmaya başlamışken, bu “kardeş” ülkeler ilk fırsatta sırtımızı döndü.
Kıbrıs’ta Rum tarafına büyükelçi atayarak, Türkiye’yi görmezden gelmeyi tercih ettiler.
Bu mu kardeşlik?
Kardeşlik lafta değil, duruştadır.
Ve o duruş, bu yapılanlarla yerle bir edilmiştir.
Şunu artık açıkça söylemek zorundayız:
Birileri, Türk Devletleri Teşkilatı’nın güçlenmesini istemiyor.
Ve ne yazık ki içeriden de buna hizmet edenler var.
Türkiye Cumhuriyeti, bu tabloyu görmezden gelemez.
Bu “hoş olmayan” tavra karşı bir diplomatik ayar şarttır.
Çünkü mesele sadece Kıbrıs değil.
Mesele, Türkiye’nin itibarıdır.
Ve biz bu itibarı, kardeşlik maskesi takanların çıkar oyunlarına kurban edemeyiz.
Kardeşlik adı altında yapılan bu hamleler karşısında artık sessiz kalmak ne diplomasiyle ne onurla bağdaşır.
Ya birlik, ya da açıkça yollar ayrılır.
Çünkü bu coğrafyada kardeşlik, bu kadar ucuz olamaz.